Gaziantep Kültür Derneği Sergi kolunun Aralık 1958 ayında Sıhhi Müzede tertip ettiği fotoğraf sergisinde Hakim Hakkı Yaşar’ın 216 fotoğrafı teşbir olunmuştur. Sergi hakkında geniş bilgi Kültür Dergisi’nin 15’nci sayısında yayınlanmıştı. Sergide yapılan fotoğraf yarışmasında seyircilerin en çok oy verdikleri 25 fotoğraf hakkında, bir çok okuyucumuzun arzusu üzerine Sayın Hakim Hakkı Yaşardan bilgi istedi. Hakim Hakkı Yaşar’ın yazısını aynen aşağıya alıyoruz.

Sergi sahibinin kendi resimleri hakkında fikir yürütmesi ilk nazarda garip karşılanabilir. Fakat, ben onların çekiliş hatırasını ve o andaki intibalarımı anlatacağım.

Sergim hakkında sitayişkar sözlerde bulunan sanat sever arkadaşlara ve bana bu imkanı veren Gaziantep Kültür Derneği’ne, teşekkürü borç bilirim.

Sergide en çok derece alan resimlerden Titreşen Şebnemler, benim de hoşuma giderdi. Ama onun arkasından Ayrılık, Balıkçılar, akşam yine akşam, Kar Taneleri ve suya inen dalların derece almasını isterdim. Ama, bu istemekle olmuyor ki…

Sergideki resimlerden, daha ziyade 30/40 ebadında olanlar dikkat çekmiştir. Kart kifayetsizliğinden 13/18, 18/24 büyültülen Tesimler içinde; iyi derece alan resimler ayarında olanlar vardır. İncir Gölgesinde Süleymaniye, Keçisile, Allebende kış, Sevgi, Aydınlığa Çıkış’ı sayabilirim.

Esasen sergide seyirci’nin alakası, çeşitli sebeplerle muhtelif resimlerde toplanmıştır.

Resimler, umumi olarak romantik bir havaya bürünmüş ve az çok düşündürücü olmalarına dikkat edilmiştir.

Derece alan resimlerden 208, 61, 207, 196, 15, 189, 136, 162, 215, 18, 194, 55 ve 159 numaralı olanlar voklandre 1/4,5 ,6/9 bir makina ile ve 76, 121, 66, 84, 119, 64, 77, 116, 96 ve 147 numaraları olanlar ../3,5 zeiss tessar 6/9 makina ile çekilmiştir. Bulutlu ve Karlı resimlerde filtre kullanılmıştır.

1 / 1,5 ve dürbünel yedek objektifli leica bir fotoğraf makinası ile ayrı değerde başka alemlerin resimleri çekilebilir. Sergide aktüel fotoğraflara fazla yer verilmeyiş; elimde böyle bir makinanın olmayışından ve biraz da çekingen tabiatımdan doğmuştur.

İlk imkan bulduğumda, Gaziantep de tarihi eser ve kitabelerin resimlerinden müteşekkil bir seri hazırlamak istiyorum. Bunun için Gaziantep Müzesi Müdiresi Sabahat Göğüş Hanımefendiye elimden gelen yardımı yapmağa vadediyorum. Bunun tahakkukunda, Gaziantep Kültür Derneği’nin de yakın alakası büyük rol oynayacaktır.

Sergideki resimlerin çoğu, talebeliğim zamanında çekilmiştir. Agrandismanları tarafımdan yapılmıştır. Eğer bu sergi ile, birkaç amatörün içinde uyuyan heveslerin atelendirebildimse, kendimi cidden bahtiyar sayacağım.

Derece alan fotoğraflar hakkındaki bilgiyi aşağıda açıklıyorum:

1- 76 numaralı fotoğraf Titreşen Şebnemler: Altınözü kazasında evimin bahçesinde çekilmiştir. Katmerli nergiz çiçeğidir. Filtre Proxar kullanılmıştır. Bahçemde yeni açan bu çiçeği her zaman kontrol ederdim. Bir sabah üzerinde binlerce şebnemlerin titreştiğini gördüm. Baharın temiz, neş’e ve ümit dolu havasını canlandırmak için bu resmi çektim. Resim teknik bakımdan hususiyeti, Contre lumiere (ışığa karşı) çekilmesine rağmen, gölgelerin yumuşak ve şebnemlerin parlak oluşudur.

