Küçükesat’tan dolmuşa bindik. Kızılay’a doğru yol alıyoruz. Şoförün yanına binenler hemen şoförle ahbap olurlar, sohbet başlar. Biz de başladık şoförle sohbet etmeye. Şuradan buradan konuşurken Gaziantep’li olduğumuzu söyleyince şoför kahkahalarla güldü. Gülüş sebebini sorduk, şöyle anlattı:

— Geçenlerde Küçükesat’tan yine şoför mahaline iki kişi bindi. Taksi hızla yol alırken, Atatürk Bulvarında Meşrutiyet Caddesi önüne geldiğimizde yanımdaki yolculardan birisi; "inek şoför” diye bana seslendi. Bu söz benim onuruma dokundu, dayanamadım hemen taksiyi durdurdum adamın yakasına yapıştım:

— İn ulan, ben inek değilim, inek senin anan dedim. Taksinin içindeki yolculardan birisi içeriden seslendi:

—Hele dur bakalım şoför efendi, heyecana kapılma. Bunlar Gazianteplilerdir.

Sen Antep dilini anlamıyorsun. Bu arkadaşlar sana "inek” diye hakaret etmediler, seni hayvan yerine koymadılar "burada inelim şoför efendi" demek istediler. Antepliler böyle konuşurlar:

"Gidek, gelek, inek, binek” derler, dedi, ben de hatamı anladım, zaten inek dedikleri yere de gelmiştik, indiler, barıştık, yollarına devam ettiler, ben de bindim, yolcularımı yerlerine götürdüm. "İşte bu olay aklıma düştü de ona güldüm" Biz de gülüştük.

Ankara

Şakir Sabri YENER