Arkadaşlar:

Bugün Halkevlerinin on üçüncü yıldönümünüü kutluyoruz. Her yıl biraz daha artarak bütün yurdu kaplayacak surette yayılmakta olan halkevlerimizin ve halk odalarımızın gelişmeleri

ve verimleri, bölgelere göre birbirinden farklıdır.

Bazı bölgelerde birçok halkevimiz, bulundukları çevrede çalışan arkadaşların yetki ve başarıları dolayısıyla umduğumuz kadar ileri gitmişlerdir.

Uygun şartların bulunmadığı yerlerde de tek tek arkadaşları çalışmalarile topluluk yaşayışının ve kımıldanışın geçen yıldan daha ileri olduğunu görmekteyiz. Bu amaca doğru olan çalışmalarda ilgi gösteren değerli yurttaşlarımızın halkevleri içinde yeni, bir yaşayış görüşü bulmağa başladıkları bize gelen dileklerden anlıyoruz.

Arkadaşlar,

Milletimizin hayatında kültür yolu ile birlik duygusunu ve medeniyet isteklerini gerçekleştirmeyi sağlıyan halkevlerini ve halk odalarını, her yıl daha gelişmiş ve verimleri daha çok artmış olarak görmek amacımızdır. Yapılanları hiçbir vakit yeter bulmuyoruz ve bulmayacağız.

Her şeyden evvel halkevlerinin ve halkodalarının memleket ölçüsünde yayılmasını sağlayacağız. Büyük şehir ve kasabalarımızda halkevlerinin sayısı artacaktır. Köylerde ise şimdilik halkodaları bulunacaktır. Her köyde bir halkodası o köyün tabii bir şartı olacaktır.

Halkevleri 1932 de faaliyete girmiştir. Bu ilk yılda açılan halkevlerinin sayısı 14 idi. Geçen yıl bu sayı 405’i bulmuştur. Demek ki her yıl tabii bir artışla ilerleme vardır. Bu 405 halkevinden 63’ü il merkezlerinde, 242’si ilçe merkezlerinde, 100’ü de bucak ve köylerdedir.

Yeni Halkevleri ve Halkodaları

Bu yıl bunlara 32 halkevi daha katılıyor. Adlarını söylüyorum: Bâlâ, Kızılcahamam, Polatlı, Gölpazarı, Kemalpaşa, Kartal, Yalova, Yeşilköy, Kaman, Geyve, Gölcük, Sapanca, Değirmendere, Andirin, Maçka, Vakfıkebir, Çaycuma, Manavgat, Erdek, Susurluk, Meriç, Ömerbey, Anamur, Gülnar, Pazarcık, Afşin, Ulus, Fenike, Kaş, Gündoğmuş, Serük, Osmaneli.

Bunlardan 15’i halkodasından çevrilerek açılmaktadırlar.

Bu halkevleri de bu günden itibaren millet hizmetine giriyor. Bunları açarken hepsine, yürüyecekleri yolda başarılar dilerim.

Halkodalarına gelince: Bunlar 940 yılından beri açılmıya başlanmıştır. Halkevi, bildiğiniz gibi, çok taraflı bir kurumdur. Bir halkevini çevirmek için çok üyesi bulunmak lâzımdır. Onun için köylerimizde bir halkevinin çekirdeği demek olan ve köyün yapısına daha elverişli durumda bulunan halkodalarını açıyoruz. Geçen yıl bunların sayısı 365’e varmıştı. Köylerimizin bir çoğu bu kurumlarını bir an önce açmak için haklı olarak sabırsızlık gösteriyorlar. Bu yıl hepsinde değil, fakat bir kısmında bu istekleri yerinde görerek ve destekliyerek halkodaları hayatında yeni bir adım atılmasını sağladık. Bu yıl bize teklif edilenlerden 2338 köyde yeniden birer halkodası açılmasını uygun bulduk. Bu halkodaları da bugünden itibaren millet hizmetine giriyorlar. Bunların adları, şimdi size dağıtılan broşülerde yazılıdır. Bunları açarken hepsine ayrı ayrı başarılar dilerim.

Böylece, arkadaşlar, halkodalarımızın sayısı da, şimdiye kadar açılmış olanlarla birlikte 2688’i bulmuş oluyor. Biz bunu da az buluyoruz. Aldığımız direktife göre bunların sayısı 10 bine varacaktır. Ancak bu suretle, biribirine komşu olan köylerle birlikte, köylerimiz halkevi ve halkodası ışığı ile nurlanmış olacaklardır.

Halkodaları ve Köylülerimiz

Arkadaşlar,

Bir halkodası, toplanma için yeter genişlikte bir salonla iki, üç çalışma odasından ibarettir. Bu küçük yuva, her zaman temiz, bakımlı içinde bir okuma yeri, bir radyosu bulunan, kadın erkek vatandaşlar için bir arada toplanma yerleridir. Burada köyün işleri konuşulmak için toplanılır. Burada gazete, dergi, kitap okumak için toplanılır. Burada radyo dinlenir, sohbetler edilir, burada düğünler de yapılır.

