Antepli şairlere ait olup bugünlerde ele geçirdiğim iki gazel bir tahmis, bir vefat tarih aşağıya derçedilmiştir.
FERİT ZADE
Senin şem'i ruhun varsa benim pervane, canım var
Senin tiyri müjün varsa benim kanlu nişanım var
Senin ol bağı hüsnünde seraser guncalar varsa
Benim de şah’ı tende murğu dilden bir figanım var
Sanin tahir hatı ruhsarm üzere benlerin varsa
Benim de sinem üzere yeryerin dağınihanım var
Senin tahtesseraye nazil olmuş var ise zülfün
Benim de başım üzre arşe azmetmiş duhanım var
Senin Tali lebin varsa pür olmuş bezmi hüsnünde
Benim de câmi çevrinle ciğerde dolu kanım var
Senin Hafız gibi aşkın yolunda var ise piyrin
Benim de sen gibi bir kameti mevzun civanım var.
İHLÂS ZADE RAŞİT EFENDİ AYINTABÎ
Eşki çeşmim bu temevvüçle acep derya mıdır
Didem ol deryayı aşka bilmezem mecra mıdır
Zulmeti hicrinle mi olmaz sabahı âlemin
Geceler ey mah yoksa hep şebi yelda mıdır
Tabeki ahım sana ey mah te'sir eylemez
Kalbi b îrahmin acep ahen midir hara mıdır
Şama varsam da meşamı canda bakidir yine
Nükheti zülfü siyahın anberi sara mıdır
Sad hezaran Kaysr var Leylâsı vardır âlemin
Mübtelâyı aşk olan Mecnun ile Leylâ mıdır.
Hep seninçündur kararı Raşidin bu dehrde
Bu harab âbad yoksa kabili sükna mıdır
BAYRAM ZADE HÜSNÜ EFENDİNİN
Bana sermayei Rifat yetişür mayei gam
Seri sevdazedeme zilli hüma sayei gam
Çıksun Asaf gibi endişe makamı sadra
Kurulup tahti dile süllemü sad payei gam
Şu’lei ah değil burcu bedenden görünen
Dil ocağından elem açtı kızıl rayei gam
Rengi mercanı sirişkin ile girdin gözüme
Pek yakışmış sana ey dide şu pirayei gam
Bilmeyor zadei dil tıflı yetim olduğunu
Tesliyet bahşı tahammül olalı dayei gam
Bellidir a’mm gamın rütbei imlasından
(Okunamadı) Âdeme tevcih olunur payei gam
Gami gün görmez isem bahtı siyehle Hüsnü
Değilim sayei gerdunda bivayei gam.
KELİM EFENDİNİN
Gelirsin sevdiğim Uşşaka sen her dem tecahülden
Dedikçe ben lebin terkip olunmuş katrei mülden
İnanmazsan bana var bezme sor minayi gulgulden
Muhammerdir ruhun rengi şarabı nükheti gülden
Anmçun narei mestanemin yok farkı Bülbülden.
Ne mümkün urmıya Nahid destin perdei saze
Katar hasret rengi dilteşneler elbet meyi raze
O mihri hüsn geldikçe hıramı raks ile naze
Verir her cunbüşü reftarı bir keyfiyeti taze
Meğer olmuş reşide nahli kaddin neş'ei mülden
Bıraktı dağı dille hasılı ehli Dağıstanı
Yanınca hali Hindu gibi bir tıflı debistanı
Getürdü sihr ile dine seraser Putperestanı
Nigâhi nazile kırdı cihanı çeşmi fettanı
Benim pür yaredir sine
Dolaşmaz bâbı haktan gayri aslâ hiç bir babı
Edenler nakli meclis bezmi meyde eşki hun âbi
Humu teslimden nuş eyleyenler badei nabı
Çeker mi imtinani goncai pür hâri esbabı
Eden çide gülî maksudi gülzari tevekkülden
Günül hâl olmayınca ruşen olmaz her dili tire
Gelür mü kıyl-ü kal ile bu mübhem sırr tabire
Müsadif olmayınca Hazreti Molla gibi pire
Değil kadir musavvar mumeyanı yarı tasvire
Kıla hâme meğer kim sayei târi tahayyülden
Nedir bu şendeki hüsnü eda tabiindeki behcet
Dimağı cânı tâtir eyledin hiç vermedin sıklet
Kelim âsa ki verdin şanei nazmınla sen ziynet
Semimi zülfü cânanı güzel meth eyledin Fıtnet
Meğer taktir olunmuştur midanın buyi sünbülden
Şakir Sabri Yener