Bozuldu cihanda dirlik, düzenlik;

Alâmet belirdi, koptu kıyamet.

Gönüller kederli görülmez şenlik;

Kimsede, bir yerde kalmadı rahat.

Durmadan şahlandı, kudurdu kinler;

Yükseldi göklere ahlar, eninler;

Kulaklar tıkanmış ahı kim dinler.

Görülmüş değildi böyle bir âfet.

Binlerce Yıldırım bir anda fırlar,

Cehennem kesildi şehirler, kırlar.

Silemez bu kanlı izi asırlar,

Yakmak bir maharet, yıkmak isabet.

Her günkü sayısız kurbana karşı;

On yıldır çalınan bu cenaze marşı,

İnletti semayı, titretti arşı;

Yeryüzü kızardı utandı gayet.

Yürüyen kalalar alevler sağar,

Çelikten bulutlar havaya ağar,

Peşinden bir ölüm yağmuru yağar,

İşlendi hayale sığmaz cinayet.

Kim derdi insanlar bu kadar bön-dü

Şehirler yıkıldı ocaklar söndü

Şen yuvalar birer mezara döndü,

Hayat azap oldu, ölüm saadet.

Benlik yolu tutup zulme sapanlar,

Hakkı unutupta nefse tapanlar,

Bunlardır dünyayı böyle yapanlar

Çekerler şüphesiz bir gün nedamet,

Bir türlü sönmüyor bu nasıl kindir?

Şu kanlı perdeyi ey Tanrım indir,

İndir de çağlayan yaşları dindir.

Çok sürdü bu da’va bulsun nihayet.

Hakkın karşısında herkes eğilsin,

Eğilmiyen baş varsa ezilsin.

Her millet hakkını emindir bilsin,

Yürekler korkudan bulsun selâmet.

Ufuklar ağardı semaye bakın;

Diyorlar: (barışın) sabahı yakın)

Bu bir (Suphıkâzip olmasın sakın

Tanrım, yurdumuzu eyle siyanet...

15-9-1944 N.ONUR