2- 121 numaralı fotoğraf Hatay-Harbiye: Antakya’nın Harbiye nahiyesinin meşhurşellalelerinden “Defne Şellalesi”dir. Suların arasında görünen. Siyahlıklar, yeşil yosunlardır, ön plandaki çınar, taze yeşil-sarı yaprakları ile şellaleyi süslüyordu.

Fotoğraf: Sergide Yapılan Yarışmada Birincilik Kazanan Fotoğraf Titreşen Şebnemler

3- 66 Yorgun Av Köpeği: Dr. Cemil Özbal’ın Tarzan isimli av köpeğidir. Keklik avı sırasında Dr. Cemil Bey’in vurduğu kekliği, çalılarda çok aramış bulamamıştı. Toyluk günlerinde idi. Etrafta içecek su da yoktu. Pek yorgun düşmüştü. Resimde Tarzan, canlı gibidir. Bakışlarında, uzanmış dilinde yorgunluk akmaktadır. Başını yana çevirmiş olması köpeğe, yorgunluk içinde bile azamet vermektedir.

4- 208 Mehtaba Dalış: Fon resmi, Üsküdardan dönerken çekilmiştir. Ön planda kız, agrandızman oyunu ile intibak ettirilmiştir. Mehtab, çoğu zaman hayale dalmamıza sebep olur. Buna ekseri bir dost veya bir sevgili kahramanlık eder. Resim, bu anı ifade için tertip edilmiştir. Denizin dalgaları kızın yüzünde yıkanmaktadır.

5- 61 Muzip Kedi: 1948’de Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Talebe Yurdunda çekilmiştir. Kediyi sokakta bulmuştum. Karnını doyurmak için yurda getiriyordum. Antredeki ışık dikkatimi çekti. Arkadaşlar kedinin etrafını… Ben yüzü koyun yere yatıp onun en müsait anını yarım saatten fazla bekledim. Kedi bu arada birkaç defa kaçtı, arkadaşlar tutup getirdiler. Neticede bu işe canı sıkılan kedi boynunu kaşımağa ve esnemeğe başladı. Elin indirirken resmi çektim. Kedi, önündeki lastikleri satıyor gibi... Karşıdan gelen ışık bıyıklarını ve kaşlarını çepçevre kaplamıştır.

Fotoğraf: Hakkı Yaşar’ın Çektiği, Sergide Teşhir Edilmiyen Bir Fotoğraf

Fotoğraf: Hakim Hakkı Yaşar’ın İstanbul’da Çektiği Bir Fotoğraf

6- 84 Geçmiş Zaman Olur ki: 1957 senesi kışında çekilmiştir. Kırkayak’ın önünden lise yolunu canlandırmaktadır. Karlı bir gündü. Güneş tam olmadığı için ışıklar yumuşak olmuştur. Yolu çevreleyen ağaçların bilahare kesilmiş olması, bu resme husisiyet vermektedir. Her Gazianteplinin, bu dallarda birer hatırası kalmıştır.

7- 207 Akşam Yine Akşam: Üsküdar’dan vapurla dönerken çekilmiştir. Işıkların, koca denizde noktacıklar halinde parıldaması ve ufukta çizgi halindeki parlak bulutların mevcudiyeti resme hususiyet vermektedir. Etraf, çekici ve müphem bir karanlığa bürünmüştür.

8- 196 Balıkçılar: Kumkapı civarında çekilmiştir. Balıkçılar avdan dönüyorlardı. Gök, pamuk bulutlariyle süslenmişti. Güneş onların arkasından gelin gibi süzülüyordu. Balıkçılarda hareket ve canlılık vardır.

9- 119 Hatay-Harbiye: Harbiye şellalerinden kahvenin fonunu teşkil eder. Bu şelalenin önündeki kahveden çay içmek bir zevktir. Su taneciklerinin sıçrayışı ve suyun muttasıl akışı canlı gibidir.

10- 64 Yumurtalar: Altınözü’ndeki evde, lüks ışığında çekilmiş ve röfle ışıkla yumurtalar aydınlatılmış ve resimde yumurtalara müdevvar bir şekil vermek istenmiştir. Sepet ise, boyalı buğday sapından örmedir. Resim tabiiliğiyle dikkatı çekmiştir.