Köyde 'çalışan yer yer aydınlar, öğretmen, eğitmen, sağlık memuru, ziraat memuru, ormancı, veteriner, fen memuru gibi arkadaşlar veya işler dolayısıyla köye giden memurlar, meslek adamları, idare başındakiler, milletvekilleri halkodasında birleşirler, söyleşirler.

Köylülerimiz milli günlerimizi halkodasında uyanık törenler yaparak kutlarlar. Köy gençliğinin güzel sanatlar ve spor zevkini halkodaları düzenler. Çiftçinin, köylünün sağlığı ve çalışması için yararlı bilgiler, konuşma suretinde veya kurslar açarak öğretme suretinde burada sağlanır.

Okuma ve yazma bilmeyen yetişkinler, burada okuma ve yazma Öğrenmiye çağırılırlar. Kısaca, köyün bütün topluluğunü ilgilendiren işler burada görülür, burada toplulukla yaşama tadı alınır.

HALKEVLERİNİ NASIL GÖRMEK İSTERİZ?

Arkadaşlar,

Bir halkevini iki yönden görebiliriz. Biri yapısı ile ve çalışma araçları ile dış yönünden, biri de kendi çalışmalarıyla iç yönünden.

Biz bütün halkevlerimizin uygun, elverişli yapılara kavuşmalarını istiyoruz. Şimdiye kadar bunu elde edememiş olan yerler, hummalı bir çalışma ile bunu başarmıya savaşıyorlar. Bu günkü şartlar altında bile bu çalışmalar devam ediyor.

Biz bir halkevini bulunduğu çevreye göre uğrak bir yerde, fakat geniş bir bahçe içinde, yüksek ağaçlar arasında, kullanışlı, işlemeye, gelişmeye elverişli, sade bir güzellikte yapılmış olarak görmek isteriz. Denemelerimiz bize bu yoldaki yapıların halkevi ihtiyaçları bakımından daha elverişli olduğunu göstermiştir.

Çalışma araçlarına gelince bunların her gün biraz daha eksiklerinin tamamlanmasını istiyoruz. Her halkevinin spor yeri, temsil yeri, toplanma yeri, radyosu, sineması, müzik âletleri, güzel sanatlar atölyesi, dershanesi, kitabevi, hasta bakma yeri bulunmalıdır.

Biz bütün bunların her halkevinde zamanla tamamlanmasını istiyoruz. Araçların eksik olması bizi çalışmalarımızdan vazgeçiremez. Halkevi yapabileceği şeylerin daima en fazlasını başarmağa mecburdur. Biz bunu bütün milletimizin milli kalkınma yolunda şair edindiği bir ödev olarak görüyoruz.

HALKEVLERİNİN AMACI

Arkadaşlar,

Halkevleri bütün kollarıyla, bir tek amaca yönelmişlerdir: bu amaç da kültür yolundan her zaman milli değerlerimizi işlemek, devrimini geniş halk hayatı içinde kökleştirmek milli birliği sağlamaktır.

Böyle bir amaç karşısında bütün aydınlarımızın devlet hizmetinde yer alan bütün yurttaşlarımızın kendilerinin bu işe vermeleri gerektir.

Bütün aydınlarımızın beni duymalarını için tekrar ediyorum: hepimiz halkevinin içinde çalışmağa, birer suretle başkalarına faydalı olmağa bu vatan için, bu millet için borçluyuz.

Bunları seve seve yapmak Atatürk’ün ve İnönü’nün çocukları için kutlu bir ödevdir.

Arkadaşlar,

Cumhuriyet Halk Partisi, halkevleri ve halkodalarının gelişmesi için her türlü tedbirleri almaktan geri durmamıştır. Yıldan yıla edilen tecrübelerden faydalanarak onlara gerekli yardımları sağlamaktadır.

Halkevlerimiz kendi çevresinin evleri olduğu halde hep birden bir evin çocuklarıdır. Ocaklardan illere kadar partimizin her yerdeki kuralları halkevi ve halkodalarının iyi çalışmalarını sağlamak için her türlü imkânı hazırlamakla ödevlidirler.

Şunu da söyleyeyim ki, kendini partili hisseden her yurttaş bu ödevde ortaktır.

Her yerde idare adamları, o yerdeki Parti kurullarının yardımcıları olarak halkevlerinin ve halkodalarının gelişmesi için her türlü tedbirleri alacaklardır.

Halkevlerinin ve halkodalarının sağlam bütçeleri olmak gerektir.

BÜTÜN İSTİDATLARI GELİŞTİRMEK İÇİN

Arkadaşlar, halkevleri ve halkodaları gençliğin bütün istidadının gelişmesine yarar birer çevre haline gelmelidirler. Burada beliren istidatlar; birer değer olarak milli hayata kazanılır.

Karakterce, bilgice ve istidatça üstün gençler yetişir. Olgunlar yanında olacaklar ürer, çoğalır. Ve böylece yurdumuzun yuvaları yeni yeni varlıklarla süslenir.

