Bu ev Türk yapısıdır. 1890-1900 yılları arasında yapılmış olduğu tahmin edilmektedir. Herhangi bir fevkalâdeliği olmamakla beraber bazı sanatkârane taraftarı vardır. Aradan geçen uzun yıllar kendisini yıprandırmıştır. Antep Harbinde başına bir kaza gelmiştir. Zamanımızda mevcut olmayan fakat Antep harbi sıralarında bu evin yanında bir cami varmış. Bu cami semt çete toplantı mahalli imiş. Bacadan çıkan duman düşmana burada insan olduğunu belirtmiş. Bunun üzerine camiye nişan alınmış ve 15,5 luk bir top mermisi caminin yanındaki bu evin kenar kısmına isabet etmiş. Bu esnada ev sakinlerinden iki kişi şehit olmuş ve bir kişi de şarapnel parçaları ile yaralanmıştır. Şimdi halen alt kattaki odanın tahta döşemesi ile taş duvarı arasında şarapnel parçası durur.

Dış görünüşü biraz yıpranmıştır. Ev iki katlı olup cephesi güneye bakmaktadır. İki katı sınırlayan bölmede avluya doğru oldukça uzun bir taht uzanmıştır. Üst kata onbeş onaltı merdiven basamağı ile çıkılır. Bu merdiven tahta olup, mermi isabeti ile yıkılması sonucunda yapılmıştır. Evvelki merdiveni taş imiş. Merdiven sokak duvarına yanını vermiştir. Bu basamakları çıkınca üstte kare şeklinde bir sahanlık vardır. Sol tarafta öne doğru azanan tahta taht yer alır. Uzunluğu evin nihayetine kadardır. Şahanlıktan sonra oda kapısı ve içeride eşiklik tabir edilen bir buçuk iki metre kare genişliğinde bir genişlik mevcuttur. Eşiğin taşı mermer olup güzel perdahlanmıştır. Doğuya bakan duvarda; iki büyük mahmil, ortasında iki küçük dolap ve eşik başında ayakkabı koymak için taş kemerli küçük bir göz vardır. Mahmillerin de üzerinde yorgan koyacak gözler mevcuttur. Dışarıda taş duvar, iç kısmı ise tahtalar ile kaplanmıştır. Kapının karşısında yani kuzeye bakan duvarda: yukarıda söylediğim duvarın ortasından öne doğru bir bölme uzanıyordu. İşte karşı duvarın ilk dolabının içinden buraya seyyar tahta bir merdiven çıkar. Merdiven tamamen duvarın içindedir. Bu dolabın alt kısmında duvar ile 45° lik açı yaparak dışarıya açılan bir pencere vardır. Pencerenin oda tarafından kapağı vardır. Camsızdır ve yazın hava girmesi için yapılmıştır. Yerden 15-20 cm yüksekliktedir. Daha ileridir Antep tabiri ile kübbiye denilen, şimdiki büfeye tekabül eden bir yer var. Tahta oymalar gayet güzel yapılmıştır. Tahta çamdır. Çam tahtasını oymak ceviz tahtadan daha zordur. Zira çatlama ihtimali fazladır. Buna rağmen oymalar sağlamdır ve çok muntazamdır. Kübbiyenin solunda bir dolap daha vardır. Artık duvar sona ermiştir ve batı tarafındaki duvara geçiyoruz. Bu duvar da yine tahta kaplıdır. İki yanda küçük dolap ve arkada yüklük tabir edilen büyük bir dolap yer alır. Ön duvarda pencereler yer alır. Üç pencere vardır. Pencere içleri geniştir ve çiçek saksıları konmaktadır. Yeden yüksekliği 15-20 cm vardır. Odanın tavanı direklidir ve arası tahtadır. Tavan yağlı boya ile boyanmış, üzerine çizgiler çekilmiştir. Tavana yakın yerde ufak kuş pencereleri vardır. Burada da kuşlar barınır. Çatı tuğladır. (Bardak)

Alt kat biraz daha küçüktür. Dolap bakımından fakirdir. Yalnız karşı duvarda büyükçe bir dolap vardır. Kenarları yukarıdaki gibi süslüdür. İçinde birçok gözler vardır. Kapıdan girince yine bir eşiklik vardır. Odanın tabanı buradan 20 25 cm yüksekliktedir. Duvarlar yine tahta kaplıdır. Tavanda direkli ve tahtalıdır. Eşikliğin üstünde kapının üst hizasından öne doru uzanan bir tahta bölme vardır ve direkten bir dayanağa ucu dayanmaktadır. Güneye bakan ön kısımda iki pencere yer alır. Özellikleri yukarı kattaki gibidir. Kapı ve pencere üstleri eğridir. (Yay şeklinde)

Bu iki katlı binanın önünde oldukça geniş bir avlu vardır. Avlunun yarısı toprak, yarısı çimentodur. Bu çimento kısım sonradan yapılmıştır. Köşede ve orta kısımda bazı bitkiler yer almıştır. Avlunun sol tarafında, yani doğu tarafında, sokak duvarlarına dayanan bir curun ve çeşmesi vardır. Çeşmenin az ilerisinde sokak kapısı görülür. Avlunun nihayetinde yani güney kısmında avlu uzunluğunda bir bina yer alır ki, yarısı mutfak, yarısı ise kilerdir. Herbirinin birer kapısı ve birer penceresi vardır. Pencere küçüktür. Kapıların üstü yine yay şeklindedir. Mutfağın içinde bir ocak ve bir de kuyu vardır. Şehir suyu olduğundan bu kuyu kullanılmaktadır.

Binayı meydana getiren taşlar Antep tabiri ile havara taşlarıdır. Bu taş beyaz ve yumuşak olur. Aradan geçen uzun seneler ve tabiat olayları ile bu taşların yüz kısımları arınmış, ufalanmıştır. Kireç gibi görünüşü vardır.

Daha evvel de belirttiğim gibi çatısı antep tabiri ile bardak iledir. Saçakları tahta kaplanmış ve 10 15 cm ara ile süslü, sivri tahta parçaları çıkmıştır. Kuş pencerelerinin dış görünüşü ufak ve ucu sivri bir pencere gibidir. Üzeri tahta çitalar ile örülmüştür. Sokak duvarının yüksekliği 4 m. kadar vardır. Duvarın en üstü balık sırtı gibi köşelidir. Yağan yağmurların duvar temeline geçmeden akması için.

Üst kattaki oda misafir odası olarak, alt kattaki oda ise oturma odası olarak, kullanılır.

Bina zamanımızda pek kullanışlı olmamakla beraber eskiden herhalde kullanışlı imiş. Çünkü eski evlerin ekserisi böyleymiş ve tercih edilirmiş. Halbuki şimdi bu evler pek tercih edilmemektedir. Bu gibi evlerin yerini yüz ayak, banyolu, modern mutfaklı ve birkaç odalı, villâ tipi evler almıştır.

Evvelce bahsettiğimiz kübbiyenin yerini şimdi büfe, gardrop almıştır. Kapı ve pencere kenarlarında böyle kenar süsleri ile süslenmiştir. Bilhassa saçak kenarları.

Not: Bu yazı, 1961 yılında Gaziantep Kültür Derneğinin tertip ettiği Gaziantep’in Kültür Derneğinin tertip ettiği Gaziantep’in eski eserleri konulu yaşımaya katılan yazılardan biridir.