Umumi harbin sonlarında 19 Elûl 918 tarihinde Filistin cephesinde Ingilizler çok faik bir kuvvetle Türk ordusuna taarruz ettiler. Zaten bir setir kıt'ası vaziyetinde bulunan ordumuzu mağlup ve büyük bi kısmını esir ettikten sonra yerli Arapların da yardımiyle Suriye dahilinde büyük bir süratle şimale doğru ilerlediler. İngilizlerin bu yürüyüşü Türk topraklarına yetişinciye kadar devam etti. Ve Halep önlerinde Yıldırımı orduları. kumandanı Mustafa Kemal Paşanın vurduğu şiddetli bir darba ile durduruldu. Bu esnada Mondros mütarekesi de imzalandı. (30 Teşrinievvel 918) Bu mütareke mucibince Suriye İngilizlerde, Cenubî Anadolu (Antep, Urfa, Maraş) Türkiyede kalıyordu.

İngiliz işgali

Mütareke şartlarına istinaden Türk ordusunu terhis ettiren, Kalelerimizi, müstahkem mevkilerimizi işgal, harp malzemesi ve mühimmatımıza vazıyed eden galip devletler bilâ sebep yeryer Türk topraklarını istilâ etmekle mütarekenin şartlarını bizzat kendileri bozdular. 20 Kanunuevvel 918 de Kilikyayı Fransızlar işgal ettiği gibi 15 Kânunusani 919 tarihinde bir Süvari livası, bir istihkâm müfrezesi, bir Ba tarya ve otomobilli ağır makinalı tüfek kit'alarından mürekkep bir kısım İngiliz kuvvetleri de kışı geçirmek ve hayvanlarına yem tedarik etmek bahanasile Antebi işgal ettiler. Az sonra bir taraftan Maraş diğer taraftan Urfaya kadar uzandılar.

İngilizler Antebi işgal eder etmez şiddetli bir tedhiş siyaseti takip ettiler. Silâh aramak bahanesile haftalarca dükânları kapattılar; evleri aradılar. Silâh namına ne buldularsa aldılar. Şehrin münevverlerinden bir kısmını esir ederek Mısıra gönderdiler.

Tehcirden dönen Ermeniler, İngilizleri Türkler aleyhine ellerinden geldiği kadar. kışkırtıyor, Türk annelerini, Türk çocuklarını Ermenidir diye zorla kocalarından, anne ve babalarından ayırıyorlardı. Müstevlilerin haksızlığı arttıkça mağlubiyetin verdiği sersemlik ve gevşeklik yavaş yavaş azalıyor, düşmana karşı koymak duyguları canlanıyordu. İngilizler de bunu sezmiş olacak ki daha ilerisine gitmediler; Türkleri okşamağa, Ermenilere fazla yüz vermemeğe başladılar..

Fransız işgali ve Ermeni taşkınlıkları

Nihayayet Eylul 919 da Londrada imzalanan bir itilâfname ile Ingilizler Suriye ve Cenubi Anadoluyu Fransızlara terkettiler. 5 Teşrinisani 919 da son İngiliz kıt'aleri şehrimizden ayrılırken Fransız askerleri de giriyorlardı. Antebe ilk giren kıt'a, Ermeni alayı kumandanı Miralay Sent Mari kumandasında bir Ermeni taburu, bir Afrika avcı bölüğü ve bir Fransız bölüğü idi. Erzurumlu, Sivaslı, Harputlu Ermenilerle birlikte mevcutları elli bine varan Antep Ermenileri Frasızları şehir haricinden karşıladılar, Fransız askerlerine çiçekler dağıttılar, konfetiler attılar; Düğün bayram yaptılar.

Türkler, İngilizleri çekilmesiyle Fransızların gelmesini hiç te höş görmediler. Adana ve havalisinde Fransızlara dayanan Ermenilerin Türklere yaptıkları zülum ve hakaret ve katliamları işide işide herkesin kulağı dolmuştu. Antepte de bu feci hadiselerin çıkacağından korkuluyordu. Nitekim de vekayi bu korkunun yerinde olduğunu ispat etti:

İşgalin ertesi günü bir Ermeni tercümanla birlikte şehre inen bir Fransız zabiti-şimdi bulvara katılmış olan-Akyol polis karakolu üzerinde dalgalanan Türk bayrağını cebren indirtti. İlk hamlede milli timsale yapılan bu çirkin tecavüz bütün Türkleri galeyane getirdi. Cemiyeti İslamiye(1) harekete geçti; vak'a Fransızlar nezdinde protesto- edildiği gibi ölmeden bayrağın inmesine razı olan polis te işten çıkarıldı.

Bu vak'a Ermeni ve Fransız taşkınlıklarına bir başlangıç oldu. Ermeni taburiyle elbirlik eden yerli Ermeniler Türklere her türlü hakaret ve zulmü yapıyorlardı: sokaklarda kadınların cebren yüzleri açtırılıyor, çarşafları yırtılıyor, irzlarına tecavüz ediliyor, yalnız raslanan Türkler öldürülüyordu. Türkler Ermeni mahallelerinde dolaşamaz olmuşlardı. Bir akşam İsmet Paşa mektebi önünde Fransız askerlerinin tecavüz etmek istedikleri bir kadını müdafaa etmek isteyen oğlu yedi sekiz yaşlarındaki Mehmet süngülendi. Bunun üzerine bütün dükânlar kapatıldı; protestolar yağdırıldı, gizli ve açık Fransızlara düşmanlık gösterilmeğe başlandı. Yaptıkları hatayı ve vaziyetlerinin fenalığını anlayan Fransızlar, Ermeni taburunu bir Cezayir Avcu taburiyle değiştirdiler isede vaziyeti düzeltmek ve umumî galeyanı durdurmak imkâni kalmamıştı. Çünkü Büyük Gazinin ilham ve işaretiyle teşekkül eden Müdafaai hukuk cemiyeti memlekete hâkim olmuştu.


(1) Cemiyeti İslamiye; Ingiliz işgalı ve Ermeni taşkınlıkları üzerine Türk ahali tarafından şehrin ulema ve ileri gelenlerinden intihap edilmiş bir heyetti. Bu heyet Türklere yapılan haksızlıkların önüne geçmek ve Türklerin haklarını müdafaa etmek vazifesiyle mükellefti Fransılar Antebi işğal ettiklerinde bu hey- et şu zevattan müteşekkildi:

Bülbül zade Haci Abdullah efendi hoca (reis) Müftü Bulaşık zade Arif efendi

Hoca Fahrettin efendi

Şih Mustafa efendi Şuayp zade Ubeyddullah efendi Fazlı ağa zade Nuri bey.

Dayı Ahmet ağa

Misri zade Arif bey Seyyaf zade Abdi efendi

Müftü zade Hayri efendi Mazlum efendi

Doktor Mecit bey