Lozan’ın yıldönümünde Halkevimizde yapılan Büyük törende Asliye hukuk hâkimi Bay Sıtkı Akyazan uzun bir tetkike dayanan kuvvetli, veciz bir nutuk vermiştir. Çok istifadeli bulduğumuz bu nutkun mühim parçalarını aynen alıyoruz:

Bugün Lozan sulhünün yıldönümüdür. Bugün denilebilir ki yeni Türkiyenin hukukî mânasile bir devlet, bir devlet, haklarına sahip medenî bir millet olarak tarihe tekrar doğuşunun yıldönümüdür. Lozan, egemenliğimizin, millî varlığımızın bir güneş gibi dünyaya ışık ve hararet saçmıya başladığı gündür... Lozan, hasta adamın ölümden kurtularak, hem de ebediyyen kurtularak, genç, dinç, velût bir şekilde dünyadaki büyük rolünü oynamaya tekrar başladığı bir günün yıldönümüdür.

İnönü, Sakarya, Dumlupınar nasıl eşsiz zaferler ise bunların sonunda yapılan Lozan sulhü de siyaset ve hukuk sahalarında eşsiz bir galibiyettir. Dünyada hiç bir askerî zafer Lozan kadar mühim şerefli bir sulh sağlamamıştır.

İnönünde milletin makûs talihini yenen İsmet Paşa, LOzanda da dünyanın en namdar diplomatlarını yenmiştir. İnönünü Lozan konferansına baş mürahhas olarak tesbit eden ve millet halinde kabiliyet ve kudretlerimizi herkesten iyi ölçmesini bilen büyük Ata Türkiye de en cevherleri adamı seçmekte büyük isabet göstermiştir.

Bugün devletlerle müsavi haklara malik olmak, istiklâl ve hâkimiyet sözleri bize pek tabiî görülen anlamlardır. Düşünelim, ki Lozan konferansına tekaddüm eden devirlerde Osmanlı imparatorluğu istiklâl ve hâkimiyet gibi haklarından âdeta mahrumdu. Bir devlet olarak mevcudiyeti muhafaza olunursa bu, taksimde uzlaşılmamasındandı. Memlekette kapitülasyonlar hüküm sürüyordu. O Kapitülasyonlar ki, bundan istifade eden devlet tabaalarını memlekemizde efendi, hatta bundan yukarı, kanun fevkinde bir zümre haline getirmişti, Türkiye yabancı devletlerin masrafsızca müstemleke imparatorluğu kurdukları bir yer olmuştu.

Yüz yıllarca bu imtiyazdan istifade eden ve Osmanlı devletine o yolda muamele yapmıya alışmış olan milletlerin murahhaslarıyla arazi, sınır, boğazlar, akalliyetler ve bilhassa kapitülasyon işleri üzerinde en küçük bir müsamehaya razı olmıyarak ileri sürdükleri fikirleri gayet esaslı delilerle reddederek milletimizin haklarını kurtaran İnönü, Lozan’da yüz yıllarca Türk istiklâlini kemiren ve Türk camiasına acı ıstıraplar çektiren “Uhudi atika”nın hepsini Tarihin karanlık sahifelerine gömmüştür.

Lozan, Türk hukuk ve siyaset tarihine İnönünün elile dikilmiş muhteşem bir anıttır. Bugünkü şerefli, mesut ve büyük Türkiye Lozanda doğdu.

Bize bugünü sağlıyan Büyük Türk evlâdı, İnönü’yü, İstiklâl savaşımızın aziz şehitlerini Atatürk’ün mübarek ve mukaddes adiyle birlikte Türk milleti ebediyyen minnet ve şükranla anacaktır.

Sıtkı AKYAZAN