Babamdan dinledim ey muhterem halk!

Vaktiyle Antep’te bir tufan olmuş.

Düşmana demişler (Git buradan kalk!)

Keyfini bozmamış büyük kan olmuş.

Maldan, candan hepsinden vaz geçmişler;

Kadınları, çocukları seçmişler;

Çetelere birer hülle biçmişler;

Herbir çete canlı bir iman olmuş.

Yorganları satıp silâh almışlar;

Aç kurt gibi düşmanlara dalmışlar;

Tam on bir ay on gün çakmak çalmışlar

Bu kavgalar tarihlerde şan olmuş.

Kapılara kara kilit vurulmuş;

Dağlarına büyük toplar kurulmuş;

Güvercinle gökten haber sorulmuş;

Acı çekirdekler aziz nan olmuş.

Zalim felek kara yazılar yazmış,

Kurşun yağmur gibi yağar durmazmış;

Bir top beş kişiyi ezerse azmış;

Karşılıklı ateş pek yaman olmuş.

Ne içmişler, ne yemişler doymuşlar;

İşleri daima hayre yoymuşlar;

Beş şehidi bir mezara koymuşlar;

Tam altıbin koç yiğit kurban olmuş.

(Vurana dağlar da dayanmaz) derler;

Böyle çarpıştıkça kahraman erler..

Otuz altı sene evvel bu yerler (I)

Kurtulmuş; hertaraf gülistan olmuş.

İşte bu gün, o gündür vatandaşlar!

Bugün dinmiş gözlerde akan yaşlar;

Bu gün kalmış yere eğilen başlar;

Bu gün bize Haktan armağan olmuş.

Bu işleri sensin yapan, yaratan!

Bize bağışladın büyük bir vatan!

Asırlara tarihlere verdin şan!

Ey Gazi, varlığın bir ihsan olmuş!..

İşgal tadını tattın!

Düşmanı çabuk attın!

Büyük zafer yarattın

Tarihte; güzel Antep!

Benziyorsun Bozkurda!

Kurbanım böyle yurda!..

Nasıl kalır gâvurda?..

Türkündür ezel Antep.

Billûr dereler akar!..

Mor dağlar fıstık kokar!..

Manzaran beni yakar;

Öpeyim gel gel Antep.

Cihanda yok sana eş!.

Dağların meviş meviş!

Kurtuluşun (Yirmi beş

Kânunuevvel) Antep!..

(1) - Bu mısra her kurtuluş yılına tatbik edilir; elâstikidir. (Sene) ve (yıl) kelimeleri konmak suretiyle bu iş olur. Meselâ: (On iki yıl evvel bu gün bu yerler.) Gibi. Bazenda (Bugün) kelimesi kaldırılarak bu iş olur. 40 ıncı yıldönümünde şöyle olur. (Tam kırk sene evvel bugün bu yerler)

Şakir Sabri YENER