11- 15 İstanbula Veda: Vapur, Haydarpaşa iskelesine girmek için manevra yaptığı sırada buradan çekilmiştir. Dalgakıranın fülû ve elinde, buketiyle duran kızın net oluşu, insanı düşünceye sevketmektedir. Bilhassa İstanbul’u görüp ona veda edenler, muhakkak bu hali yaarlar. İstanbul, ufukta sislere bürünmüş gibidir. Gözler nemli bakarlar.

12- 77 Kolej Tepede gece: 1957 senesi kışında Bahçelievlerden, askeri ışıldakların aydınlatılmasından istifade edilerek -45 dakika poz verilmek suretiyle- çekilmiştir. Elektrik lambaları, yıldızlar gibi parıldamaktadır. Binalar ışık içindedir. Güney’den gelip geçen bir otomobil farı ile parallel iki çizgi çizmiştir.

13- 189 Oynak Deniz: 1950’de Moda’da çekilmiştir. Denizin dalgacıkları, güneş ışığı ile oynaşmaktadır. Her taraf aydınlık içindedir. Ön plandaki ağaçlar onları çevrelemektedir.

14- 116 Birecik Köprüsü: Birecik’te Fırat üzerine inşa edilen betonarme köprüdür. Birecik tarafındaki dolma yol, köprünün azametini tamamlamaktadır. Işık daha iyi olabilirdi. Zaman kifayetsizliği mani olmuştur.

15- 87 Kar Taneleri: 1951 senesi kışında Maanoğlu köprüsü civarında bir telefon direğinin gölgesi ön plana alınmış ve ışık, kar tanelerini parlatacak şekilde kullanılmıştır. Resimde bu taneler yeni yağmakta olan karlar gibi görülmektedir.

16- 56 Halfeti kazasının Başbostan mahallesinden çekilmiştir. Fırat Boğaziçi gibi kıvrılmakta ve Keferkâp köyüne doğru gitmektedir. Resimde ışık iyi değildir, serttir. Film grenliğinden iyi bir netice elde edilememiştir.

17- 136 Mes’ut Dallar: 1948 senesinde Mısır Çarşısı’nın şimalindeki ve bitişiğindeki Çınarlı kahveden çekilmiştir. Arkada görünen cami, Yeni Camiidir. Asırdide çınar’ın koca kolları ibadet eder gibi cami önünde eğilmektedir.

18- 94 Karda İzler: 1951 kışında, Gaziantep’te Elektrik Fabrikası bitişiğindeki parktan çekilmiştir. Parkta insanların ayni yerden yürümelerinden hasıl olan iz, resme hususiyet vermektedir. Bunlar, güneş ışığında gölgelendirilmek suratile canlandırılmak istenmiştir.

19- 147 Allebende Akşam Çayı: 1952 senesi sonbaharında Elektrik Fabrikasının karşısından çekilmiştir. Söğütlerin altında bir kır kahvesi vardı. Alleben şişirilmişti. Güneş’in huzmeleri dallar arasında fışkırmakta, söğütlerin askeri suda titreşmektedir.

20- 16 Ayrılık: İstanbulda 1948 senesinde Yenikapı ile Sirkeci arasında çekilmiştir. Sevdiğimiz bir kimseyi trende uğurladıktan sonra nemli gözlerle son vagonları takibeder ve boş raylara bakar dururuz. Raylar, ışıktan ve rutubetten parıldar. O da ağlar gibidir. Bulurlar, kasvetli ve hüzünlü havayı tamamlıyor. Resim, bu anı tesbit için çekilmiştir.

21- 215 Fatih Türbesi: İstanbul’da Fatih Camiinin şark kapısındaki türbedir. Yaşlı çınar yaslanmış gibidir.

22- 18 Acı Tebessüm: 1947’de Gülhane Parkında çekilmiştir. Kendi halinde bir adamdır. Alkol sebebile ailesi kendisini eve koymaktadır. O da parkta yatıp kalkıyor, tebessümünde aile hasreti ve refaha hasret kokmaktadır. Onun için Acı Tebessüm dedim.

23- 194 Suya İnen Dallar: 1951’de Moda’da çekilmiştir. Denizi seyretmesini çok severdim. Bu dallar, yaz kış ona doya doya baktıkları için mesutturlar.

24- 55 Pamuk: 1945’de Nizip’te çekilmiştir. İsmi Pamuktur. Gözlerinin iriliği ve parlaklığı resme hususiyet veriyor.

6 Ocak 1959

Hakkı YAŞAR