Doğrusu Kuzan ama dilden dile, söylene söylene Kozan olmuştur. Bu ailenin adı Kuzan Oğulları, uzun zaman Toros ve Amanos dağlarında kalmışlardır. Vaktiyle Kilikya-Adana havalisi, Ermenilerin işgali altında idi. Dağlık yerlerdeki Ermenilere de "Dağı" derlerdi. Sık sık baş kaldırırlardı. Osmanlı İmparatorluğu işgal ettikleri yerlerin halklarına saygı gösterir, onların dil, ırk ve geleneklerine hürmet ederlerdi. Halbuki Ermeniler, bu lütuftan yüz bulurlar ve kendi akıllarınca da devleti izaç etmek suretiyle onu yıpratmak isterlerdi. Bunun içinde kendilerini hakimiyeti altında bulunduran devletin mensup olduğu halka ve onun kuvvetli kitlelerine hücum ve taarruzu gaye edinmişlerdi. İşte bunun içindir ki, karşılarına ilk rastlayanlarda bu Kuzan Oğulları idi. Fakat Kuzan Oğulları bunları daima haklamış, mütemadi surette Ermenileri tenkil etmişlerdir. Her daraldıkça devlete başvuran ve bu suretle kendilerini haklı göstermeyi bilen Ermenilerin şikâyetleri üzerine Kuzan Oğulları devlete karşı da sorumlu hale gelmişlerdi. İşte bir taraftan Ermenilerin diğer taraftan Devletin tazyiki karsısında bulunan Kuzan Oğulları netice itibariyle düşünürler, taşınırlar; külliyetli miktardaki mallarını emlak ve akarlarını satarak Darende’ye gelirler. Orada yerleşirler. Darende o zaman ilim ve irfan merkezi bir yerdi. Bunlar burada bir müddet otururlar. Bura halkıyla kaynaşırlar. Arada sırada Antep’e de gelir giderler. Ve nihayet 1050 Hicrî yıllarında Darende’den kalkarak yola çıkarlar.
Ali Efendi, Şeref Efendi, Mehmet Efendi iki yüz hayvan kafilesi ile yolda gelirlerken evvela kadınlar arasında bir can sıkıntısı çıkar. Bu hal sonradan büyüklere de intikal eder. Ali Efendi en büyükleri, Mehmet Efendi ortanca, Şeref Efendi ise en küçükleridir. Mehmet Efendi sert mizaçlıdır. Diğer kardeşlere nispeten tahsilli de azdır. Ve nihayet Pazarcık’a kadar gelirler. Pazarcık’tan çıktıktan sonra Mehmet Efendi diğer kardeşlerine: "Ben sizinle gitmeyeceğim" der. Aile efradı ile Gücege köyüne yerleşir. Ali Efendi Antep’e gelerek Kuzanlı semtine, Şeref Efendi ise Eyüpoğlu Mahallesine yerleşir.
Ali Efendi Kuzanlı’da büyük bir cami ile medrese yaptırır ve hâlâ tarihe mal olan Kozanlı Mahallesi kendi namına söylenir. Şeref Efendi âlim bir kimse olduğundan Eyüpoğlu Camii'sine imam olur.
Ali Efendi âlim bir kimse idi. Ali Efendi'nin oğlu Hacı Mustafa Efendi onun da oğlu Arif Efendi'dir. Ve sonradan Antep’e müftü olmuştur. Ali Efendi on bir çiftlik sahibi bir kimse idi. Çiftliklerinden öğrendiğimizi sayabiliriz. Dahni, Kürt Osman, Elmalı, Bostancık, Buvagır, Bayda, Zağa, İsmon Çapalı ve daha iki köy. Hanlardan ise Çekirdekli Hanı şimdiki Tutlu Hamamı'nın yanında idi. Uzun çarşıda Müftü Hanı, Yeni Han - bu da uzun çarşıda- iki kapulu han. Bedestenlerden ise Karanlık Bedesten'in içi kâmilen ve ayrıca üç bin maşara bostan, halen bin sekiz yüz maşarası Diş Doktoru Mahmut Kozanlı tarafından mütevelliligi idare edilmektedir. Kozanlı Camisi ile medresenin idamesi için akarat mal vakfederler. Hâlen bugüne kadar cami medresenin vakıfları vardır. Bunlar sonradan lakap olarak Ali Efendioğlu lakabını aldılar. Şeref oğlu ise Şerafettinoğlu lakabını aldı.
Güceg'de kalan Mehmet Efendi de sonradan kardeşleri ile barıştığından kardeşleri kendisini getirmek için Gücege köyüne giderek oradan eşyalarını yükleyerek getirdiler. Ve Türktepe'ye yerleştiler. Fakat yedi yıl orada kaldığından adları Güceğlioğlu olarak kaldı.
Kuzan Beyleri Selçukiler ile birlikte Semerkant ve Buhara’dan gelmişlerdir.
Cenanilerden Osman Husuli Efendi de Buhara’dan geldiği için Ali Efendioğullarının Antep’e gelmelerinin sebebi de bu olsa gerektir.
Buraya geldikten sonra bu karabet iki tarafın birbirlerinden kız alıp vermelerinden yenilenmiştir. Hatta Cenanilerden İshak Paşa'nın kızı Hatice Hanımı Ali Efendioğullarından Yakup Efendi almıştır.
Yakup Efendinin kız kardeşini de İshak Paşa almıştır. İshak Paşa'nın aldığı kızdan Rasim Paşa ile Kadri Paşa dünyaya gelmiştir. Ve yine Yakup Efendi Asiya Hanım adındaki kızını Büyük Battal Bey'e vermiştir. Bundan Tahir Bey olmuştur. Tahir Bey ise bugün Belediye Reis Muavini Ali Budak’ın dedesidir.