Gaziantep şehri, vilâyete mülhak kazaları ile beraber 933 yılma girerken iktisat yönünden arkada bıraktığı beş on yılı hiçte özlememiş ve bu yılın ilerleyen her ayında kuraklık müstesna geçmişte kaybettiklerinden azıcık daha telâfi ederek 931’den beri ilerleyen inkişafına devam etmekte bulunmuştur.

Vilâyetimizin eczası arasındaki iktisadi muhassala, Gaziantep’te daha ziyade sanat köküne ve mahsulât kütüğüne, mülhakatta ise sabunculuk ve son senelerde başlayan dokumacılık istisna edilirse tamamen mahsulât köküne dayanmaktadır. Bunun içindir ki kurak veya verimsiz yıllarda da Gaziantep ticaret hayatı fazla cansızlık göstermez. Nasıl ki 1933 yılında ileri atılan ticaret adımlarında 932’nin istok fıstıkları, kuraklığa rağmen iyi bir rekolte te’min eden deli tütün kadar dokumacılık kaynağının kudreti görülür.

Ticaret üzerinde en müessir amillerin biri de yol olduğuna göre doğu, batı, poyraz ve güney ile aramızdaki yollar günden güne daha ziyade düzelmektedir.

Gaziantep’in 50 kilometre şimali garbisindeki (Narlı), 90 kilometre garbindeki Fevzipaşa duraklarına uzanan şosalar ile Nizip’ten Urfa istikametinde, Kilis’ten Halep istikametinde gi­den şosalar ve Akçakoyunlu durağını şehrimize birleştiren şosa sayesinde her tarafla münakale ve muvasala imkânları mükemmelen mevcuttur. Faaliyeti ticaretimizde bu şosa ve durakların ehemmiyeti iktisadiyesi kabili inkâr değildir. Vilâyetimiz ve şehrimiz, dahilde Karadeniz kıyılarına ve Trakya’ya kadar, hariçte Suriye’den Afrika’nın şimal sahillerine ve Amerika’ya kadar ıaal gönderen bir ülkedir- Bu itibarla ticaretimizi ihracat ve ihraç mallarımızı; dahile, harice, yahut her ikisine birden gönderilmeleri itibari ile üçe ayırabiliriz.

A-Hem Türkiye’ye hem Ecnebiye gönderilenler. Antep fıstığı, ham ve mamul deri, yün, kıl ve mamulâk, Antep pekmezi, kuru üzüm, zeytinyağı, orman hasılatı, kereste, bağırsak, kabuklu ceviz ve içi, tatlı, acı badem içi, kaysı çekirdeği içi, bakliyat.

B-Yalnız Ecnebiye gönderilenler: Yaprak deli tütün, canlı hayvanlar, bazen akdarı ve arpa, dolmalık patlıcan ve kabak kuruları.

C-Yalnız Türkiye’ye gönderilenler: Dokumalar, Antep kilimi, sabun, deri mamulâtı, yaş üzüm, içkiler, afyon ve haşhaş tohumu (son iki yılda ekilmemiştir) av postakileri.

Bu mallardan Antep fıstığı, üzüm, pekmez, deli tütünün evvelce Antep’in ziraî hususiyetleri sırasında vasıfları ile ve istihsal ve ihracat miktarları ile beraber bahsi geçmişti. Geriye kalanlardan:

Yün, kıl ve mamulâtı evvelleri Suriye’ye olan yün ihracatımız değerli bir yekûn tutmakta idi. Gün geçtikçe istek azalmış ve son zamanlarda hemen hiç kalmamış gibidir.

Kıl ihracatımız devam etmekte ise de mühim bir yekûn tutmamaktadır. Gümrüğünü korutmadığı için bir zamanlar küllüyetli miktar da giden kıl çadır, harar, Antep kilimi, kirkidi kilim ihracatı da kalmamıştır. Son yılların ihracat vaziyeti şudur:

Senesi

1930

1931

1932

1933

Ton

200

142

43

23

Canlı hayvanlar Suriye, Filistin, Mısıra kadar ihraç olunan koyun ve keçilerimize vilâyetimiz %80 nispetinde bir transit iskelesi vazifesini görmekte, %10-20 nispetinde de kendi malından yollamaktadır.

