Yakacaklar, üç grup altında incelenebilir.

1) Katı yakacaklar:

a) Doğal olanlar: Maden kömürü, odun, turb, linyit, antrasit.. v.s.

b) Yapay olanlar: Odun kömürü, biriket, sömükok, tezek... v.s.

2) Sıvı yakacaklar:

a) Doğal olanlar: Petrol ve ürünleri

b) Yapay olanlar: Krakink ürünleri, hidro jenleme ürünleri ve kataliz ürünleridir.

3) Gaz yakacaklar:

a) Doğal olanlar: Yer gazları

b) Yapay olanlar: Hava hazı, su gazı, karışık gaz ve jeneratör gazıdır.

Bu yakacaklardan Kilis’te kullanılanları şunlardır:

1) Katı yakacaklardan odun, odun kömürü ve maden kömürü

2) Sıvı yakacaklardan, petrolün ürünlerinden gaz yağı, benzin, mazotla ispirtodur

Gaz yakacaklar ise hiç kullanılmaz.

Kilis’in yakacak sağlanmasını iki bölümde inceleyebiliriz:

A) Köylerin yakacağı ve sağlanması.

B) Şehir’in yakacağı ve sağlanması.

A) Köylerin yakacağı ve sağlanması:

Köylerde oturan halk yakacak gereksemesini bulunduğu çevreden sağlar. Köylerin yakacak ve sağlanması üç bölümde inceliyebiliriz:

a) Elbeyli’nin yakacak ve sağlanması

b) Poleteli’nin yakacak ve sağlanması

c) Musabeyli’nin yakacak ve sağlanması

a) Elbeyli’nin yakacak ve sağlanması: Elbeyli merkezi etrafında toplanan köyler, Kilis’in doğu tarafını kapsarlar. Bu bölüm şehrin orman bakımından en fakir yeridir. Elbeyli yüzey şekilleri bakımından gayet sade olan Tilbeşer Ovası’nın bir kısmıdır. Bir iki tepe hariç, dağlar tamamen yok gibidir. Bu tepelerdeki maki toplulukları da en küçük fidanına kadar ortadan kaldırılmıştır. Bu bölümde yaşayan halk yakacağını şunlardan sağlar:

1. Bağlardan

2. Zeytinlerden.

3. Pamuk çöpünden,

4. Hayvanlardan.

1. Bağlardan: Bağ tiyeklerinin her yıl budanmasından meydana gelen kütüklerden sağlanır.

2. Zeytinlerden: Zeytin ağaçlarının budanmasından elde edilen pir ve odunla, onların sökülmesiyle elde edilen kütüklerden sağlanır. Fakat bu bölümde zeytinlikler azdır. Bundan dolayı bu şekilde elde edilen yakacak miktarı da büyük bir toplam tutmaz.

3. Pamuk çöpünden: Pamuk çöpleri çekilerek toplanır, kurutulur. Böylece iyi bir yakacak elde edilir. Bu bölümde sulama yetersizliği yüzünden pamuk fazla ekilmemektedir. Dolayısiyle bu yolla sağlanan yakacak miktarı önemsizdir.

4. Hayvanlardan: Bölümün yakacağının temelini hayvan dışkısı meydana getirir. Bol miktarda yetiştirilen koyun ve ineklerin dışkıları toplanır. İnek dışkışı ince samanla muamele edilerek yumaklar haline getirilir; kurutulur. Böylece çok iyi bir yakacak olan tezek elde edilir. İnek dışkısının yakacak ihtiyacını karşılamadığı yerlerde koyun dışkısından da faydalanılır. Fakat bu dışkı en çok gübre olarak kullanılır.

b) Polateli’nin yakacak ve sağlanması:

Polateli merkezi etrafında toplanan köyler, şehir’in kuzey tarafını kaparlar. Burası da Tılbaşar Ovasının devamıdır. Engebelik biraz fazladır. Dağlarda ormanlar bulunmamakla beraber maki topluluklarının bir kısmı hâlâ vardır. bu yöredeki halk yakacak gereksemesini; bağ, zeytin ve hayvandan sağlar.

1. Bağlardan: Bağcılık fazla geliştiğinden bağlardan elde edilen yakacak miktarı fazladır gereksemenin önemli bir kısmını karşılar.

2. Zeytinden: Zeytinlerden sağlanan yakacak bölümünde önemli yer tutmaktadır. Çünkü zeytincilik gelişmemiştir.

3. Hayvanlardan: Bölümde yetiştirilen ineklerin dışkılarından yapılan tezek önemli bir yer tutar. Ancak tezek yakımı, yakın çevresinde maki topluluğu bulunmayan köylerde daha önemlidir. Fakat maki topluluklarına yakın olan köylerde tezek ikinci derecede kalır.

