1954 senesinde Kale takımının sol haf mevkiinde, narin yapılı, enerjik, kıvrak oyunu ile temayüz eden bir futbolcu vardı. Sanki, sessiz, efendi bir sporcu idi.

O sene futbol mevsiminin sonlarına doğru bir gün yapılacak kır koşusunda koşacak atletin biri gelememişti. İdareciler takım noksan çıkmasın diye narin yapılı enerjik, kıvrak futbolcuyu koşarak oradakileri şaşırtmıştı. 1956 yılının başlarında Adana’da yapılan kır koşusu gurup birinciliğinde, Gaziantep takımı gurup şampiyonu olmuş narin yapılı futbolcu da gurup birincisi. Koşuya başlarbaşlamaz büyük bir varlık gösteren bu koşucu, büyük atlet Muharrem Dalkılıç’tan başkası değildi. İlk yarışından sonra hergün biraz daha varlık gösteren Muharrem, Abdurahman Akpınar (Hacı Hanefioğlu) dan sonra Gaziantepli 2.millî atlet olarak atletizm tarihimize geçmiştir.

1955’de Ankarada yapılan Atatürk koşusunda bir çok şöhretlerin arasında ikinci olduktan sonra ilerden beri atletizme kıymet veren Ankaralı idareciler Muharrem’i Ankara’ya almaya uğraştı ve muvaffak da oldular.

Kefercebel Köyünde doğan Dalkılıç’ın bugünkü duruma gelmesinde kıymetli atletizm ajanımız Saip Aksoy’un emeği çoktur. Memik İçdeniz’de Mubarrem’in için hayli uğraşmıştır.

1955’te Ankara’da İsrail, Ankara, İstanbul ve Gaziantep iştiraki ile yapılan yarışlarda Muharrem 3 bin ve 1.500’de 3. oldu. 3 binde İsrailli atlet 7. oldu. Ertesi hafta gençler arası 5.000m. Türkiye birinciliğinde Türkiye rekorunu kıran Dalkılıç, 1956 Kahire’de millî oldu.

23.05.1950 tarihinde Soyada yapılan Balkan olimpiyatlarında 3.46.6 ile Türkiye 1500 m. rekorunu kırdı. Bunlar dan başka bir çok on bin, beş bin ve 1.500 m. Türkiye birincilikleri vardır.

1955 senesinde Ankara yapılan Atatürk koşusunda ben de bulunmuştum. Saip Aksoy o zaman Ankara atletizm ajanı olan Sami Yavrucugk’a koşudan bir gün evvel bizim atletlerin parkuru tam bilmediklerini, ellerinde bir plân varsa verilmesini rica edince Sami Yavrucuk gülerek Saipciğim dedi sanki atletlerin en önde mi gelecek, nasıl olsa önlerin de birçok atlet olur seniııkiler de onlara bakar arkalarından gider diye alay etti.

O gün Muharrem fevkâlede bir koşu çıkararak en önde geliyorduki yarışın bitmesine 70-80 m. vardı, parkuru iyi bilmediğinden yanlış yola gitti müsaba kayı taksi ile takip ediyorduk, ikaz ettik çocukcağız döndü ama 7-8 m. gerisinde gelen Güneş Tecelli başa geçmişti. Dalkılıç bütün enerjisi ile yarışa asıldı tam Güneşe yetişeceği sırada önüne bir taksi durdu ve arabanın dört kapusu birden açıldı. Güneş taksiyi geçmiş gidi yordu ve Muharrem ikinci oldu.

Koşudan sonra Sami Yavrucuk gelerek Saip Aksoy’dan özür diledi. Senesini hatırlamıyorum 10 bin m.lik kır koşusu Türkiye birinciliği Ankara’da yapılıyordu. Bütün musabıklar iddialı idi. Çok çekişmeli geçen bir koşudan sonra Muharrem; Ekrem koçak’ları, Cahit Önel’leri, İlhami Koçak’ları, Apdullah Gökpınar’ları, Hüseyin Topsakal’ları geçerek Türkiye şampiyonu olmuştu. Yarışdan sonra Atletizm Federasyonu reisi Jerfi Fırlattı, Nali Moran, Besim Aybars ve daha bir çok Atletizm otoriteleri Muharrem’i tebrik ediyorlardı. Kıymetli koşucunun eşofmanının göğsünde Ankara yazılı idi. Sami Yavrucuk’a ağabey Muharrem’in göğsüne ufacık bir yazı ile Gaziantep yazsak olmaz mı diye şuka ettim bunu duyan Dalkılıç boynuma sarılarak ben her zaman Gaziantepliyim dayı dedi. İkimizinde gözlerimiz yaşardı.

Halen Ankara’da olan değerli rekortmenimizin ayağında ufak bir sakatlığı olduğunu işittim inşallah yakında da iyileşir ve nice rekorlar peşinde koşar.

(Yeni Gün’den)

21.04.1961