15 Martta Londrada Hariciye vekili Bekir Sami beyle Fransızlar arasında imzalanan itilâfnamede Fransızlar Kilikya ile birlikte Antep ve kilisi Türklere terkediyorlardı.

Bu itilâfın imzası bütün Anteplileri soosuz bir heyecan ve silrura gark etti. Fakat bu itilâfname Ankaraca kabul edilmediğin- den Antebin tahliyesi de muvakkat bir müddet için geri kaldı' Fransızlarla müzakerat devam ediyordu. Nihayet Sakarya har- binde Yunan ordularını mağlup ve perişan olarak ric'at etmeleri üzerine Fransız Murahhası Müsyö Franklen Buys on Ankaraya geldi. Ve 20 Birinci Teşrin 921 de Hariciye Vekilimiz Yusuf Kemal beyle Ankara itilâtnamesini imzaladı. Bu itilafnamenin sekizinci maddesi şimdiki Türkiye-Suriye hududunu kabul ediyor, Kilikya, Antep ve Kilisi Türk hudutları dahilinde bırakıyordu.

Antep onbuçuk ay düşman esareti altında kaldıktan sonra 25 Kanunuevvel 921 tarihinde ana vatana tekrar kavuştu. Bugün Son Erarsız kit'aları Antebi terkederken Antep Mıntıka kumandanlığı emrindeki 59 uncu Türk alayı da bütün Anteplilerin sevinç gözyaşları içinde Gazi yurda giriyordu. Bugünde Türk ordusuna hitaben söylenen hitabelerden en değerlisi olan Ömer Asım beyin şu şiirini aynen alıyoruz:

Hoş Geldiniz!

Türk ordusuna

Vicdanımın neşidesi, Şehrin sadasıdır..

Piyşi kudumunuzda meserretle ağlarım;

Dolsun bu rehgüzare samimî selâmlarım:

En doğru tuhfe, bence, gönüller nidasıdır...

Güllerle, defnelerle bezetsek bu rahı biz,

Hiçtir bu şanı mefharet uğrunda, şüphesiz!

Hoş geldiniz, siz ey şerefin kahramanları!

Tebcil için, evet, şu mübarek kudumu ben,

Yaptım bu şiri takı zafer, hissü haleden.

Yollarda kaldı, bekledi gözler bu anları..

Aylarca bekledik sizi.. Aylar, ağır ağır,

Her anı bir asır gibi.. Kahir, fakat sağır,

Avazei tahassüre lâkâyt... Geçti hep...

Toplarla, bombalarla, ateşlerle dopdolu,

Efsaneler zamanına ait bir işti bu!

Canlandı hatıramda o âvan, pürtaap...

Bir sahni hun iken bu mahaller geçen sene,

Güller saçıldı şimdi onun haki pakine!

Ruhum benim, bugün, ebediyet kadar derin:

Yükselmek isteyor başım artık semalara;

Fikrimde bin emel koşuyor incilâlara!..

Tarihi nesli ademe, bir safhai nevin,

Bir faslı inkılâp açan ey kütlei zafer!

Ahfadınız yarın sizi hürmetle yadeder...

Hürmetle yadeder sizi, minnetle yadeder!

Satvetli duşunuzda bugün, bir cihan kadar,

Neslin mukadderati emanet şümulu var.

Tali, bu azm önünde, gelir inkıyat eder.

Burhani şehrimin o ilahi fesneşi;

Dünya ufuklarında gezen kahraman sesi...

Âmadei güzarişinizdir, geçin, açık

Tarihi âlemin ebedî şan fasılları.,

ihda edin cihana bu ulvî asılları

Hakkındır, ey hilâli şafakrenk, sen de çık;

Yüksel ve doğ, semanın o âguşu niline!

Nurunla garket ufku ziya selsebiline!

Vicdanımın neşidesi, şehrin sadasıdır;

En doğru tuhfe, bence, gönüller nidasıdır!

Hoş geldiniz, siz ey şerefin kahramanları!

Yollarda kaldı, bekledi gözler bu anları...

Pişi kudumunuzda meserretle ağlarım;

Dolsun bu rehgüzare samimî selâmlarım!