Gök yüzünün eleğim sağma renkleri dokuyan projektörleri, şimşekli gecelerin binbir şafak rengi saçan ampulleriyle aydınlanmış nurlu hava yollarında çelik kanatlariyle bizi selâmlıyan uçaklarımıza biz burada, pırlantalarla örülmüş, mozayıklarla işlenmiş, halılarla döşenmiş bir meydan hazırlamıyacağız. Onlara yapacakları hizmetlerin büyüklüğü ile mütenasip bir meydan yapmıya belki insan gücü yetmez. Böyle bir teşebbüs onların yükseldikleri irtifaa, uçtukları miraca çıkmak kadar güçtür.

Burada bizim onlara yapacağımız şey, basit ve her türlü süsten uzak kudret kaynağı bir kara toprak, göklerin elektrik bataryaları arasından yıldırımlarla savaşarak duyan, düşünen bir takızafer azametile uçan uçaklarımıza konacak kupkuru bir konaktır.

Bu meydan, o çelik kartalların yurt müdafaası sırasında marlarını elektriklendirecek, yoruldukları vakıtlar da sinirlerini dinlendirecek, onlara yıpratıcı kuvvetlerle boğuşmak için taze kuvvet hazırlıyacakhr.

Bir efsaneye göre çok eski çağlarda döğüşen iki İlâhtan biri yorulunca toprağın üstüne sırtüstü yatar, düşmanını yenmek için topraktan taze güç alırmış.

Otları, daneleri, ağaçları müşfik anne gibi göğsüne çekerek onları büyüten, her şeye hayat saçan dümdüz bir toprak, uçakları bağrına basacak en güzel bir hangar, en güzel bir duraktır.

Şimdi bir tanesini elde etmek için çırpındığımız bu meydanlar, ileride kim bilir ne kadar çoğalacaktır. Hayalîmi geleceğin ışıklı, feyzli alanlarına dikecek olursam gözlerimin Önüne neler geliyor... Şehrimiz uçak hangarlariyle dolmuş ... Bir uçak sahibi olmıyan âile kalmamış, canı istiyen kimse sabahlayın uçarak bütün ana yurdu dolaşıyor, ve akşam yemeğini ailesi arasında yemek fırsatını buluyor… İşten, dişten artırmak manasına gelen iktisat fennin bütün imkanları tahakkuk etmiş bulunuyor. Şimdi hayal olan bu tasavvurun tahakkuk ettiği günlere kavuşan mesillere ne mutlu…

Dünyanın ateşler içinde yandığı, harp âfetinin cihanı kasup kavurduğu şu sıralarda bir tek hava meydanı kazanmak için gereken teşebbüsten daha faydalı bir teşebbüs bulunabileceğini zannetmiyorum.

Bu faydalı teşebbüsün, bize icabında en önemli meydan muharebelerini kazandırabilecek milyonlarca lira ile meydana gelebilen bir hava meydanının temelini kuracağında hiç şüphe edilmemelidir. Şu halde her yurttaşın gücü yettiği derecede hamiyet eseri göstererek bütün yarliğiyle bu eserin iş mevkiine çıkmasına çalışması çok yerinde bir iş olacaktır. Milletin hamiyetiyle meydana gelecek olan bu hava meydanının havasında yine milletin şan ve şerefi dalgalanacaktır.

“At ölür meydan kalır, yiğit ölür şanı kalır”

Hüsnü niyet ve samimiyete dayanılarak mâşerî sosyal yardım esaslarına göre girişilen bu meselede her yurttaşın bu işi başarmak için ümidin üstünde enerji sarfederek maksadı temine çalıştığı şükranla görülmektedir. Artık herkes anlamıştır ki bir miletin yaşaması için o millet fertlerinin hayatlarını fedaeder- cesine çalışması lâzımdır. Yaşamıya azmetmiş bir millet te ancak emleket böyle yapar. Böyle yapmayıp ta bir millet efradının menfaatlerini korumak fırsatları karşısında yalnız kendi ferdî menfaatlarını düşünerek hareket etmesi onun intihara karar vermesi demek olacaktır ki bilhassa büyük milletimiz hakkında böyle hali tasavvur etmek bile caiz değildir. Çünkü büyük tarihinedayanan büyiik Türk milleti ebediyen yaşıyacaktır.

Efrada fena olsa da âlemde mukadder

Milletleri öldürmiyecek Hâliku Ekber

Sonra, biz her hangi bir memleket işinde gördüğümüz noksanları, hataları daima geçmişin boynuna yüklemek isteriz, Fakat şurası unutulmamalıdır ki geçmişi yaşatan, geleceğI sağlıyan şimdiki zamandır.

Geleceğin bizi acı ile anmamasını istiyorsak hiç bir fedakârlıktan çekinmemeliyiz.

Bâisi şekva bana hüznü umümidir Kemal

Kendi derdi gönlümün billâh gelmez yadıma

Diye daima vatanını düşünen Namık Kemal yurt davasında bize örnek olmalıdır. îşte mâşerî sosyal yardımın istediği de budur.

Vatanperver kimselerin yaptıkları hizmetler ne kadar büyük olursa cemiyetteki mevkileri de o nisbette büyük olur. Dünyada insanları yaşatan hayatın bin bir ıstırabını onlara unutturan vicdan zevkidir. Yaptıkları hizmetlerle en büyük vicdan zevkini duyan kimseler cemiyetin kalbi, istipdadı parçalayıp taç giyen milletin baştacı olurlar. Bunlar için ölüm yoktur, çünkü öldükleri, zaman da milletin kalbinde yaşarlar.

Vatan, vatan diyerek can veren eâlinin

Kulubü ehli vatan kabri zimehabetidir.

Netice olarak şunu söylemek isterim ki Hava meydanı işI tam zamanında yapılmış ve muvaffak olmuş bir teşebbüstür. Bunu temine giden yol da Hak yoludur.

Öldürme ey avâ imin Allâhü Ekberi

Nurunla keşfi rahi savap eyliyenleri.

Fakat şurasını da hatırdan çıkarmıyalım ki doğru yola giden bir insan da bazan yalnız kalır. Fikret bu hakikati:

Hak bellediğin bir yola yalnız gideceksin.

Mısraile ne güzel ifade etmiştir. Yalnız unutmamalıdır ki Allah daima doğruların yardımcısıdır. Hak yener, yenilmez. Sözlerime yine Fikterin şu beytiyle son veriyorum:

Millet yoludur Hak yoludur tuttuğumuz yol,

Ey Hak yaşa ey sevgili millet yaşa varol

Yazan: Sabri GÜZEL