4. Makilerden: Maki toplulukları bölümün yakacağının önemli bir kısmını sağlarken, bugün ikinci derecede kalmıştır.

c) Musabeyli’nin yakacağı ve sağlanması:

Kilis’in Kuzey batısında bulunan Musabeyli yöresi orman yönünden İlçe’nin en zengin yeridir. Önceleri büyük bir alan kapsıyan bu ormanlar, bugün pek azalmıştır. Ne yazık ki bilgisiz köylümüz arta kalan kalıntılarıda yok edebilmek için son gayretle çalışmaktadır. Ormanlar düzensizlik ve plânsızlıktan dolayı yıkımsanmıştır. Burası 1954 yılına dek Kilis’in odun ve kömür gereksemesinin büyük bir kısmını vermekteydi. Halbuki bugün bu ormanların verileri çok azalmıştır. Bölümde yaşayan halk yakacağını bağlardan, hayvanlardan, zeytinlerden ve ormanlardan sağlar.

1. Bağlardan: Bağlar fazla gelişmemiştir. Bu yolla elde edilen yakacak bir değer taşımaz. Çok azdır.

2. Hayvanlardan: Ormanların bol olmasına rağmen tezekte önemli bir yakacaktır. Bazı köylerde ise tezek yakımı en başta gelir. Ama ormanların yakınında bulunan köylerde bu yakım hiç görülmez.

3. Zeytinden: Bu bölümde zeytinlikler önemli bir yer kaplar. Bununla beraber yağmurların biraz fazla düşmesi sonucu olarak ağaçlar hafif budanır. Bundan dolayı elde edilen odun ve pir gibi yakacaklar önemsiz bir yer tutar.

4. Ormanlardan: Bölümün yakacağının en önemli kısmını ormanlar meydana getirir. Odun ve odun kömürü bölümün en önemli yakacaklarıdır. Elbeyli ve Polatelinde kömür hemen hemen hiç kullanılmadığı halde, Musabeyli’de başta gelen yakacaklar arasındadır. Odun kömürü ve odun yörenin gereksemesini rahatça sağladığı gibi, bol miktarda da Hassa ve Kilis’e gönderilir.

Son dereceye ulaşan orman yıkımlılığı hükûmetin bir çok yasaklarına karşı hızını yavaşlatmamaktadır. Orman bekçileri ancak canlı bir korkuluk görevindedirler.

1961 Yazında Yeni Kent’te bir köylüyle konuşuyordum.

- Köyünüz çok güzel, suyu bol ormanı çok

Evet öyle...

- Kışın yakacağınızı karşı çalılıktan mı sağlarsınız?

- Bire kardeşim çalı yakılır mı?

Parmağıyle Çınar, Kocalar ve Yeni Kent arasında uzman çam ormanlarını göstererek devam etti.

- Bu çamlar durduğu yerde.

- Ormanın bekçisi yok mu?

- Var...

- Nasıl izin veriyor?

- Avucunu biraz yağlarsın olur biter. İstersen bütün ağaçları kes, ses çıkarmaz.

- Böyle yapacağınıza kuru dalları yaşlı ağaçları gösterilen şekilde kesseniz çok daha faydalı olurdu.

- Yabanın ağacının ne faydası var? Bu ormanın yeri çok verimli tarla olur. Halbuki şimdi bize ne faydası oluyor?

Köylüye ormanın faydalarını belirttim. Yaptıkları işin yanlış olduğunu anlattım. O benim bütün sözlerime “evet doğru” sözlükleriyle cevap veriyor ve belkide beni istemiyerek dinliyordu.

B) Şehrin yakacağı ve temini:

Kilis’in yakacağı iki yerden sağlanır:

1 – Şehrin sınırları dışından,

2 – Şehrin sınırları içerisinden,

1 – Şehrin sınırları dışından sağlananları iki bölümde inceliyebiliriz.

a) Katı yakacaklar,

b) Sıvı yakacaklar

a) Katı yakacaklar: Bundan odun, odun kömürü ve maden kömürüdür.

Odun: Odun ihtiyacımızın bir kısmında dışardan sağlanmaktadır. Odun gereksemesi çevremizde ormanca zengin olan Osmaniye ve İslâhiye gibi yerlerden sağlanır. Meşru ve gayrimeşru yollardan elde edilen bu odun pekmez evlerinin yakarak gereksemesini karşılamaktadır. Önceleri az bir toplam tutan dışarıdan gelen odun, son yıllarda önem kazanmıştır. 1961 yılında şehrimize 10000 ton civarında, meşe ve çam odunu yakacak olarak gelmiştir.

