1785 yılında ismini taşıdığı şahıs (Nur Mehmet Paşa) tarafından yaptırılan cami Gaziantep’in en kıymetli yerlerinden birinde inşa edilmiş ve Antep camilerinin içinde en ilgi çekici olanlarındandır. Bununla beraber bugün cami olarak kullanılmaktadır.

Geniş bir avlu içine oturtulan bina 26 metre uzunluğunda ve 12 metre genişliğindedir. Binanın ön cephe duvarlarından 5 metre kadar uzakta 4 er metre ara ile 4 adet sütun vardır. Sütunlar dört köşedirler. Kapının sağına ve soluna ikişer tane olarak yerleştirilen sütunlar kubbe yakınlarına kadar kara taşlar yapılmış, diğer kısım ve dört sütun üzerine yerleştirilen kubbe mermerden inşa edilmiştir.

Henüz içeri girmeden kapı üzerindeki yazılı bulunan şu kitabe gözümüze ilişir.

Harem’ı dergah’ı Mevlaya duhül ise Murad

İntisap eyle sen evvel ki der’i rahmet bu

Asıma eyle taalluk bu ki tarih gibi

Hakka kurbiyyet için sana bu a’la kapu

Kapıdan içeri girince beş metre yüksekte bir taht mevcuttur. Bu taht müezzin içindir. Tahtın kenarları ince kabartmalarla süslenmiş yan ve taban kısmı çeşitli dekorlarla zenginleştirilmiştir. Üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen kullanılan boyalar rengini kaybetmemiş, bilakis tazeliğini muhafaza etmiştir.

Caminin içinde dört tane dört köşe sütun vardır. Bu sütunlar tonozlarla birbirine bağlanmıştır. Sütunlar kıble duvarına paralel olarak uzanmakta ve caminin içini adeta iki kısma ayırmaktadır. II. Kısım olan kıble duvarı ile sütun arasında bir kubbe yer almaktadır. Kubbenin çapı der fakat buna göre yükseklik fazla denecek bir mahiyettedir.

Caminin mihrap ve hutbe kısımları bugün kapanmış bir vaziyette durmaktadır.

Yalnız mihrabın üst sağ ve sol tarafında yer alan kitabeler mevcuttur. Sağ taraftaki kitabe:

Tesadef tü finnuzzani ba’da sahabetin

Veceltühüm fi fikri tarihi mihrabın

Fekultü bila rakbin lrhüm tarihen keza

Tevecceh ilel mihrab’i salli biadabin

Ş. Sabri Yener’in açıklaması:

Bu mihraba bakanlar arasında bazı tanıdıklara tesadüf ettim. Mihraba yazılacak tarih hakkında onları da benim fikrimde buldum. Hiç düşünmeden ben onlara bir tarih söyledim. (Mihraba yönel, edep ve erkan ile namaz kıl)

Sol üst taraftaki kitabe:

İmam-ı ehli islama zehi mihrabi Ali bu

Gerek el bağlayıp durmak ana bil mecd-I veladab

Yazılı Asım’a tahsini bi payan ile tarih

İmam olsun sedad-ı niyetle kaim’I mihrap (1250)

Cami’nin kıble duvarında penceresi yoktur, Fakat kıble duvarına paralel olan diğer duvarda kapının her yanında üç tane olmakla altı tane penceresi mevcuttur. Doğu ve batı duvarlarında tavana yakın kısımlarda havalandırmak ve aydınlatmak maksadıyla yapılan dıştan dar görünüşlü içerden geniş olan küçük ikişer pencere yer almaktadır.

Nur Mehmet Paşa camii kalın ve sağlam yapısına rağmen Antep Fransız Harbinde muhteşem minaresini kaybetmiş ve kendisinde zaman zaman top mermilerinin yağmuruna uğramıştır. Bu mermiler bünyesinde çeşitli sarsıntılara yol açmış ve caminin içinde barınmak tehlikeli bir durum arz etmiştir.

1954 yılında Maarif Vekaleti tarafından restore edilerek daha sağlam bir durum almıştır. Rivayete göre caminin avlu duvarından olan şark duvarında Nur Mehmet Paşa’nın evine açılan bir kapı var imiş. Merhum camiye namaz kılmak için bu kapıdan gider gelirmiş.

Nur Mehmet Paşa Gaziantep eşrafından olup 18. Yüzyıl ikinci yarısında. Bu caminin medresesinde müderrislik yapmakta iken (Minimiran) (Beylerbeyi) rutbesiyle taltif edilmiştir. Fakat daha sonra etrafındakilerin iftirasına uğramıştır. Padişahın emri üzerinde 1790 yılında boğularak öldürmüştür.

Bundan dolayı o günden, henüz yakın zamana kadar çocukları boğmaca olan anneler çocuklarını cuma günleri götürerek, caminin avlusundaki merhuma ait mezarın etrafında üç defa döndürürlerdi. Bu durum üç Cuma tekrar edlir. Bu durumun boğmaca hastalığını iyi edeceğine inanmıştır.

Nur Mehmet Paşa’nın mezar taşında şu kitabe yazılıdır.

Ah kim münhasif oldu hayfa

Aleim nuru muhammed Paşa

Ah edüp söyledi Saip tarih

Oldu maktul bu Nuri Paşa (1205)

176 Senelik mazisi olan Nur Mehmet Paşa Camii bugün müze olarak kullanılmaktadır.

Not: Bu yazı, 1961 yılında Gaziantep Kültür Derneğinin tertip ettiği Gaziantep’in Esk, eserler, konulu yarışmaya katılan yazılardan biridir.