Bu vadide yazdıklarım yeni değildir. Geçen sene seri halinde neşriyatımla alâkadarların dikkat nazarlarını çekmiye çalışmıştım. Bu sene de bu yöndeki faaliyetimedevam ederek bu önemli ve hayatî meseleyi yeniden ele almak suretile memleket borcumu ödemiye çalışacağım...

Herşeyden evvel şunu gözönünde tutmak lâzımdır ki bağcının sarfettiği emek ve harcadığı para mukabilinde lüzumu derecede istifade etmedeğildir. Vilâyetin bu en ilerideki mahsulü memlekete âzami varidat temin etmiyor. Şimdiye kadar yapılan istatistiklerden ve tetkiklerden çıkan netice dekar başına -vasati olarak 100 tiyek kabul edilebilir- 200 kilo yaş üzüm alındığıdır.. Bu rakamı daha çok aşağılara kadar düşürmek te mümkündür.

Köyünü ve ismini bildiğim birçok bağcılardan aldığım izahata güre bazı kıraç yerlerde asma başına 350 gram kadar pek cüzî hasılat ta alındığı vakidir- Bu bir realitedir. Hakikati itiraf etmek onu Önlemek için alınacak tedbirleri sağlar, Yoksa bu hata mütemadiyen tekerrür eder gider, ve kötü bir ısrar yüzünden milyonlarca lira zarara girilir..

Malumdur ki burada, asmaların kapladıkları toprak sathının diğer memleketlere nazaran. geniş olması yüzünden hasılâtın da o nisbette fazia olması icap eder. Halbuki mesele berakistir. Faraza Istanbulda bağ sıraları arasında birer metreye kadar mesafe bırakırlar ve beher asmadan vasatı olarak bir kilo yaş üzüm hesap ederler. Bir metre mesafeye göre dekarda 1000 asma bulunması ve hasılâtın da 1000 kiloyu doldurduğu görülür. Halbuki İstanbul arazisinin kuvvei inbaityece zenginliği fazla değildir. Buna mukabil , bura bağcılarının garsiyatına göre İstanbul hasılâtını alabilmeleri için daha beş misli fazla mahsul almalıdırlar. Demek ki İstanbul daha iyi bağcılık yapıyor. Çünkü buradan beş defa fazla mahsul alıyor. Bunu İzmir ve Mağnisa havlisile mukayese edersek pek çok geride kalacağımız muhakkaktır. Oralarda yine aynı mesafe ile yapılan garsiyattan asma başına -çekirdeksiz olmak şartile- 100-150 ve hatta 200 kilo yaş üzüm alınmaktadır. Bir asmanın verdiği hasılâtı buranin bir dekar bağından alabiliyoruz demektir. Şu rakam mukayeselerinden Antep bağcılığının ne dereceye kadar iftihar edecek bir randıman verdiği sarahatan anlaşılır. Rakamların ifade ettikleri bu kesin ifade karşısında hiç kimsenin itiraz hakkı kalmıyacağı gün gibi meydana çıkar.

Bunları efkârı umumiye ye arzederek Antebin bu geriliğinin önüne geçmiye çalışmak istediğimi söylemek istiyorum..

Geçen sene Narlı yolu üzerinde Kasap Seçkinlerin bağ evlerine yakın bir yerde yaptığım yeni budama ve mücadele ile 1250 tiyeklik bağdan. -çok ihtiyar bir bağdı- dört kantar kuru üzüm alındığını öğrendim ki bu 1200 kilo eder.

Bu sene aynı tecrübeyi Halkevi matbaasının muhasebecisi Bay Kemal Mazlumum Nizip yolu üstündeki bağında tekrar ediyorum.. Bu bağın vaziyetini hulâsa etmek faydalıdır. Burası sahibinin ifadesine göre 50 yaşında kabarcık asmalarile 8-10 yaşında dımışkı asmalarından mürekkeptir.. Bu ikinci yeniceler üzerinde çok cezri tedbirler almak mecburiyetinde kalınarak kışın kış ayıklaması ameliyatına ve ilkbaharda 4-5 göz önünden budamıya tabi tutuldu. Filizler 30-40 santim ve daha fazla büyüyünce de bir defaya mahsus olmak üzere usulü veçhile uç kırdırıldı. -bütün bu muhtelif timar ameliyeleri hakkında ileride ayruca ve mufassalan izahat verilecektir- En nihayet te biri çiçekten evvel biri de çiçekten sonra olmak üzere iki defa ödemis ile mücadele yapıldı.. Bu mücadelede arsinikiyeti resas kullanıldığı bütün bağcılar tarafından bilinmektedir.

Son defa takriben bir hafta evvel Vilâyet Ziraat müdürü ile birlikte mahallinde yapılan tetkikatta tecrübenin pek önemli olduğu müşahede edilmiştir.

Yazan: Şarabçılık Mütebassısı

Şakir ÖKSÜZOĞLU