Gaziantep’in güzel köşelerinden biride Ziraat Fidanlığıdır.

Kırmızı topraklar üzerinde Türk ordusu gibi sağlam ve dik yeşil ağaçlar sanki selama durmuşlar.

Hele tel kafesler altında korudukları mini, mini fidanları ben bile görünce el sürüp bakmaya kıyamıyorum. Sanki incinip bozulacaklar... Biraz daha ileriye gidince geniş̧ bir havuz, bunun yanı başında nice emek ve yıllarla özenerek büyütülmüş bir akasyanın salkım çiçekleri bir gelin duvağını andırıyor.

Etrafındaki rengârenk güler ve güzel menekşeler hafif rüzgârın ılık havası ile sanki dans ediyorlar.

Hele o, kuşların tohum ve çiçekleri yemesini önlemek için dikilen koruklara hayran olup kahkaha ile güldüm.

Tabii yaklaşınca yanıldım. Çünkü önce uzaktan onları bir insan zannetmiştim. Birtakım çubuklara çeşitli elbiseler giydirerek onlarla biçare kuşları aldatıp ektikleri tohumların yenmesini önlemişlerdi.

Ya o her saat başına bekledikleri otobüs sanki oradaki insanları heyecana getirip gelen misafirlere: (Gelin bu güzel manzaraya bakarak bizim mükâfatımızı verin) diyorlar.

Hakikaten burasını bu güzel hâle getiren bütün iş adamlarımıza teşekkür etmek gerek.

Şaziye BAYKUL

(Bu yazı Gaziantep Kültür Derneğinin 1959 yılında açmış olduğu Gaziantep’in beğendiğiniz bir özelliğini yazınız konulu yarışmada 15’nci gelmiştir.)