Gaziantep köylerinde yüzlerce acı tatlı aşk hikayesi geçmiştir. Maalesef bu acı aşk hikayelerinin birçoğu facia ile bitmiştir. Bu bitiş̧ gerek kız gerek oğlan tarafını tamiri güç̧ üzüntülere sevk etmiştir. Halâ lafı edildiğinde olayla ilgili olanlara acı göz yaşı döktürmektedir. Bu olayların bir kısmını Gaziantep folkloru ve Türkülerin hikayesi kısmında Haber Gazetesinde 180 gün tefrika ettirdim. Bir kısmını ise Gaziantep Kültür Dergisinde neşrine karar verdim. Bu eseri yazılarımın en ilgi çekici olanlardan birisi aşağıya çıkarılmıştır.

Gelin Hamide olayı 1953 yılı sonuna doğru Kilis’in doğusunda bulunan Hümeyli köyünde cereyan etmiştir. Hümeyli köyü̈ Suriye- Türkiye hududu üzerinde Kilis’e 15 km. mesafede 30- 40 haneden ibaret şirin bir köydür. Toprağı verimlidir. Sık sık adı kaçakçılık o ayına karışmaktadır. Gerek Suriye gerek Türkiye hudut köyleri tarafından adı bilinen bir köydür.

Hamide 17 - 18 yaşlarında çok güzel bir kızdı. Adı güzelliği yüzünden dillere destan olmuştu: Hamide gönlünü̈ Ahmet Fakiye kaptırmıştı. Babası ve annesi kendisini başka birine vermek istiyordu. Gönül bu ya; ferman dinlemez. Hamideyi sevdiğine vermek istememeleri Hamideyi günbegün üzüyordu. Yaşamayı artık lüzumsuz görüyordu. Ölmeyi yaşamaya tercih ediyordu. Onun için bu karar fikrinde sabitleşmişti. Adeta ide fiks (fikri sabit) halini almıştı. Hamideyi başka birine vermek ısrarlar artınca bir gün ölümün kendisini bulacağını biliyordu. Onun için ölüme korkmadan atılmasının vakti geldiğini kararlaştırmıştı. Karar günü Hamide tespit etti. Bir son hazırlığa başladı ipi hazırladı, İpleri yağladı. Kendi kendine bir gece vakti başka bir odaya çekilerek intihar etti. Arkasından bir sürü̈ göz yaşı döküldü̈, Türküler yakıldı, hikayeler anlaşıldı. Adı uzaklara çok uzaklara gitti. Köylerine vardığımda da acı olayı bana anlatılar. Tabii ki bu anlatılanlar dinleyenlerin yeniden göz yaşı dökmelerine sebep oldu.

Babası Akkiprik Ali, anası Fatma, kardeşleri Eyüp, Ramazan, bacısı Senem, Meriş (öldü) babası ve annesi halâ İslâhiye’nin Şatıroğlu köyünde çiftçilik yapmaktadırlar.

Hamide için yakılan türkü̈ şunlardır:

Mezarlarımı bol eşin yapmayın derin,

Soğuk sular dökün eyleyin serin,

Hamide kızı ettiler bugünde gelin,

Diyerek yolladık allı gelini

Hamideyi dersen güzelden güzel

Kaşların çatar, gözlerini süzer,

Kollarına inciler mercanlar dizer,

Diyerek yolladık allı gelini.

Giyinmiş kuşanmış olmuş bir gelin,

Kemere sıktırmış o ince belin,

Kara toprak yedi kınalı elin,

Diyerek yolladık elli gelini.

Hamide kızı bir dar yerde tuttular,

Bağda öldü diye bahane ettiler,

Bütün esvabını üstüne attılar,

Diyerek yolladık allı gelini.

Kimseler görmemiş̧ böyle gelini

Bala koymuş̧ dudağını dilini.

Ben bilirim Ahmedimin huyunu,

Diyerek yolladık allı gelini

Naylon, kedi bastı geyerdi boya,

Kimse rast gelmedi, bu güzel huya.

Salını salını gidersin suya,

Diyerek yolladık allı gelini

Âlem eder Hamideye seyranı

Sanki bugün bizde Kurban Bayramı

Tükettik devride, battı devranı

Diyerek yolladık allı gelini

Bütün bu yazılan geline destan,

Sırtına giymemiş ipekli fistan,

Ahmetti sebedi ağıttan yastan

Diyerek yolladık allı gelini

Hamideyi bekler yer karış karış

Evvel köşkün idik gel barış,

Hamideyi karşıla, bacısı meriş,

Diyerek yolladık allı gelini

Hamide için ağladı anam,

Ben daha ne kadar bu derde yanam,

Yere baygın düştü bacısı senem,

Diyerek yolladık allı gelini.

Kardeşlere verdiler kara haberi

Sanki gözümüze vurduk biberi,

Küsüp gitme gelin gelsene beri

Diyerek yolladık allı gelini

Sanki ceylan oynar bulanık çayda,

Hamidenin ateşi gitmez ne fayda,

Hamideyi boğdular bir çetin ayda,

Diyerek yolladık allı gelini.

Kendir sıkmış sızılıyor yarası,

Kudrette sürmeli, kaşın arası,

Hayalimde gözlerinin karası

Diyerek yolladık allı gelini

Salma salına gidiyor bağa,

Kara duman gitmiş karşıkı dağa,

Hamideye yas çeker hem bey hem ağa

Diyerek yolladık allı gelini

Kapayın kulağınızı bunu duymayın,

Her duyduğunuz el sözüne uymayın,

Aman yazık Hamideye kıymayın,

Diyerek yolladık allı gelini.

Kendi hamide değil sanki bir suna

Beyaz ellerine yakınmış kına,

içimde ateşi sönmüyor yine,

Diyerek yolladık allı gelini

Hamideyi dersen kuyuya attılar

Mesul olmayalım diye geri tuttular,

Nergizli, Reyhanlı mezar ettiler,

Diyerek yolladık allı gelini.

Hafız Mehmet derki çok çekti zahmet,

Hamideyi vuranlar bulmasın cennet

Örtün mezarımı görmesin Ahmet

Diyerek yolladık allı gelini

Türkünün yakılması seyri ise intihar değil, öldürüldüğü belirtmek istiyorsa da Gerçekte intihar olduğa meydana çıkmıştır. Olan oldu. Zavallı Hamide’nin kemikleri Hümeyli köyünde çürüdü bile... Köy düğünlerinde, içki meclislerinde hala türküsü çalınıp söylenmektedir.

Gaziantep ili Türkmen köylerinde her önemli olaydan sonra halk şairleri tarafından destanlar, ağıtlar yazılır Gaziantep köylerinde dilden dile on binlerce destan yaşamaktadır. Biz bir örnek olsun diye gelin Hamide türküsünü aldık.

Türk Folklor Kurumu 5 Nolu Araştırıcısı

Mehmet SOLMAZ