Dün Ortaçağ Hıristiyan Avrupası-Türklerin ortaya koydukları Türk- İslam kültür ve medeniyeti; kitaba, okumaya ilme çok büyük değer veren bir dünya görüşüne sahipti. Çünkü onun inandığı ve iman ettiği dinin, kendi peygamberine ulaştırdığı ilk emri “Oku” olmuştu. Ayrıca “insanlar ya bilgindir ya bilgi elde etmeye çalışan, ikisinin arasında bulunan kişiler de hayır yok” Cehaletten daha dehşetli fukaralık yoktur. “Bilgi öğrenmek her mümine farzdır” “Biraz bilgi ile meşgul olmak, bir an kitaba, yazıya bakmak altmış yıl nafile ibadet etmekten hayırlıdır” gibi müslümanları öğrenmeğe teşvik eden Hazreti Peygamber söz ve buyrukları; o kültür ve medeniyette İlmî ufkun genişlemesine ve netice olarak da islami kitapların yanı sıra ilim ve edebiyat kitaplarının çoğalmasına, çok sayıda kütüphanelerin kurulmasına sebep olmuştur.

Bilgi ve hikmeti müminin yitik malı addeden bilenle öğrenenden başkasını kendisinden saymayan peygamberimizin bilgiden maksadı hiç şüphesiz ki yalnız dini bilgiler değildi. Devrinin ve gelecek devirlerin bütün bilgileri idi. (İsmet Binark Türk Kütüphaneciler Derneği (1.sayı s:24) Bu sebepledir ki “dün îdüp her harf-i evrakı kitabince sevap İhtan’’ cümlesiyle başlıyan binlerce, vakıf kütüphanelerimiz mevcuttur. Dün, bugün ve yarın da değişmeyen ve sevabından zerre kadar eksilmeyen en büyük hayır bir insanı başkasının vasayetinden kurtararak ona kişiliğini kazandıran bilgi ve eğitimdir.

Kütüphaneler insan yetiştirmekte örnek müesseslerdir. Kütüphanelerin insanın yetişmesine yaptığı yatırıma en güzel örnek Andrew Carnegie olmuştur. Îskoçyalı bir göçmen olan Carnegie, Halk Kütüphanesinden yararlanarak yetişmiş ve Amerika’nın her yanında Carnegie kütüphaneleri kurulmasına yardım etmiştir. Kütüphanenin değerini bilen bu zenginin Kütüphaneler için Amerika ve Kanada da 43 milyon dolar verdiği bir gerçektir. Ayrıca Carnegie belediyelerin yerini vermesi ve kütüphaneyi sürekli olarak işletmesi şartıyla İngiltere İskoçya ve İrlanda da 310 Kütüphane yaptırmıştır. (Doç. Dr. Osman Ersoy Kütüphaneciliğimizin sorunları 1966 s: 55)

Her Kütüphane bir kültürel kalkınma vasıtasıdır. Bugünün Avrupası’nda görülen her türlü ilim ve teknik alanda ilerlemenin ve sosyal adalet ile büyük iş hacminin mesut sebepleri derinden derine araştırıldığı takdirde temel çalışmaya önce kültürel kalkınma ile başlandığı görülür. Kültürel kalkınmadır ki bir ülkede fertler arasındaki her türlü ayırıcı ve bölücü düşünceler yerine birlikte başarma yolu ile say ve sermayenin büyük iş sahalarına yatırılması sağlanır.

Her türlü gelişmenin anahtarı olan okuma alışkanlığını kazandırmak için vatan, ana, baba, kardeş ve dost sevgisi gibi aziz ve mukaddes sevgilerden sonra kitap sevgisini de küçük yaştan itibaren çocuklarımıza öğretebiliriz.

Gerçekten okumak aile çevresinde öğrenilen bir sanattır. Bütün evler için bir ihtiyaç olan ailece okumak sayısız mükafatları ve zevkleri olabilecek bir âdettir.

