Geçen Sayıdan Devam

Evet sabahlayın Hotelde uyandığım zaman, Hotel deyorum. Bilirsin ki burada damlar yanyana yataklar da hemen öyle demek, uyandığım zaman bir saat kadar kahveye, oradan çarşıya oradan da mükerren banyo, sonra öğle ortasında kestirme bir uyku, işte bir gün. Ruznamei hayattan koparılarak çirkabe fırlatılmış fersude, zavalli bir yaprak. Filhakika samimi dostlarım yok değil. Konuşulacak, görüşülecek içen içmiyen takımdan birçok arkadaşlarım da var. Bazan da onlarla hasbihal fakat netice:

Eyvah bu baziçide bizler yine yandık.

Uzattım değil mi? Kusura bakma şindi arkaüstü uykum gelirse seni tacizden vazgeçerim. Uyuyamazsam bir tıraş daha geçerim.

Olmadı uyuyamadım. Aksi şeytan evde rakı da yok. Bari biraz daha beni dinle. Ne söylesem Ya Rabbi. Hah aklıma geldi. Vaktile sen, ben senin İsmet, benim Ali, yavrucuklar çemenlerin çiçeklerin neşesile sermest konuşuyorlardı. Ben de sen de mechul, sebepsiz bir hayale dalmıştık. Birden ikimiz de müşterek bir hisle çocuklara baktık; kalbimizden düşündüklerimiz bir elektrik süratile yek diğerimizin kalbine akdı. O zaman kararlaştırdıki bunları Galatasaraya yerleştirmenin çaresi, sen geçen mektubunda buna temas etmiş ve teşebbüsatının akim kaldığını yazmıştın. Azizim. Bu şans meselesidir. Binaenaleyh çocuğunu oraya yerleştirmek için eti hazırlamak lazımdır. Mesela f

Biraz fransızca bir şeyler imtihan kazanmak için hazırlık, bol para. Ah bu sonuncu kafir yahut “Kadiyelhacat”…

Bu hususta ben bazı yerlere yazdım. Alacağım cevaptan ve şeratinden seni haberdar ederim…

Sen hala boşta mısın? Canını kurrtarabiliyor musun? Ben kurak bir diyara düştüm. Çöllerde serap olurmuş, burada serap değil zahnebit bile yok. Ankaraya giden Hanım gelseydi, sana ciro ederdik, allahı seversen Mehmet! Bana açık saçık mektup yaz. Fakat benşmkş kadar olmasa bile uzun olsun.

-Arkası var-