Hayatınız ve kitabınız ilahi bir vetire gibi…

Vefalı dostum sayın Ömer Özbaş;

Bir tane de İstanbul’daki adresenize göndermekle size sunduğum (İNCİLİPINAR) kitabımı alıp okuduktan sonra, kitabım ve benim hakkımdaki duygularınızı dile getiren değerli mektubunu Ankara’da almıştım. Layık olmadığım teveccühler ve övgülerle dolu bu mektup, (Gaziantep Kültür) dergisinin 10 Ağustos 1964 tarih ve 80 sayılı nüshasında, derginin değer bilir yöneticileri tarafından da yayınlanarak okurların istifadesine sunuldu. Çünkü mektup, yalnız hal hatır soran kuru bir mektup değil; bilimsel bir eleştirme yazısıydı ve derginin amacına uygundu.

Ömer bey! Siz Gaziantep’te öğretmen iken yalnız resmi ödevinizi yapmakla yetinmemiş, ona parallel olarak da Antep’te çıkan dergilere, günlük gazetelere milli manzumeler, değerli yazılar yazmıştınız. Şimi bu mektubunuzla da 9 yazılarınızın başına incili bir taç kondurdunuz. Size şükranlarımı sunarım, sağ olunuz!..

Mektubunuzun bir yerinde şöyle diyorsunuz:

«Gaziyurdumuz büyük adamlar yetiştirmek yönünden çok bahtiyardır, ve ne kadar övünse yeridir. (Mütercim Asım)’lar, (Aynî)’ler, (Aydî)’lar, (Dürri)’ler, (Bülbülzâde)’ler, Unutulmadığı gibi (Ömer Asım)’lar, (Şakir Sabri)’ler, (Emrak)’lar, Unutulurmu hiç?!» Bu pasajda, sizin söylemediğiniz ve söylemeniz de icap etmiyen bir söz var, onu da ben diyeyim:

«Ömrünün baharmı Türk köylüsünü aydınlatmak için Gaziantep’in: (Çanakça), (Elif Oğlu), (Akçakenk), (Körkün), (Burç) köylerinde ve 20 yılını da Gezici başöğretmenlikte binbir mahrumiyet içinde geçiren ve bu ağır vazifeleri görürken de yine fırsattan faydalanarak araştırmalar yapıp birisi Gaziantep Halkevi tarafından, Halk evi matbaasında 1936-1937 yıllarında bastırılan: (ELBEYLİ TÜRKMENLERİ ARASINDA) adlı, öbürü 1958 yılında Gaziantep Kültür derneği tarafından bastırılıp yayınlanan: (TÜRKMENLER VE BARAKLAR) adlı iki kıymetli folklore kitabını ki her ikisi de Üniversitelerimiz profesörlerinin, Öğretim üyelerinin çok dikkatini çekmişti Biz eve bilim alemine armağan eden (Ömer ÖZBAŞ) da unutulur mu hiç? »

Ömer Bey! Hatırlarsanız: 29 Mart-1964 pazar günü, damadnız Doktor binbaşı Ali GÜÇLÜ bey, siz ve ben Ankara’da Ömer Asım Beyi evinde ziyarete gitmiştik. Zeki Savcı Bey de oradaydı. O günlerden bir ay önce 27 Şubat 1964 tarihli Gaziantep (Sabah) gazetesinde benim: (Bir garibin Gaziantebe özlemi) başlıklı bir şiirim yayınlanmıştı. Konuştuk arasında siz benim o şiirimi İstanbulda group okuduğunuzu ve çok beğendiğinizi. Bana dönerek söylemiştiniz. Bu iltifatınız karşısında ben sıkılmış, başımı önüme eğmiştim. Gaziantebin üç kudretli kalem sahibi: Ömer Asım Aksoy, Zeki Savcı, Ömer Özbaş karşısında kendimi bir katra kadar küçük görmüş, deniz kenarında teyemmüm eden bir kimse sanmıştım.

Siz bu konuştuğu beni utandırmak için değil de; şevkimi tazelemek için yapmıştınız tabii. İşte ben de siz takdirkarlarımdan aldığım cesaret ve kuvvetle şu 77 yaşımda bile karınca kararınca Gaziantep Folkloru alanındaki araştırmalarıma, eleştermelerime devam ediyorum ve edeceğim. Bu çeşit çalışma, yaş baş tanımadan her ülkücü için en zevkli bir meşgaledir.

Ömer Bey! Bu güne dek yazdığınız O güzel şiirlerinizi bir kitap halinde İstanbul’da bastırmak için sayın hemşehrimiz Dr. Sait GÖKÇE’nin sizi destekliyeceğini de bana söylemiştiniz. Onu da sabırsızlıkla beklerim: «Bâki kalan bu kubbede bir Hoş seda imiş.»

En derin sevgilerimle sizi bağrıma basar, eşiniz Hanımefendiye saygılarımı sunarak, çocuklarınızın gözlerinden öperim.

Ülküdaşınız

Şakir Sabri Yener

Ankara 15.10.964

Şakir Sabri YENER