Bozantı’da bulunan bir Fransız taburu millî kuvvetlerimiz tarafından fena halde sıkıştırılmıştı. Adana’daki birinci Fransız fırkasının bu taburu kurtarmak için yaptığı bütün teşebbüsler akim kalmıştı. Bu taburun harple kurtarılamayacağını anlayan Fransızlar nihayet Ankara’ya müracaatla mütareke teşebbüsünde bulunmuşlardı. Bu teşebbüs Millî Hükümetimizce kabul edildiğinden 29 Mayıs’ta başlamak üzere 20 günlük bir mütareke imzalanmıştı. [1]

Mütareke mucibince Fransızlar, Adana cephesinde Şimendüfer hattının şimalini tahliye edecekler ve Antep’i de boşaltarak, şehirden uzak bir yerde kalacaklardı. Şehrimize ait ahkâmın teferruatına ait işlerin müzakeresine 24’üncü fırka Ahzı asker kalemi reisi Kaymakam İrfan bey memur edilmişti. İrfan beyle Fransız ikinci fırka kumandanlığı arasında yapılan uzun müzakereler neticesinde Fransızlar Ermeni mahalleleriyle Kurbanbaba ve Mardini tahliye ederek Kolej binası, Zerdalktaki evler ve Çitçinin garafında toplandılar. Müzakerat 8 Haziran’da bitti ve 9 Haziranda Yıldırım taburu birinci ve ikinci bölüklerde Fransızlar tarafından tahliye edilen şehrin garbinde ve Kollejin karşısında bulunan Belediye hastanesiyle bunun şimalindeki Beyazın oğlunun hanını işgal etti. Bu binaların tutulması ile Ermenilerin Fransızlarla irtibatı kesildi.

Bu vaziyet karşısında Ermeniler Türkler tarafına geçmek mecburiyetinde kalarak arzı teslimiyet ettiler. Milletimize sonsuz bir için ve husumet besleyen Ermenilerin teslimiyeti cali idi. Bu hakikat olmakla beraber her nedense Ermenilerin bu yalanlarına inanılmış görünüldü. Türklerle Ermeniler yeniden vatandaş oldular. Ermeni mahallâtının inzibatını temin maksadı ile Türkler ve Ermenilerde mürekkep bir kuvvet teşkil olundu. Bütün harp müddetince aç kalan Ermeniler müta­reke üzerine kadın, erkek çarşıya döküldüler; erzak alarak evlerine ithare başladılar.

Mütareke sırasında harp hazırlıklarına devam edildi. 18 Haziran’da mütekait Kolağası Mustafa Efendi kumandasında Millî merkez taburu namı ile bir tabur teşkil olundu. Bölüklerin başına Haci Ömer zade mülâzım Fehmi, Kale ağası zade Emin Kılıç ve diğer ihtiyat zabitleri geçirildi. Taburun talim ve terbiyesi, noksanlarının ikmali ile uğraşıldı.

Yıldırım taburu, bir Türk Maksim makineli tüfeği, bir Fransız Hoçkis makineli tüfeği ile üç Levis İngiliz hafif makineli tüfeğinden ibaret bir makineli tüfek bölüğü ile takviye edildi. Ayrıca her bölüğe Fransızlardan ığtınam edilen Otomatikler verildi. İngiliz cephanesinin az­lığından dolayı Levis makinalı tüfeklerinden hakkıyla istifade edilemi­yordu. Buna da çare bulundu. Tabur Tüfekçisi Yusuf usta bu tüfekleri Türk mermisine göre tadil etti. Ve bugünden itibaren bu tüfeklere Yıldırım” namı verildi. Yıldırım taburuna mülhak Okkâş Bahri Bey kumandasında bir inzibat bölüğü teşkil olundu. [2]

18 Haziran’da mütareke resmen bitmiş olmakla beraber Antep’te sükûnet muhafaza edildiğinden zımni olarak mütareke uzatılmış oldu.

