Gönül sevdâyi zülfünle perişan olmasnn nolsun
İzarın hasretinden dîde alrkaan olmasun nolsun
Şeb-i firkatts ey şem’i dilefrûz nâr i hicrinle
Niçun pervâne âsâ sine sûzan olmasun nolsun
Azîzim Yusuf-I Mısrı melâhattan cüda düştüm
Enisim gam , mekânım beytülahzân olmasın nolsun
O gül endâmı şemmetmek gözümde kaldı zâr oldum
Hezar âsâ benim derdim hezârân olmasun nolsun
Gönül hasrette can mihnette Aynî dâr-î gurbette
Firâkı yâr ile nâlânü giryân olmasun nolsun
Haşan Pâşâ-yi zîşânın olursa hüsn ü manzûru
Bu nazmı dilkeşi makbûl-ji yârân olmasun nolsun
Yazan: Hasan AYNÎ
Not: Bu gazeli, “Gaziantep Büyükleri” kitabını yazdığım sırada 1934 te aramış bulamamıştım. Ancak hatırımda kalan ilk ve son beytlerini yazmakla iktifa etmiştim. Şimdi bularak okurlarıma sunuyorum.
Vaktile Halep Antebin vilâyet merkezi idi. İşi olanlar oraya giderler, icabında haftalar, aylarla kalırlardı. Haşan Aynî efendi de her hal böyle bir iş için gidip orada uzun zaman kaldığı bir sırada bu gazeli yazmış olduğu gazelin ifadesinden anlaşılmaktadır. Bilhassa Valinin methi de işlerin iyi sonuca varmasının manzum bir istirhamnamesi olması o zamanın şair ve ediplerinin bir şiârı ve mercilerinde beklediği şeylerdi. İşte Hasan Aynî Efendide zamanının şiarına uyarak bu gazelini yazmıtır.
Yazan: Ş. Sabri YENER