Odun kömürü: Kilis’te en çok kullanılan yakacaklardandır. Bununla beraber odun kadar önemli değildir. Odun kömürü gereksemesini ormanca zengin olan Osmaniye, ve İslâhiye gibi yerlerle Mersin karşılamaktadır.

Gerek Osmaniye ve gerekse İslâhiye’de odun orman memurlarının gösterdiği yerlerde hazırlanır. Elde edilen kömür kalite bakımından üstün değildir. Çünkü sürümü fazladır. 1960-1991 yıllarına göre kömür gereksemesinin yüzde 20’si bu havzadan sağlanmıştır.

Mersin orman yönünden zengin bir yörenin merkezi değildir. Halbuki yalnız Kilis’in merkezi değildir. Halbuki yalnız Kilis’in değil Güney Doğu’ya Anadolu’nun ve Adana Ovası’nın kömür geregsemesinin yüzde 50’sini Mersin verir. Çünkü Toros dağlarının önemli bir bölümünün kömürünü kara ve deniz yollariyle toplar, dağıtır. Mersin kömürü adı, adı altında Kilis’e gelen bu kömürler pahalıya mal olmaktadır. Fiyatın yükselmesi ise bu kömürü şehir için iktisadi olmaktan yavaş yavaş çıkarmaktadır. Bu ise kömür yakımını her yıl azaltmaktadır. 1961 yılında 500 tonu geçen dışardan gelen kömürün yüzde 79’sını, Kiliste kullanılanın ise yüzde 55’sini karşılamıştır.

Maden Kömürü: Maden kömürü yakacak olarak az bir yer tutar. 1961 yılına göre 28.5 tonu geçmiyen bu kömür Zonguldak’tan gelmektedir. Uzak bir yerden geldiğinden dolayı ikstisadî değildir.

b) Sıvı yakacaklar: Sıvı yakacaklar yakın zamanda Türkiye’de olduğu gibi Kilis’tede önem kazanmıştır. Önceleri sıvı yakacaklardan yalnız gaz yağı aydınlanmada kullanılırdı. Halbuki bugün sıvı yakacaklar, makina enerjisinin temelidir. Önce gaz yağı ve benzin sonraları ise mazot önem kazanmıştır. Kilis’in akar yakıt adı altında toplanan sıvı yakacak gereksemesini İskenderun Limanı karşılamaktadır. Komşu devletlerimizden billahsa Irak petrolleri, limana gelen akaryakıtın önemli bir kısmını meydana getirir. Bu petroller petrol şirketleri tarafından tankerlerle Kilis’teki şubelerine getirilir.

Kilis’te kullanılan sıvı yakacakları, dört kısma ayırarak inceliyebiliriz:

1. Gaz yağı

2. Benzin

3. Mazot

4. İspirto

1. Gaz yağı: Gaz yağı iki üç asırdan beri aydınlatma maddesi olarak kullanılırdı. Bugün ise yakacak olarak kullanılmaktadır. Yakacak olarak; gazocaklarında ve traktörlerde kullanılır. Yıllık harcama her yıl artmaktadır. 1961 yılında 341.400 litre olan harcamanın 8500 litresi gazocaklarında, 50000 litresi aydınlanmada, arta kalan 262900 litreside traktörler de kullanılmıştır.

2. Benzin: Benzinli motorların yakacak kaynağıdır. Mazotla işleyen motorların çıkmasından beri önemini yavaş yavaş kaybetmiştir. Yıllık harcama 1961 yılında 600000 litredir.

3. Mazot: Mazotla işleyen motorların bulunuşundan sonra önem kazanarak yavaş yavaş benzinin yerini tutmuştur. Yakacak olarak motorlarda ve sobalarda kullanılır. Ayrıca pekmez evlerinde de kullanılmaya başlanmıştır. Yıllık harcama 1961 de 1,000,000 litredir. Bunun 985000 litresi makinalarda 15000 litresi de diğer yerlerde kullanılmaktadır.

4. İspirto: Önceleri yakacak bakımından önemli bir madde iken bugün önemini kaybetmiştir. Az bir miktar, yinede yakacak olarak kullanılmaktadır.

2. Şehrin sınırları içinden sağlananlar:

Bunlar katı yakacaklardan yalnız odun ve odun kömürüdür.

Odun: Kilis’in yakacağının en önemli kısmını bu odunlar meydana getirir. Odunlar genel olarak üç yerden sağlanır.

a) Zeytinden sağlananlar

b) Bağlardan sağlananlar

c) Diğer yollardan sağlananlar

a) Zeytinlerden sağlananlar: Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü bölgelerin doğal bitkisi olan zeytin Kilis’te de geniş bir alana yayılmıştır. Bugün yalnız şehrin zeytinleri 48000’dir. Buna köylerindeki eklenecek olursa 3 milyon yaklaşır. Büyük bir toplam tutan zeytinlerin 500000 kadarının odunu Kilis’e gelmektedir.