Son zamanlarda Anadolu’nun her tarafında olduğu gibi bizde de de varlarımız çok ucuzlamıştır.

Vilâyetimizden yahut bu yol ile olan ihracatımız şudur:

Senesi

1931

1932

1933

Lira

835.000

939.000

505.000

Baş

110.000

164.100

121.000

Vilâyetimiz tam mevsim olduğu yıllarda ancak kendi hubübati ile idare olunabilir. Aksi takdirde bilhassa buğday için» komşu vilâyetlere muhtaçtır. Bununla beraber meselâ 931 yılında 800 ton kadar arpa ve daha evvel 400 ton kadar akdarı ihracatı yapmıştır. Nohut, mercimek gibi bakliyat ile sisam ihracatı her yıl 1000 ton kadar olur.

Amerika’ya giden senede 23 milyon adede yakın dolmalık oyulmuş ve sureti mahsusada güneşte kurutulmuş patlıcan ve kabak kurusu ile Suriye’ye gönderilen sumak, sumak yaprağından başka fıstıklı, bademli, cevizli tatlı sucuklar, hıyar çekirdeği, kavak direği, zeytin odunu, kömür gibi birçoğu hem Suriye hem Türkiye’ye giden ihracatı mallarımız olduğu gibi uzun müddet bozulmayan ‘’Antep baklavası da’’ Türkiye’nin bazı şehirlerine gider. Vakti ile Amerika’ya kadar da gitmiş idi.

İthalât

İthalât malları da yerli veya yabancı ikiye ayrılır. Bunun yerlilerine mensucat ve ipliğin bir kısmı ile İnhisar maddeleri, hububat, sebzeler, canlı hayvan ve bazı yıllarda sabunluk zeytin yağı girer.

Ecnebi malları da her nevi mensucat ile iplik “son yıllarda yalnız yirmi numaradan yukarısı” makina, oto, lastik, çay, kahve, baharat, petrol, benzin, demir mamulâtı, attariye, kırtasiye, hırdavat ve sairedir.

Ecnebi ile alışverişimizde Gaziantep’te son yıllar hemen baş başa kalınmakta; vilâyet itibari ile ise %5-10 nispetinde bir fazlalık görülmektedir. Merkezle mülhakat arasındaki bu fark ithalât mallarımızın daha ziyade merkeze celp ve tevzinden ileri gelmektedir.

Her ne kadar ihracatımız arasında birkaç yüz bin lira tutan canlı hayvanlar kalemi tamamen vilâyetimizin malı değilse de buna karşı ecnebiden gelen mallardan komşu vilâyetlere dağından otomobil ve emsali istihlâkâtımızdan ayırt edilirse karşılaşmış olur. Türkiye ile olan alışverişimizde ise lehimize olarak geçmiş yılların çok fazlası ile bir milyon liradan fazla bir fark vardır. Bu da iri adımlarla ilerleyen dokuma sanayiimizin terakkisinden doğmuştur.

İthalât ve ihracat arasındaki nispetlerin 1913 yahut 923 yılları için heyeti umumiyelerini gösterebilecek vesaik bulunamamıştır. Ancak son yıllarda vilâyetimizin ihracat ve ithalat fişleri şudur:

1931

1932

1932

Bin Lira

Ton

Bin Lira

Ton

Bin Lira

Ton

Ecnebiye

2066

3687

1836

3565

1323

2740

Ecnebiden

2070

3354

1655

3101

1319

1961

Türkiye’ye

2323

6597

3164

6702

4395

7688

Türkiye’den

1974

5570

2223

5256

3250

8100

Gaziantep şehrinin ticari faaliyetini ölçecek esaslara ancak 927 yılından beri tesadüf edilmekte olmakla o tarihten bugüne kadar olan ölçülerden aralıklı üç yılın ithalâtı ve ihracatı grafikle gösterilmiştir.