İleri ülkelerde radyonun, sinemanın ve Televizyonun üzerinde yeri olan kitap, az gelişmiş memleketlerde gerçek değerini bulamamıştır. Bu memleketlerde kaliteli kitap yerine insanı durmadan manasız manasız güldüren, saçma sapan sözler, istihza ve kötülüğün metli ve senazını yapan kitaplar ortalığı doldurur. Bunların içindeki müstehcen neşriyat ise daha mühim tahribatlara sebep olmaktadır. Bilhassa çocukların dimağlarını bozmakta ve istikballerini kör etmektedir. Nihad Sami Banarlı bu konuda şunları der; Hemen hemen bütün dünya çocukları bazı evlerde en kötü ve çıplak hayat serüvenleri öğrenerek büyüyorlar. Her şey, çocukların gözleri önlerinde oluyor. Bu yüzden günümüzün yavruları, Masum çocukluk yıllarını yaşamadan, tepegöz masalındaki bir günahın çocuğu gibi birdenbire büyüyor. Vücutları değilse bile ruhları azman oluyor. John Sterling aynı konuda şunları söyler. Mecmualar ve romanlar herkese mahsustur fakat dimağları henüz tam teşekkül etmemiş de teşekkül etmek üzere bulunanlar için bunların ciddiyetten mahrum olanları Mısır’ın vebalarına öyle bedel öyle bir mikroptur ki bütün sularımızı zehirler ve odalarımızı bulaştırır.

Her kelime, düşünce ve hareketin insan kaderi üzerinde tesiri vardır. Müstehcen yayınlar insanlara çok uğursuz tesirler yapar. Hayali yanlış bir istikamete sevkeder, okuyucularını yaşadıkları müddetçe bedbaht edebilirler. Bu kitapların sayısı sonsuzdur. Vicdansız tabiler onları basarlar. Vicdansı satıcılar onları elden ele yayarlar, bazı kızlar ve delikanlılar kötü kitaplar ve uydurma romanlar yüzünden bedbaht olmuşlardır. Çünkü onlar kendi kendilerine, içinde herşeyi saadet ve sevinçten ibaret olan hep harikalar vuku gelen bir dünya kurmuşlar, hakikate uymayan yanlış bir ideale teveccüh etmişlerdir. (Dr. Wilhelm Stekel bir anneye mektuplar s: 225)

Çocuklarınızın ellerine vereceğimiz kitabın; fazileti, güzeli, iyiyi doğruyu, Yurt severliği aşılayan nitelikte olması en büyük arzumuzdur.

Sanat değeri taşıyan çocuk yayınları önemli bir hizmet yapmaktadırlar. Asıl gaye çocuk kütüphanelerini her semte yaymakla insanlığın yarını olacak çocuklara kitap sevgisini alıştırmak olmalıdır.

Yazımızı Prof. Sadri Maksudi Arsal'ın Son Ders öğütlerinden aldığımız bir paragrafla bağlıyalım.

“Kültürünüzü artırmak için okumayı bir ihtiyaç ve bir eğlence haline getirmelisiniz. Hakikaten okumak en ucuz ve en sıhhî eğlencedir”

Aynı zamanda hem şahsınız hem milletiniz için faydalıdır. Okuma zevkini itiyad edenler okuma tiryakiliğinin en tatlı tiryakilik olduğunu bilirler.

Fakat kitap seçmesini bilmek mühimdir ve bir sezgi işidir. İnsanın kafasını aydınlatan, ruhunu yükselten, hislerini incelten ufkunu genişleten bilgisini artıran kitaplar olduğu gibi, maalesef bilhassa gençlerin prensip ve kanaatlerini aşındıran, ahlaki inanışlarını sarsan, ruhIarını zehirleyen zararlı kitaplar da mevcuttur. Bazı garp milletlerine mensup bozuk fikirleri yaymaktan hoşlanan müelliflerin eserleri bir genç için uyuşturucu maddeler kadar zararlıdır. Onun için elinize aldığınız eseri okumaya başlamadan evvel onu zaman ve mekân içinde "yerleştirmeye” müellifi hakkında fikir edinmeye icabında ansiklopediye bakmaya gayret edin. Bilhassa okuduklarınızı pasif olarak aynen benimsemeyin, kendi görüşünüzün süzgecinden geçirerek, her sahifeyi her satırı kendi hayat görüşünüzü inşa etmek için malzeme tellâki ediniz.