Antep, ötedenberi birçok âlim, şair, hekim yetiştirmiş kahraman bir memlekettir. Bu yazımızda Dokuzuncu hicret asrında Antepte yetişmiş iki hekimin hal tercümelerde eserlerinden bahsedeceğiz.

Antep 922/1516 senesine kadar Mısır memlûklerinin idaresinde kalmıştı. Mısır idaresinde bile Antep milli hüviyeti olan Türklüğünü muhafaza etmiş, Mısır idaresine Bedreddin Mahmud Elaynî gibi din ve tarih âlimleri, İbni Bali gibi edib ve şairler, Şemseddin Eiemşatî gibi büyük insanlar yetiştirmiştir.

Antepli iki büyük hekimden biri Reisületibba (Müzafferüddin Mahmud Eiemşatî) dir ki 810 hicrî tarihinde Antepde doğdu.[1]Kendisi asil bir Türk ailesine mensubdu. İstanbulda Süleymaniye kitab sarayında Yenicami kısmında 8720, numarada kayıdlı (Tabakatülmüfessirin) adlı eserin 86 inci varakında bu büyük adam işin şu malûmat vardır:

(Mabmud bin Ahmed, bin Hasan, bin Yakubül Antabî elhanefi Müzafferüddin Elemşati Antepde 810 tarihinde doğdu, Fıkıh ve tıbla uğraştı. Camii Tolunda tıb tedris etti. Reisül etibba oldu.) Camii Tolun bu devirde bütün İslâm âleminin en büyük bir tıbbiyesiydi. Muzafferüddin Elemşatînin hangi tarihde öldüğünü bilmiyorz. Fakat kardeşi- Hanefi Kâdıyüikuzzati Şemsül Emşatinin 885 hicrî senesinde Kahîrede öldüğünü İbni Ayaş haber vermektedir[2]

Hekim Antepli Müzafferuddinin Beyazid camii içinde bulunan Veliyüddin Efendi Kütübhanesinde 2511 ve 2512 numaralarda kayıtlı:

(Kitabı şerahüllemhatul afife elmüsemma bitesisıssıhha) adlı arabca iki ciltlik tıbba ait bir eseri vardır. Birinci cilt 304 varaktan ibaret olup beher sahifede 25 satır vardır. Yazı arap nesihidir. Bu kitap aslî nüshadan 959 hicrî tarihinde istinsah edilmiştir. Bahis başları kırmızı mürekkeple yazılmıştır. Kitap 18X13½ ölçüsündedir. Cildi kahve renginde ve işlemelidir. Birinci ciltte olan başlıca bahisler şunlardır:

Emrazürreis = baş hastalıkları, Marazülmerak sahife 31 de, verem ve sebebleri sahife 81 de, Sial sahife 125 de, Kulunç sahife 190 da, Emrazüttenasül ve teşrihuha tenasül hastalıkları ve teşrihi sahife 223 de. Bu bahisde erkeklerle, rahım hastalığına dair 25 varak yer tahsis edilmiştir.

İkinci cilt ise 168 varaktan ibaret olup her sahifede 21 satır vardır. ölçüsü 18X113½ dır. Yazısı arab nesihidir. İkinci cilt (Faslı Teşrihülkebed ve Emrazulkebed) den başlamaktadır.

Her iki kitabın başında (Telif Eşşeyhülimamülâlem Elallâme Mu- zafferüddin Elemşatiyül Ayntabi) cümleleri okunmaktadır. Bu tıbbî kitapda her hastalığın tedavi tarzı ile kullanılması lâzım gelen ilâçlar sarahatle gösterilmiştir.

Kendisi kitabın mukaddemesinde şöyle söylemektedir.

(Bu kitapda her şeyden ziyade mariz olan uzvun teşrihine ehemmiyet verdim. Sözü uzatmak istemedim ve hastalıkların ilâcını gösterdim.)

Antepli Müzafferüddin bu eserini yazmak için Ebu Ali Sina’nın kitabı kanunile, Alâeddin Ommi, Ebulhasan Ali bin Ahmet, Kehmed Zekeriya Errazi, Ebu Mansur Süleyman gibi tabiplerin kitaplarından istifade ettiğini de zikretmektedir.

İkinci cildin sonunda ilâve edilmiş bâzl ilaç terkipleri vardır. Meselâ bunlara misal olarak şu parçayı yazayım:

(Katır, tırnağını ihrak edip külünü zeyt yağile merhem edip her, nereye sürülse kıl bitirir, mücerreptir.)

Bu ilave ve ilaçların (Mehmed bin Mustafa) isminde bir tabip tarafından yazıldığı anlaşılmaktadır. Bu kitaplar Şeyhülislam (Veliyüddin efendi bin elhac Mustafa ağa, bin elhac Hüseyin ağa 1179) nın vakfıdır.

Antepli Musafferüddinin bu kitabı tababetimiz ve tıb tarihimiz için tetkike değer bir kitapdır. Esasen Mısırda Camii Tolunda tıb külüyesini aslı Türk olan bir çok. tabipler son derece tarakki ve tekâmül ettirmişler.

