Sayın Okuyucularımız:

(Bundan evvelki sayılarımızda 1957 yılında bir fen heyeti tarafından yazılan ve Sabahat Göğüş'ten aldığımız Gaziantep şehrinin tarihi durumu hakkındaki yazıyı okudunuz. Şimdide sizlere sayın tarih Hocamız A. Zuhuri Danışmanın şehrimiz için yazdığı bir mektubu sunuyoruz.)

GAZİANTEP TARİHİ HAKKINDA

Tam otuz iki yıl önce sıcak ve samimi muhitinde ömrümün dört yılını geçirdiğim Gaziantep’ten ayrılmıştım. Taşı toprağı ile, bütün benliği ile Türk olan bu Gazi diyardan ayrılırken duyduğum ıstırabı bu satırlara sığdırmak mümkün değil... Yegâne tesellimi nasıl olsa bir gün yine bu, güneşi bol, mehtabı parlak, gökleri masmavi diyarı ziyarete gelebilmek ümidi idi.

Hadiseler, hayatın akışı ve zaruretler bu tatlı ümidin tahakkukuna bir türlü fırsat vermedi Vakıa değerli talebem ve arkadaşım Süleyman Kuranel beni birçok defalar Gaziantep’e davet etmek lütfunda bulunmadı değil... Ne bileyim- ki her defasında bir başka engel yüzünden bu ziyaret bir türlü bana nasip olmadı.

Şimdi tam otuz iki yıl sonra Antep’ten yeni bir davet alıyorum. Antep’in değerli evlatlarının büyük bir himmet ve başarı ile neşrine başladıkları (Antep’i tanıtıyoruz) dergisi yol ile...

Dergiyi elime aldığım vakit bir an gözlerimi kapayarak hülyaya daldım. Mazi, gözlerimin önüne engin bir deniz gibi serildi. Dülük’ü ile Aynıllebeni ile, Karkamış’ı ile Arsası ile ve nihayet, içinde dört yıl haşiri neşrolduğum okulu ve talebeleri ile bir hayal alemine daldım gözlerimi açtığım vakit, bana bu ma­ziyi hatırlatan, bu Gazi diyarı tanıtmak için çok ciddi ve hakikaten taktire de­ğer teşebbüse girişen fedakâr Gaziantep çocuklarının muhakkak başarı ile sonuç­lanacağına inandığım teşebbüslerini gıpta ile gözden geçirdim.

Önce şunu derhal söylemeliyim ki teşebbüs tamamen yerinde, tutumu muvaffakiyet yoludur. Dergiyi dikkatle gözden geçirdim. Bir ülkeyi veya bir kasabayı tanıtmak için gereken plânın iyi tertiplenmiş olduğunu memnuniyetle gördüm.

Antep’te bulunduğum 4 yıl içinde, mazisi çok zengin, renkli olan Antep’in tarihini yazmayı tasarlamış ve buna hazırlık olmak üzere perişan evrak halinde olsa bile pek çok notlar almış, vesikalar toplamıştım. Halen esefle söyleyeyim ki bunlardan hiç birisi elimde değil... Birkaç kere kiradan kiraya taşınan evimdeki bana göre oldukça zengin kütüphanemin içinden bunları arayıp bularak bana gönderilmesi için çalışıyorum. Bu vesikalarımı Kayseri’ye getirtmek üzereyim. Bu notlarım bana gelinciye kadar alakaderil ’istit’a Antep tarihinin bir kanavasını hazırlamaya uğraşıyorum.

İlk insan ırkının Hint Okyanusu ve Akdeniz kıyılarında genişlediğini söylemek pek hatalı olmaz sanırım. Tufanın vukua geldiği yer, Cudi dağının da bulunduğu Akdeniz havzasıdır. Ve Antep bu havzaya dahildir. Bu hale göre tufandan evvel ve sonra, bu günkü kadar kalabalık olmasa dahi insan neslinin sakin olduğu ülkeler arasında Antep’te vardır. Antep’in tarihi bu kadar eskidir. Ama bu kadar uzak mazide Antep havalisinde cereyan eden hadiseleri bir hayal çerçevesi içinde dahi tahayyül ve tespit mümkün olmasa gerektir. Esasen, zamanının tespiti gayri mümkün olan tufan misalini, sırf Antep’in kavmini belirtmek için bir muhtıra olarak buraya kaydettim. Biz yine Antep tarihini, prehistorik ve tarihi devirler diye umumi olarak ikiye ayırarak mütalaa etmek zorundayız.

Prehistorik devre ait malûmat, her gün yeni hafriyatla, bilgimize yeni yeni ufuklar açan Arkeolojik araştırmalara dayanacaktır. Tarihi devirlere ait malûmatı ise Mısır, Eti, Asur, Kalda, Yunan, Roma, Iran, Arap, Selçuk, Osmanlı ve sair kaynaklardan toplamak mümkündür.

Tarihi devirlerinde iki fasılda mütalaa etmek yerinde olur.

A- İslamiyet’ten evvel Antep

B- İslam devrinde Antep

İslamiyet’ten evvelde muhtelif Türk ırklarının gelip geçtikleri, yerleştikleri bir yer olan Antep İslamiyet’le beraber tam ve hakiki çehresiyle meydana çıkmıştır: Türklük…

İslamiyet’ten itibaren... Şöyle bir tasnif yapılabilir:

A- Dört Halife devrinde Antep

B- Emeviler devrinde Antep

C- Abbasiler devrinde Antep

D- Selçukiler ve Selçuk Fuadilatesi devrinde Antep

E- Haçlı seferleri sırasında Antep

F- Memlükler devrinde Antep

G- Osmanlılar devrinde Antep

H- Millî Mücadele ve Cumhuriyet devrinde Antep

Bu listeyi vehleyi evlade hatıra geliveren bir evvel plan olarak yazıyorum. Eseri yazmaya başlayınca bu listelerde taktim tehirler yapılabileceği gibi, daha birtakım ilâvelerin yapılmasında mümkündür.

Benim bu feragatli memleket çocuklarının, büyük bir fedakarlıkla çıkar­dıklarına inandığım dergilerine yapabileceğim hediyecik, şimdilik bu kadar olacaktır. Antep tarihini ise yazmaya başlamış bulunuyorum. Allah’ın inayetiler mümkün olan suratla bitirmeye çalışacağım.

Şimdilik Antepli hemşerilerimi, bu teşebbüslerinden dolayı bütün kalbimle tebrik eder, beni bu güzel teşebbüslerinde hatırladıkları içinde şükranlarımı sunarım.