Bir yiğit delikanlı denizlerde gezermiş,

Balıkçılık yaparak geçinirmiş böylece,

Ne dünyanın kinini, ne de acı sezermiş,

Çalışırmış gücile bu halde gündüz, gece.

Bir gün yine denizde dolaşırken, acı ses,

Acı feryad eşitmiş uzaklardan, derinden,

Ve bu acı feryatdan sanki çıkmış son nefes,

Etrafına takınıp atılmış bu genç birden.

Bakmış ki çırılçıplak bir kızı birkaç haydud,

Yakalamış canını namusunu almağa,

Delikanlı kendine bulamamış bir hudud,

Atılmış demir, çelik pençeli iğrenç ağa.

Kurtarmış kızcağızı haydutların elinden,

Ve derhal kız silkinüp girmiş o engin suya

Anlamamış bu kimdir, hangi milletten, dinden,

Sanki rüya görmüşdür adam efsane buya…

O esnada denizden çıkmışda biir İhtiyar,

Demiş ki ey yiğit can sana selâm reisten!

Onun kızıydı senin,Jçurtardığın güzel yar,

Çağırıyor yanma, teşekkür için içten!

Gel gidelim, denizler şahanın ülkesine,

Gel gidelim, doğrunun, olgun, ulu sesine!..

Ve derhal denizlerin dibine dalıyorlar,

Bir ışık beliriyor, en sonunda denizin,

Bu ışığın içinde görünüyor bir diyar,

Yürüyorlar çiçekten yapılmış renkli izin.

Bir saraya gelerek, sırçadan cevahirden.

Orada bir sakallı bay reis görünüyor,

Her şey içi gibidir, muarra zavahirden,

Bu diyarda gurur yok, ne kimse öğünüyor,

Nede eşya dışından maskelenmemiş burda,

Ne ise o görünen, dışı neyse öyledir…

Şaşıyor delikanlı böyle garip bir yurda,

Diyor ki rüya mı, hakikat mıdır, nedir?..

Denizlerin o büyük başbuğu bu çocuğa,

Diyor ki sena efsun yaptım artık yürü, git;

Hizmetine mükâfat budur. Azı say çoğa,

Maskesiz yaşa artık, hakikate hizmet et.

Delikanlı o anda bulunuyor sahilde,

Yine balık avını yapıyor kardeşile,

Fakat aklı daima o diyarda, o ilde,

Konuşuyor zahiren dostlarile eşile.

Lâkin, maske kalkmış ya, herkesin içi başka,

Herkesin ruhunda kin, muhabbetler hepsi boş,

Sevgilisindeki his, benzemiyor hiç aşka,

Bu maskesiz görüşle çocuk oluyor sarhoş

Eve gelüp sevgili karısını buluyor.

Ondan vefa umarak sevineceğim diye,

Halbuki karısının kalbinden kovuluyor,

Kıymetsiz bütün sayi, ve boş bir çok hediye.

Karısının kalbinde bir yılan hırsı belli,

Çoçukları hep öyle, kendine düşman gibi,

Ağlıyor bu hallere çıkıyor gözü selli,

Diyor ki bu dünyanın üstünden iyi dibi.

Neden maske atıldı, önce daha iyiydi.

Neden gözüm hakikat ışıklarını giydi.

Gezdi dolaştı, lakin bir vefa göremedi,

Herkesi pür ihtıras, heekesi kindar buldu,

Bu dünyada yaşamak lâzım değildir dedi.

Çünkü nereye gitse o muhitten koğuldu.

Bir gün mağaralardan atıldı uçucuma

Çünkü dayanamadı dünyadaki duruma.

KENAN YALVAÇ