Gaziantep düşman saldırısından kurtuluşunun 49. yılını bugün kutluyor. Şehirlisi, köylüsü, kentlisi, hepimiz mutluyuz, heyecanlıyız. Hür yaşamanın, hür olmanın vermiş olduğu gayret, cesaret, heyecanlı çalışına zevki, gücün yapamayacağı hiçbir şeyin bulunmadığı kanısını bir defa daha ispat etmiştir. Gazi kentli kendini eserini, güzel beldesini yurt içinde ve dışında tanıtmada 49 yılı çok bulmuştur.

Bugün bu kentin genci ihtiyarı, kadını, kızı ve kutsal şehrin refahına onun huzur ve saadeti için canla başla çalışır. Bu kentte çalışma var, gayret var, arzu var, özlem var, iş var, bu iş yerlerinde çalışan sebatı gayretli işini bilerek yapan insanları var. Bu kentte eğlence var. Eğlenmesini bilen insanlar var. Bu kentin yiyecek her şeyi var, yimesini ve ikram etmesini bilen mütevazi insanları var. Bu kentte medeni ve mahalli giyinme var. Tezgahlarında dokunur kutnuların en iyisi kunduracılarda yapılır yemeninin en güzeli. Bu kentin insanları civanmert, konuksever ileri görüşlü, yapıcı sanat gücüne sahiptir. Bu kentte yaşayanlar insanlığın en büyük kahramanlık örneğini vermişlerdir. Yeryüzünde hiçbir kente nasip olmayan GAZİ ismini almıştır. Bu isim Gazianteplilerin büyük kahramanlık aşkıyla hürriyet mücadelesinde almış olduğu isimdir. Hiçbir kente nasip olmayan Gazilik ünvanını Türk tarihine şerefle şanla Gaziantep’liler yazmıştır.

Bu kent eski ve orta çağlarda ecdadımız Mezopotamya’dan Fırat yoluyla gelip DOLİÇHE, sonradan DALÜK (DÜLÜK) te kurulduğu, şehrin temel çekirdeği burada atıldığı muhtemel olarak tarihçiler tarafından işaret edilmektedir.

Bu kent ismini nasıl almıştır.

ANTEP isminin kim tarafından ne zaman söylediği henüz ilmi bir araştırma sonunda ortaya çıkmış değildir. Antep ismi türlü söylentiler halinde bugüne dek sürüp gelmektedir. İsmi üzerinde çeşitli rivayetler vardır.

Bazılarına göre şehir ismini burada yaşıyan devrin kralının Ayıntap isminden almıştır.

(Han) Arazisi demek olan Eti dilindeki Hantep’dan alınmıştır.

Geldaniler dilinde (en güzel manasına alınmış ENTAP) kelimesi ile isimlendirilmiştir.

Şehrin iyi veya güzel olmasından (En iyi veya en güzel anlamına gelmek üzere) İyi veya güzel pınar veya kaynak) manasında. AYINTAP kullanılmıştır.

Kelimenin farsçadaki anlamına nazaran (AYINTAP) bol sulu yerdir.

Ayıntap güneş gibi parlıyan şehir. Şehrin evleri beyaz taştan yapıldığı için verilmiştir, (1337) 1921 yılına kadar dilimizde Antep olarak girer. Antep T.B.M.M 6 Şubat 1921 tarih ve 93 sayılı kanunla Gazilik ünvanını alır ve GAZİANTEP olur.

Gaziantep (1924) yılında vilayet olur her yıl hızlı bir gelişme, büyük bir nüfus artışı göze çarpar. Güneydoğu’nun ve Türkiye’nin sanayi şehri olur. Bugün Gaziantep’te yapılmayan hiçbir şey yoktur. Gaziantepli els anatına önem verdiği gibi fabrikasyona da gittiği son yıllarda göze çarpmakta. Türkiye pazarlarına Gaziantep mamullerini sürmekte Gaziantep Mamulleri takdir edilmiş müşteri bulmuştur, kapışılmıştır. Bugünün kalkınan modern Türkiye’sinde Gaziantep’in yerini Gaziantepliler tayin etmişlerdir. Gaziantep ekonomi sosyal ve endüstri yönünden Türkiye’nin kalkınmasında büyük katkıları vardır.

