Gaziantep Kültür Dergisine, Güneydoğu Anadolunun endüstri, sanat ve teknik işler merkezi olan Gaziantep’te Maarif Vekaletine bağlı yüksek dereceli bir teknik okulu açılması hususunda benim de birkça satır yazı yazmam arzu edildiğinden memnuniyet hislerimi aksettirmeyi en büyük bir zevk ve şeref telakki etmekteyim.

Bu mevzudaki yazıma, Büyük Atamızın bir vecizesile başlayıp yine Büyük Atamızın bir vecizesiyle son vermeyi milli bir borç saymaktayım.

Türk milletinin, yükselmekte olduğu telakki ve medeniyet yolunda elinde ve kafasında tuttuğu meşale müsbet ilimdir.

Birçok ilim müesseselerini bağrında toplayan Gaziantepte yüksek dereceli bir teknik okulunun açılmasının zamanı gelmiş, hatta geçmiştir bile... Çünkü birçok Güneyli gençlerin mühendislik tahsili için bu diyarlardan kalkıp İstanbul’a gitmesinin ne zorluklar meydana getirdiğini gördüm ve bu zorluklar içerisinde bizzat yaşadım.

Bu zorlukların neler olduğunu ve nelere mal olduğunu izah edince, her sahada yardımlarını esirgemiyen büyüklerimizin, Gaziantep’te yüksek dereceli bir teknik okulu açılması hususunda da hamiyetli ellerini derhal uzatacaklarından emin bulunmaktayım.

Güneydoğu illerimizde erkek sanat enstitüsü ve lise tahsili yapan gençlerimizin eski yıllara nazaran kat kat fazla olduğunu hergün müşahade etmekteyiz. Gençlerimizin bu tahsillerini malî zorluklar içerisinde yaptıklarını gördüğüm gibi temas ettiğim bazı öğrenci velilerinin bana karşı, bizim çocuk çok zeki, maşallah sınıflarını doğrudan geçiyor fakat bütçemiz kâfi gelmiyor, ne yapalım dediği zaman, bu vatanın bir çocuğu olarak, o veliyi teselli ediyo, istikbalden bahsediyorum. Bu teselliler kalpleri şefkatle dolu öğrenci velilerini fedakârlıktan fedakârlığa sevk edip nihayet çocuklarına erkek sanat enstitüsü veya lise tahsillerini ikmal ettiriyorlar. Fakat en büyük dert bundan sonra başlıyor, yüksek tahsil derdi... Ayda 200-300 lira göndererek 4 yıl bir talebeye tahsil yaptıracak veliler %20 çıkmıyor, geriye kalan talebelerden bazıları çok az denecek kadar burs temin ediyorlar, çoğu ise “işlenmeyen demir pas tutar” kabilinden tahsil ve zekâsını, arttıramayıp olduğu yerde sayıyor.

Bu yıl Türkiyemizden İstanbul Teknik Okuluna 1.500’den fazla enstitü ve lise mezunu müracaat ettiler, bunlardan 750 kadarı ilk giriş imtihan maniasını atlattıkları halde okulun talebe kontenjanının az olması dolayısile ancak 230 talebe okulda okumak hakkı kazandılar. Geriye kalan 1.300 talebenin gayelerine erişemediklerinden dolayı nasıl bir yol takip edecekleri bizleri düşündürmez mi?

Geçim şartları, İstanbul’a göre daha müsait olan Gazi yurdumuzda da bir teknik okulunun açılması dar gelirli velilere çocuklarını okutma fırsatı verdiği gibi, Türkiyemize, Güneydoğu köşesinden çıkan genç mühendislerde hizmet ederek ilim, san’at ve her sahada yükselmenizi kolaylaştıracaklardır.

Büyük Atamızın bizlere verdiği parola ile satırlarıma son veriyorum:

Yurdumuzu, dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız.

İnşaat Mühendisi Murtaza AKPOLAT