La Rochefoucauld’nun özdeyişleriyle yişlerile[1] açılan, Pascal[2], La Bruyere[3], Vauvenargues[4] tarafından devam ettirilen ve bir çok elden geçerek Montaigne’e[5] varan bu Fransız serisini, hiç bir kitap, M. Joubert’inkioden da da iyi tetviç etmemiştir, denilebilir.

Sainte — Beuve

Çeklerimi ve meyvemi verdim: artık çmlıyan bir gövdeden başka bir şey değilim; fakat gelip gölgeme oturan ve beni dinleyen daha bilge olur.

Bir çok şeylerde kelebeğe ben zerim: o gibi ışığı severim; o gibi onda hayatımı yakarım; o gibi, kanatlarımı açmak için, etrafımda havanın iyi olmasına ve kafamın mülayim bir sıcaklık gibi müsamaha ile sarılmış olduğunu hissetmesine ihtiyacım vardır; çabucak üşüyen bir kafa ve karektere sahibim.

Dostlarım körseler onlara profilden bakarım.

Başkasının iyiliği bana kendiminki kadar zevk verir.

Zihnim açık sahalarda gezmeğe ve ışık dalgalarında kendi kendine oynamadan atar, orada bir şey görmez, fakat neşeye ve aydınlığa boğulmuştur. Peki ben neyim...? Işık içinde bir atom mu?

Kafamda, açık olmıyan şeyler almağa tahsis edilen yer pek dardır.

Parladığım zaman yanarım.

Eğer talih birini şayanı takdir kılmak istiyorsa, ona faziletler bahşeder; takdir edilmiş olmasını istiyorsa, ona başarılar ihsan eder.

Nice kimseler derin görünmek için kendilerini soyut yapıyorlar; soyut terimlerin çoğu, boşları saklıyan gölgelerdir.

Bize: “Devlet eskidi, yıkılmalıdır,” dedirten soğuk kanlılık, aynı zamanda: “Babam yaşlandı, ölmelidir.” dedirtebilen bir soğukkanlılıktır, böylesine ınüsade edilmez.

Düşüncenin mekanizmasını ve etkilerini tanımak istiyor musunuz? Ahlâkı ve siyaseti bilmek istiyor musunuz? Şairleri okuyunuz. Onlar da hoşunuza giden şeyleri derinleştiriniz: doğrudur. Onlar insanı tanımak istiyen feylesofun en büyük mesaisi olmalıdırlar.

Şairin parmağı, fosforunu üzerlerinden geçirince kelimeler parlar.

Zihin kelimelerin özsuyunu bir defa tadınca, artık onları bırakamaz olur; oradan düşünce emer.

Bazı düşünceler kendiliklerinden parlaktırlar; bazıları da vardır ki ancak işgal ettikleri yerde parlar: onlara ulaşmadan yerlerini değiştirmek imkânsızdır.


[1] Özdeyişler: La Rochefoucauld

[2] Düşünceler: Pascal

[3] Karakterler: La Bruyere

[4] Reflexions: Vauvenargues

[5] Denemeler: Montaigne

(**) Verilen özdeyişleri rasgele seçilmiştir.