20 Haziran’da Mirâlay Salâhattin Adil Bey cenup cephesi kumandanı unvanıyla Kilikya ve Fırat’a kadar cenubî Anadolu kumandanlığına tayin olunarak Maraş’a geldi. Ve ilk iş olarak ta Askerî teşkilât yapmaya başladı: Dokuzuncu Kafkas alayının birinci taburu ile, Antep’te teşkil olunan millî merkez ve Yıldırım taburlarıyla yirmi beşinci alay, dokuzuncu Kafkas alayının ikinci taburu ile İzmir, İstanbul taburlarından yirmi altıncı alay, Maraş’taki depo taburu nüvesi üzerine de yirmi yedinci alay teşkil edildi. Bu alaylarla teşkil edilen fırkaya dokuzuncu fırka adı verilerek Erkânı harp kaymakamı Hayrı Bey kumandasına verildi.[3]

Hamdi beyden sonra Antep kuvayi milliye kumandanlığını yapmakta olan Binbaşı Recep Bey yirmi altıncı alay kumandanlığına tayin edildiğinden 24’üncü fırka ahzi asker kalemi reisi Kaymakam İrfan bey Antep mıntıka kumandanlığına tayin olundu.

Mütareke esnasında Türkler bu hazırlıklarla meşgul iken Fransızlar daha mühim işler görüyorlardı:

Suriye’nin sahil kısımları ile Kilikya ve cenubî Anadolu’yu işgal eden Fransızlar henüz dahili Suriye’yi işgal edememişlerdi. Şam’da Faysalın idaresi altında müstakil bir Suriye krallığı vardı. Halep, Hama, Humus gibi şehirler kamilen bu hükümetin idaresi altında bulunuyordu.

Mütarekenin imzası üzerine Antep’teki Fransız kuvvetleri yine eski mevcuduna indirilerek Debieuvre kumandasındaki kıtalar ikinci fırkaya iltihak etmişlerdi. Urfa’nın sukutu ile Akçakale’den Carablus’a kadar istasyonlardaki Fransız garnizonlarının ibkasına lüzum kalmadığından buralardaki kuvvetler de Katmada toplandı. Bu kuvvetle şimaldan, Beruttaki üçüncü Fransız fırkası ile Berattan harekete geçen Fransızlar 20 Temmuz’da Halep ve Şam’ı, müteakip günlerde de diğer Suriye şehirlerini bilâ harp işgal ederek Suriye’nin istilâsını ikmal ettiler. Emir Faysal da Filistin yoluyla Avrupa’ya savıştı.

Suriye’nin tamamen işgali üzerine Fransızların karşısında mukavemet eden yalnız Antep’le Kilikya kalıyordu. Ve Fransızların eldeki kuvvetlerini buralara tahsis ederek yeniden ve daha mühim bir harbe başlayacakları pek tabii idi.


[1] Bozantıda 40 kişiden ibaret Türk kahramanları tarafından sıkıştırılan Fransız taburu mütarekenin imzasından evvel teslimi silâh etmiş ve Fransızların mütarekeden bekledikleri bu fayda hasıl olamamıştır.

[2] Bu bölük bilâhare merkez kumandanı Aslan bey emrine verilecek taburdan ayrılmıştır.

[3] Halkın yedindeki silâhlar ve kısmen gönüllü etraf ile teşkil edilmiş olan dokuzuncu fırka Antep harbinin sonuna kadar teşkilâtını ikmal edememiştir. Aldıkları ikmal efradı ile mevcutları kabaran alaylar, herhangidir harekâtı askeriye neticesinde dağılmış ve yeniden teşkil olunmuştur. Antebin sukutundan sonra Maraşta hakikaten bir kıt’ai askeriye olarak teşekkül eden bu fırkaya Fransızlarla harbetmek nasip olmamış, Ikind kolordu namını alan cenup cephesi kumandanlığı emrinde 16 Haziranda garp cephesine giderek Sakarya meydân muharebesine iştirak eimiş ve bu harpten sonra da lağvolunmuştur.