Şu zikredeceğimiz iki vak’a hem tababet tarihi hem de birer tarihî hadiseyi aydınlatması bakımından değerlidirler:

Birincisi:

795 senesinde Sultanı Rum yıldırım Bayezidin elinde illet zuhuretmişti. Yıldırım Bayezid Meliki Zahir Berkukdan bir tabibi hazık istedi. Sultan ona Şemseddin Mehmet bin Mehmedüssagiri tayin ve harcırahını vererek elçi Emir Hüsameddin ile Bursaya gönderdi.[3]

İkincisi ise:

Sultân (Kayıtbay) Bimaristanda her sene kesilen yılanların bu sene de huzurunda kesilmesini emretti. Yılan sayisi yılanların Bahre salonunda sultanın huzuruna getirdi ve bunların kesilmelerini zevkle seyretti. Yılanların tıbbi bir maksatla beslediyordu. Yılanlar Bimaristanda besleniyorlardı. Sultan reisi etibba Şemseddin Elkosuni ile oğlunu takdir etti ve onlara hıl’at giydirdi)[4] 902 senesi şabanında..

Bu iki büyük hekim de aslan Türk bulunuyordu.

Bu makalede kendisinden bahsetmek istediğimiz Antepli ikinci hekimin adi ise (Mahmud bin Ahmedülantebi) dir.

Bu zatın Süleymaniye Kitapsarayında Şehit Ali paşa kısmında 2006 numarada kayıtlı (tesisületkan velmesane Fiilelülkilye velmesane) adlı tıbbî arabca bir eseri vardır.

Kitap-45 varaktır. Her varakta 15 satır vardır. Yazısı arab neshidir ölçüsü 22X15 ½ . Antepli Mahmud bu kitabı 887 senei hicriyesinde Mekkede yazdığını kitabının mukaddimesinde kendisini "bu kitabi yâzmaya mecbur eden sebebi şu yolda izah etmektedir:

(Gördüm ki oradaki halkın ekserisinin kilye ve mesaneleri hastadır. Onlara bu hastalığı öğretmek ve bu hastalıktan kurtulmak için bir

Kitap yazmak istedim ve bu kitapta âlimlerin bu bapdaki sözlerini topladım ve kitabımı (Tesisületkan velmesane) tesmiye eyledim.

Antepli Mahmudun kitabı bîr mukaddeme ile iki bab ve bir hatimeden ibarettir. Hatime ise üç fasla ayrılmıştır.

Mukaddimede: Kilye emrazı sebebleri, alâmetleri, ilaçları.

Birinci bapda: Mesane emrazı sebeb ve alâmetleri ve ilâçları.

Hatime: Birinci fasılda: Mürekkep ve nafi edviyeler ikinci fasılda: Edviyenin müfredatı

Üçüncü fasılda: Bu fende yetişmiş olanlardan hususda söyledikleri sözler ve ileri sürdükleri fikirler.

Antepli Mahmudun hangi tarihde ve nerede öldüğüne dair bir kayda rastlamadık. Yalnız kitabının baş tarafında (Cenabı hak Beni Mekkei mükerremede mücaviretle müşerref kıldı) dediğine nazaran orada öldüğü kabul edilebilir.

Türk oldukları halde eserlerini arapca yazan nice âlimlerimiz vardır. Başda bütün beşeriyetin kendisiyle iftihar ettiği İbni Sina da bunlar içinde diğilmidir? Antakyalı bir Türk olan hekim Şeyh Davud da bunlar arasındadır. Tıb tarihimiz için bu iki eserle iki büyük Antepli hekimin ihmal edilmiyecek hatta şerefli Birer; yeri dolduğunu kabul edebiliriz.

Yazan H. T. DAGLIOGLU


[1] Emşat tarağa denir. Farisîde şane derler. Müfredi elmeşattır.

Kamus tercemesi: Matbaai Osmaniye tabî cilt 3, s, 132 [Antepli Muzafferuddin ki Kanius mütercimi ve vaka nüvis Antepli Asım efendiden sonra vak’anüvis ve hekim Ataullah efendinis de Tarakcı oğlu manasına. gelen Şarkizade lâkabile anılması garip bir tesadüf eseri değil midir?

[2] Bedayiüzzuhur fi vekayiûddûhur. Cilt 3, s, 165 İstanbuldaki Alman Asarı atika enstitüsü tarafından neşredilen arabca bu eserde Şemseddin Elemşati kakkmda şu satırlar vardır:

Şemseddin Elemşati Mehmet bin Ahmed bin Haşan bin İsmail bin Yakub Elantebi Elgickâvi 885 senesi Ramazanında öldü. Kendisi Alim, Fazıl, zahid, mütteki, çok akıllı, hoşsohbet, hazır cevap bir zattı, her zaman hürmet ve itibar görürdü. Asrının âlimleri arasında temayüz etmişti. Bir türlü halledilemiyen evkaf işlerini halletmece muvaffak olmuştu. Asrın nadir yetiştirdiği bir şahsiyetti. Kadıülkuzzat vazifesini de iffetle başardı.

[3] Akdül Ciman Tarihi Ehlüzaman. Antepli Ayni…

Topkapı Sarayi, Hazine kısmı Numara 280, Türkçe hercemesi cilt 8 vanık 202 …

[4] Bedayiüzzuhur fi vekayiüddühur, İbni Ayas, Cilt 3, s. 350 Alman Müsteşrikler Cemiyetinin İstanbulda tabettiği nüsha.