Gaziantep, Nizip, Kilis, Oğuzeli, Yavuzeli, İslahiye, Araban ilçelerine sahip olup ilin yüzölçümü 8469 kilometre karedir. Nüfusu 250 bine yaklaştığı tahmin edilmekte, denizden 840 metre yükseklikte olup Modern binalarla Güneydoğu’nun en iyi otel ve lokantalarına sahiptir. Bu kent herş eyiyle görülmeye gezilmeye değer, burası fıstık, zeytin, üzüm bakır el işleri endüstri diyarıdır. Bu kente ilk gelen iki hususu çok çabuk hisseder. Çalışan insanlar. Fıstık, üzüm, zeytin baklava kokan dükkânlar.

Bu güzel kent tarihin her çağında istilaya uğramış her çağın medeniyetine beşik olmuştur. Bugün onlardan kalan izlenimler herkesi büyülemektedir.

Fakat Fransızların istilası insafsız ve hayasızca olmuş, bir medeniyet eseri yerine bu sefer Gaziantepliler kahramanlık menkibelerini kendi elleriyle yazar 6000 şehit verir gök kubbeye uzanan şahadet parmağıyla şehitler abidesini Çınarlıya dikerler.

Antep’li kadın erkek 11 ay 9 gün Fransızların işgali altında yaşar.

Silah cephane yok, taş duvarladan kazıldığı (Güvercileri barut yapan. Demir tunç boruları balyoz yapar, gece demez gündüz demez kızı kızanı, cephedeki çete kardeşlerine silah yetiştirir, O da biter, Bu sefer şehirde, un biter, ekmek biter, bulgur biter, yiyecek biter, analar kızlar acı zerdali çekirdeği kırıp ekmek yaparlar. Şehirde kıtlık başlar düşman şehrin ancak bu şekilde teslim olacağım ilan eder. Antepli aylarca aç kalır susuz esir olmaz mertçe erkekçe savaşır. Zafer benimdir der. Karatarlada halk toplanır ileri gelenler heyecanlı konuşmalar yaparlar. Düşman bayrağının kalemizde dalgalanmasını istemez, artık Antepli karar vermiş hürriyeti namusu uğruna ya ölecek ya da düşmanı kovacaktır. Antep’li kükredi şahlandı. Bir avuç Antepli Fransız ordusuna boyun eğmedi çete savaşları başladı. Fransızlar hergün biraz daha yıpranıyorlardı. Fransız generali anladı Antep düşmiyecek son çareyi ordusunu çekmede buldu geldikleri gibi gittiler. Zafer Gazianteplinindi. 6.000 şehit vermiş taş taş üstünde kalmamış, fakat bir karış toprağını vermemişti. Gaziantepli kendi canını malını namusunu kendi korumuştu hiçbir yerden bir yardım görmemişti. Tarihte kendini tek koruyan Gazişehir namını o almıştı.

Atatürk diyor ki: Türküm diyen her şehir her kasaba ve en küçük Türk köyü Gazianteplileri kahramanlık misali olarak alabilirler.

Türkler hürmetle, eğiliniz Antep karşısındasınız. Onu o aşkı vatan timsalini, kendi ezeli ve fıtri kahramanlığınızı selamlıyorsunuz. M. Ferit.

Antep milli tarihimizin en ulvi vakasını milli kahramanlığımızın ilahi bir örneğini vermiştir.

Onun için T.B.M. M’si onun yaralı ve asil göksüne Gazilik nişanını 6 Şubat 1921’de 93 sayılı kanunla takmıştır.

Gaziantep sen örnek şehirsin sende yaşayanlar mutlu insanlardır. Sende ya ayanlara selam. Senin için tezgahına mekiğini atan, kilimini, halısını, havlusunu kutnusunu dokuyupta satan Ökkâşlere selam. Senin için fabrikalarına zamanında koşan, fabrika bacalarından çıkan dumanları seyrettiren Ahmetlere Mehmetlere selam, Senin için çekicini bütün hüneriyle örsüne demire Çeliğe vuran Hilmilere selam. Senin için insanlık için yeni yeni buluşlar yapan Mustafalara selam. Zamanıyla tarlasını, bağını bostanım süren Menliklere selam. Senin için dalında zeytini, fıstığı üzümü toplayan Haticelere Zeyneplere köylerinde horon tepip halay çeken gençlere selam. Kanıyla bu toprağı sulayan 6000 şehidimize selam. Vatanı için şehit olmak isteyen bugünkü gazilerimize selam. Sözün kısası bu kent için iyi düşünenlere selam.

25.12.1970