Benim şanlı bir dünüm, önemli bir bugünüm, parlak bir yarınım var. Geçmişte bilim yuvası idim. 800 yıl önceyi ne Türklüğün ne Müslümanlığın kalesiydim. O zamanki Şeyh Ali-yyül-müîni’yi, fakıyh mevlânâ Alâeddin’i, usûl uzmmanı Şeyh Cibril’i fürû uzmanı şeyh mîkaîl’i, zünnûn ibn-iz-zâhid i Mâkuuliyi, şeyh Hayrettin’i, şeyh Cârullah’ı, şeyh ilyâs’ı, şeyh fakıylı Durmuş’u ve başkalarını ben yetiştirdim. İnanmazsanız (Maârif-ül bilâd adlı Arapça (Tarih-Coğrafya sözlüğü) ne bakınız!

550 yıl önce, ünü dünyaya tutan (Aynî Bedrettin Ebî Muhammet Mahmût-ül Aynî) adlı Allâmeyi ben yetiştirdim.

380 sene evvel (Mütercim Asım) ı ben yetiştirdim.

350 yıl önce (Nazmü’l-leâl) adlı manzum lugat’i yazan kudretli dil bilgini şeyh Ahmedi ben yetiştirdim.

130 yıl önce (Nazmü’l Cevahir) adlı, yazılması insan gücünün üstünde, manzum bir lügat kitabı, Türkçe bir divan, yeniçerilerin kaldırılmasıne ait (Nusretnâme-i zafer alâme) adlı kâsîdeyi yazan (Ayni Hasan Efendiyi) ben yetiştirdim.

140 yıl önce (Mehmet Münib Efendi Hoca) 50 yıl önce (Münif paşayı), ve en sonda (Aydi Baba) gibi mütasavvıf şairi, (Hasırcıoğlu Hafız Mehmet Ağa) gibi, (Hasib Dürrî) gibi (Mazhar Efendi) gibi kudretli şairleri yetiştiren yine benim.

Bunların yüzlerce eserleri var. Yalnız bunlar mı? Daha nice nica âlim ve şairlerim var. Bunlardan (62) sini, Şakir Sabri Yener, (Gaziantep Büyükleri) adlı kitabında (64) ünü de Hikmet Turhan Dağlı oğlu (Gaziantep Meşâhiri) adlı kitabında yazdı Ama hepisi bu kadar mı ya? Hele kalemlerle sondajlar yapında bakın! Daha ne yer altı âlim ve şâirlerim, ne yer altı ilim hazinelerim ve definelerim var!

Bu kadar büyükleri yetiştirmek için 800 yıldan beri en az 50 medresem, 30 adet Özel ve genel kütüphanelerim çalışiı. Yer yüzünde kendime (Küçük Buhara) dedirttim.

Ehli salip ordularına karşı Müslümanlığın kalesi idim. Fransız ordularına karşı da (Türk Verdünü) oldum. 6000 evladımı toprağa gömdüm. Bir o kadar da mâ’lûlüm var. Büyük Millet Meclisi asîl göğsüme (Gazi) lik nişanını takdı.

Bu günüme gelince: Yine yüzlerce evladım yüksek tahsilde, binlercesi orta tahsilde on binlercesi de ilk öğretim de ilim irfan aşıkı bir beldeyim.

Teknikte de güney ve doğu şehirlerinin en üstünüyüm. Sanatkârlarım motorlu tezgâh, baskül, vantilatör, Karuser, çeşitli kilimler, dokumalar ve bakır işleri yapıyorlar. Bunla Türkiyenin her tarafında üstün rağbet görüyorlar.

Yarın’ım da dünümden, bu günüm de daha parlak, halkım zeki ve çalışkan, havam güzel, huyum güzel. Bana kimi (Güney gelini) kimi (Güney incisi) der. Ne deseler yakışır.

O halde söyleyin ey ahâli, ey yetkili makamlar, ey aydınlar! Bana bir üniversite yakışmaz mı? Niçin yakışmasın? “Güzele köken bile yakışır.,,

Eğer bu üniversiteyi başka bir şehire vermek isterlerse İstanbul, Ankara, İzmir’den başka; dünüm, bu günüm ve yarınımla, bütün Türkiye şehirleriyle imtihana hazırım. Buyursunlar geçsinler karşıma!

Haksızlık olur bana bir üniversite verilmezse, yazık olur sana!..