Arkadaşlar:

Cumhuriyet Halk Partisi, memlekette güzel sanatların halkevlerine destek olacak surette gelişmeleri yolunda türlü tedbirler almıştır. Altı yıl, üstüste, her yaz yurt gezisine gönderdiği ressamların yaptıkları eserler toplu olarak, geçen Ağustosta büyük bir sergi halinde Ankara’da açılmıştır. Şimdi de bu 675 eser arasında seçilen en güzellerinden 40-50 tanelik koleksiyonlar, halkevlerinde sergiler halinde halka göstermek üzere dolaştırılmaktadır.

Bu sene parti bir deneme şeklinde, 5 halkevine öğretici ressamlar göndermek suretiyle resim kursları açmıştır. Buna imkân nispetinde daha geniş ölçüde devam edilecektir.

Cumhuriyet Halk Partisi, gene güzel sanatların gelişmesi için sanat mükafatları yapmıştır. Bu mükafatlar, şimdiye kadar romana, musikiye ve sergiler dolayısile resime dağıtılmış bulunuyor. Bu sene tiyatro için bir piyes müsabakası açılmıştı. Müddet olarak dört ay gibi kısa bir zaman bırakılmasına rağmen, bu müsabakaya 150 eser katılmıştır. Bu eserler arasında birçok değerler vardır. Eserleri inceliyen jüri, bu yıl derece takdir etmemiş, müsabaka şartları için eserlerin yeter olgunlukta olmadığını görmüştür. O eser de bugün burada genç arkadaşlar tarafından sahneye konulan (Kafa Kağıdı) adlı küçük bir piyestir. Bu piyes ve daha bunun gibi, müsabakaya katılan eserler, bize ilerisi için çok vakitte bulunuyorlar. Bunu göz önüne alarak, bu tiyatro müsabakasını yenilemiye karar verdik. Asıl maksadımız, sahnemize, bilhassa halkevleri temsil hayatına yeni, özlü eserler kazandırmak olduğu için bu müsabakayı devam ettirmekte fayda buluyoruz. Genç yazarlarımıza şimdiden başarılar dilerim.

GELECEK YILKİ SANAT MÜKÂFATI

Gelecek yıl sanat mükâfatını şiire de, mimariye de verilmesini kararlaştırdık. Bunların şartları gazetelerle ayrıca ilân edilecektir.

Arkadaşlar:

Halkevlerimizin her kola ait geçen yıl içindeki çalışmaları hakkında topu bir fikir vermek için bugün sizlere dağıtılmış bulunan broşürlerde bilgiler vardır. Bunları tekrarlamayacağım. Ancak önümüzdeki yıl içinde güzel sanatlarda olduğu kadar sporda, dil ve tarih çalışmalarında, köycülük ve sosyal yardım kollarında daha üstün başarılar almağa çalışmalıyız. Halkevleri yayımlarına da daha çok hız vermek gerektir.

Sözümü bitirmeden önce halkodalarının açılışında ve yapılışında emekleri geçen, başlanılan işi tamamlamak için düzenli olarak çalışan idareci ve partili arkadaşlarımızı ve kendi elleriyle taşını taşıyıp odalarının duvarını ören, çatısı çatan çok değerli çocuklarımızı sevgi ile anarım. Açılmış olanlarla birlikte, bu yıl yeniden açtığımız halkevi ve halkodalarına girdikleri yolda yurt içindeki eşlerinin çalışmalarına muvazi olarak kendisinden değerli hizmetler beklediğimiz Londra Halkevine de sürekli başarılar diler, bu aziz yuvalarda çalışan arkadaşlarımızı candan överek selâmlarım.

TÜRK KÖYLÜSÜ İÇİN

Arkadaşlar:

Türk devleti denilen büyük varlık kendi temelini teşkil eden Türk köyünden ve Türk köylüsünden yüzyıllarca yalnız ve yalnız fedakârlık istedi. Türk köylüsü de yüzyıllardır malını canını seve seve veriyor ve vermekte devam ediyor. O kadar ki bugün köy de köylü de derin yaralar ve yoksulluklar içinde acınacak bir hale düşmüştür.

Tarihin memleketimizdeki derin hatalarını birer birer düzeltmek şerefi Cumhuriyet rejimimize nasip olmuştur. Şimdi sıra geç olmakla beraber köyün ve köylünün yaralarının sarılmasına gelmiştir. Onun için cumhuriyetimiz birkaç yıldır bir. Taraftan köylerde halkodaları, okullar açar oralara öğretmenler gönderirken diğer taraftan da sıhat memurları ve ebeler yollamağa hazırlanıyor. Bütün bunlardan başka en büyük yarayı saracak olan toprak kanunu tasarısını meclise göndermiş bulunuyor. Çünkü arkadaşlar vatanın selâmeti kendilerinden fedakârlık isteyeceğimiz köylülerin süratlerini, diri, canlı ve varlıklı olmaları lâzımdır. Milletimiz için hem bir hak ve hem de şerefli bir ödev olan bu büyük dâvayı da diğer işlerimiz gibi elbirliği ile başarmaya çalışacağız başaracağımızdan da eminiz.