Sayın Hikmet Turhan Dağlıoğlu'ndan:
Şark ve Garp Kaynaklarına göre:
Garp kaynaklarından birçoğu Antep ve Antep Kalesi'nden bahsederler. İslamî devreye ait olan malumatı her ne kadar Arap tarihçileriyle coğrafyacılarından almış iseler de Haçlılar devrine ait olan malumatın çoğunu yine Haçlılara dair eser yazmış olan Avrupalı müelliflerin kitaplarında bulabiliriz. Meşhur Antepli İbn-i Bali ile müverrih ve alim “Ayni” İkdü'l-cuman adlı eserinde Antep’e ait güzel tavsifler varsa da bize bu tavsifler Antep şehriyle kalesinin mazisi hakkında bir şey söylemez.
Bu şehrin tarihini yazmak için her şeyden önce o şehre ait tarihî ve coğrafî malzemeyi ortaya koymak ve bunları neşretmek lazımdır. Bu yazımızda Alman, İngiliz ve Fransız kaynaklarında eski ve yeni bazı müelliflerin Antep hakkında verdikleri malumatın en karakteristik taraflarını yazacağız.
Meşhur Alman coğrafyacısı K. Die-Rıtter, Erdkund Öder Allgemeine Vergleichende Geopraphie… Berlin 1854-1853 adlı coğrafyasının X'uncu cildinin 1034’üncü ve bunu takip eden sahifelerinde Antep için şu şekilde dikkate şayan malumatı verir:
Antep’in adı Haçlılar seferi esnasında Hantap idi. Türklerle bilhassa Salahaddin Eyyubi ile Haçlılar bu havalide şiddetli muharebeler yapmışlardır. Antep, Halep’in şimalinde gayet mühim ve müstahkem bir mevki olması hasebiyle Türkler burayı ve Telbaşar'ı zapt etmeye uğraşmışlar ve muvaffak olmuşlardır. Bu müstahkem mevkiin Fırat ile Kilikya arasında müstesna bir ehemmiyeti vardır. Şark coğrafyacılarına göre Antep’in yakınında bulunan Dülük'ün müstahkem şatoları bulunuyordu. Ebülfeda burayı (Antep’i) güzel bir kasaba olarak vasıflandırır. Kayalar üzerinde inşa edilmiş bir kayası olduğunu yazar ve Antep’in suyunun bol olduğunu, büyük pazar yerleri bulunduğuna ve buranın birçok tüccarlar tarafından ziyaret edildiğini ve Halep’ten üç istasyon uzakta olduğunda ilave eder. “Kalet’ül-Rum” Rumkale’nin de üç istasyon şarki şimalinde olduğunu kaydeder.
Dülük'ten (Eski Doliche-Dolica-Dolicum) Jamanika ile Zeugma’nın on iki mil uzakta bulunduğu Antonin gibi eski coğrafyacılar kaydetmektedir.
Şu izahata nazaran eskiler birçok şehirlerden bahsettikleri hâlde Antep’ten Antep olarak bahsetmişlerdir. Şimdiki Antep eskiden bulunduğu yerin pek yakınında olduğu kanaatini vermektedir. Checney’id haritasında da burada sıcak kaynakların bulunduğu işaret edilmektedir. Stephan Byzantın bu şehri Komagenlere mensup olarak göstermekte Doliche’yi de Dolicehunus, olarak zikretmekte ve orada birçok tanınmış kitabelerin bulunduğunu kaydetmektedir.
(Itn, Antonin, VvessP. 184 Not Luc. Holsteii notae et costiagat, in Steph. Byz. P. 102)
Sirrhus şimdiki Corus bunun cenubu garbisinde çok uzak olmayarak bulunuyor. Bunun için Alhene buraya Syrrhestica tesmiye etmiştir. Bu mevki Hieropolisin (Munbuç) cenubu şarkisinden çok uzak değildir. Syrrhestica’daki mabedde Dea Syria (Suriye Tanrısı), Doliche’de ise Jüpiter bulunuyor ve bunlara ibadet ediliyordu.
Samsatlı Lucianus bu mabutlardan bahsederken Suriye ilahesinin arslanlar üzerinde oturmuş ve Jüpiter’in de mandalar tarafından götürüldüğünü yazar.
Yine Antep, Şarafeddin’e göre Orta Çağ'da çok şöhret kazanmıştır. Ve şehri bizzat ziyaret etmiştir.
Maundrell de 1699'da ziyaret etmiş ve Antep için şunları yazmıştır:
Antep yüksek bir mahalde bina edilmiştir. Şatosu şimal tarafında ve Halep tarafında ve Halep’te olduğu gibi yuvarlak bir dağ üzerindedir. Yalnız etrafı daha dardır. Dağın eteğinde birçok kabirler ve galeriler vardır ki buradan şatoya doğru çıkılıyor. Şatonun büyük kapıları vardır. Öyle kapılar ki icabında kapanır. Kapıları bir nevi kuadernler de (dört köşeli mania vazifesini gören kütler) örtmüştür. (1)
Antep evlerinin üçte ikisinin büyüklüğü Halep’teki gibidir. Birçok evlerinin ikinci katları yoktur. Pazarları büyüktür. Antep’te güzel bir nevi taş bulunur ki profil taşı olduğu zannedilir. Bazılarında kırmızı ve sarı lekeli damar bulunan bu taş nazarı dikkati celp eder.
Maundrelle göre Anticochia ad Taurum'dur.
Eski coğrafyacılardan Plinius ile Plolemaus ve Pococke da aynı fikirdedir. (2) Pococke diyor ki: Antep iki tepecik üzerine bina edilmiştir. İki tepenin ortasından bir dere akar, şehrin muhiti üç milden ibarettir. Sacur Nehri şehrin yukarı kısmından yani şark cihetinden geçer. Burada su kemerleri Akeduklar da vardır. Sacur Nehri'nin şehre yakın kıyılarında muhacirler otururlar. Bunların Pazar ve dükkânları vardır.
(DEVAMI VAR)