Bir ağaç yılda budanma dolayısiyle 25 kg odun verir. Her ağaç 80-100 yıl yaşar sonra sökülür. Bir ağacın sökülmesiylede 400 kg kadar odun elde edilir. O halde 600000 ağaç Kilis’e yılda 12000 ton budamadan, 2400 ton veya 15000 ton odun verir. Çiftçi olan halk böylece odun gereksemesini kendi arazisinden sağlar.

Zeytin ağacından sağlanan ikinci bir yakacak da dal ve yaprak kısımlarını içine alan maddelerdir ki halk arasında buna pir denir. Pir gayet kolay ve çabuk yanar. Fiyatı da çok ucuzdur. Bol miktarda sarfedilir. Kilis’te bulunan 32 fırının, kireç ocaklarının ve fakir halkın yakacak gerekmesinin büyük kısmını karşılar.

Zeytinden elde edilen üçüncü bir yakacakta halk arasında bürün adı verilen maddelerdir: Zeytin taneleri mahserelerde birinci defa sıkılır. Arta kalan prina demir kalıplar altında (arasında) ikinci defa sıkıştırılır. Acı zeytin yağı da alınan prina, bir çeşit biriket halinde piyasaya sürülür. Bürün çok iyi bir yakacaktır kısa bir alevle yanar. Ama ısı değere yüksektir. Önceleri Kilis’te bol miktarda elde edilen bürün bugün hiç yapılmamaktadır. Çünkü bugün elde edilen prina olduğu gibi ihraç edilir.

b) Bağlardan sağlananlar: Kilis’te bağcılık oldukça ilerlemiştir. 1948’den sonra filokseranın yayılması bağların büyük bir kısmını yok etmiştir. Bugün Kilis bağlarının sayısı 1.853.928 köktür. Buna köylerinki de eklenecek olursa 5 milyonu bulur. Kilis bu bağların ancak 1.400.000 tiyeğinin yakacağından faydalanmaktadır.

Bağ tiyekleri en fazla 20 yıl yaşar, sonra sökülürler. Her tiyek sökülürken 15 kg odun verir. Bağ kütüğü adı ile bu odun şehrin her yıl 1050 ton yakacak gerekmesini sağlar. Bu odun ısı değeri bakımından düşüktür. Bunun içinde ekseri soba ve pekmez evlerinde kullanılır.

Bağların budanmasiyle sağlanan çipilerde önemli bir yakacaktır. Demetler halinde bağlanır kurutulur sonrada şehre getirilir. 800.000 demet civarında olan bu çirpiler halkın gündelik yakacak gerekmesinin büyük bir kısmını karşılar.

Bağlardan sağlanan diğer bir yakacakda tortdur. 230 pekmez evinde eşlenen üzümün tortları Güneşte kurutulur. Böylece iyi bir yakacak elde edilir. Bu tort Kilisteki beş hamamın yakacağını karşılamaktadırlar.

c) Diğer yollardan sağlananlar:

1) Orman ve makilerden: Kilis’in çevresinde bulunan dağlar, varım asır gibi kısa bir zaman önce büsbütün koru ve makilerle kaplıydı. Bugün zeytinler hariç tamamiyle çıplaktır. Şehrin Musabeyli ve İslahiye taraflarında bulunan meşe ve çam ormanları yakacağımızın önemli bir kısmını karşılamaktadır. Halbuki önceleri bu yönden sağlanan yakacak büyük bir toplam tutmaktaydı.

2) Pamuk çöpünden: Kilis’te ekilen pamukların çöpleri de iyi bir yakacaktır. Pamuk çöpleri toplanıp kurutulduktan sonra yakılır.

Kilis yakacağının her yıl düzenli bir şekilde sağlanabilmesi için aşağıdaki temellere göre hareket etmelidir:

1) Köylülerimizi okutmalı, hiç olmassa yarısı bilgili bir duruma getirilmelidir.

2 – Hazır ormanlarımız düzenli olarak işletilmelidir.

3 – O mansız bulunan boş yerler halkımızın yardımiyle ormanlar haline getirilmelidir.

4 – Yakacaklarımızı başka yerlerden sağlanmaya çalışmalıdır.

5 – Yakacak maddeleri tutumla sarfedilerek en faydalı ve bol ısı sağladıkları araçlarda kullanılmalıdır. 20.2.1962

(Kent)