Gaziantepte şimdi (Çıkşâ) zamanıdır.

Bizden başka bütün dünyanın ve Türkiyenin (YOYO) diye andığı (Çıkşa) eski yerli bir oyuncağımızdır. Bundan on on iki sene once salgın halinde Türk sınırlarından içeri girdiği zaman biz etrafımızdakilere “Yahu bu Antebin eskidenberi mâruf bir oyuncağıdır” diye vaziyeti anlatmak istemiştik. Fakat kimseler kulak asmamıştı.

(YOYO) Oynama, salgını gibi üzerine yapılan şarkıdan da çoktan usanıldı ve unutuldu, unutulmıyan tek yer yine Gazianteptir.

Bir çok oyunlarımız ve oyuncaklarımız gibi bu da vakti geldiğinde âdeta kendiliğinden meydana çıkar. Bir müddet oynanır, sonar ortadan kaybolur. İşte şimdi Çıkşâ zamanıdır. Beş on gündür Çocukların ellerinde görünmesinin hikmeti budur. (Çıkşâ) Antepte hangi tarihlerden beri kullanılmaktadır? Bunu bilmiyoruz. Ancak baba ve dedelerimizin ve bunların da baba ve dedelerin çocukluklarında (Çıkşâ) kullandıkları mâlumdur.

Acaba bunu kim icat etmiştir? Burası da belli değildir. Gerçi malum salgında Amerikadan yayılmıştır. Bazı Avrupa milletleri ezcümle Fransızlar bunun bir kaç yüz sene once Kralları tarafından bile oynandığını ileri sürülmüşlerse de ne Amerikadan dünyaya yayılışı, ne de Fransa Kralları tarafından kullanışı onlar tarafından icat edildiğin tazammun etmez.

(Çıkşâ) nın uzun zamandan beri Antepte her sene ayni mevsimde görünüşü, adındaki mâna ve hususiyet, kullanılışındaki meharet oyuncagımızın yerli icadı olduğuna kâfi birer delil sayılmasa bile bir hayli düşündürmeğe yeter.

Ali Budak’ın anlattığına gore merhum Atatürk Şehrimizi teşriflerinde Halkevi Müzesini gezerken teşhir edilen eşyalar arasında (Çıkşâ)yı görerek hayretle sormuşlar: “YOYO buroda ne geziyor?” Hâzırun arasında bulunan ve o zaman henüz Mebus bulunmıyan Sayın Ömer Asım Aksoy bu hususta Atayı tenvir etmişler ve müşarün ileyh de “Kemalettin Kâmiye söyleyin bu vaziyeti ajansa bildirsin” emrini vermişler.

Yılmaz Dokuzoğuz bu mevzu üzerinde yazdığı bir fıkrede (Çıkşâ) kelimesini tahlil ederek bunun “çık yukari, in aşağı” sözlerinin birleşmesinden meydana geldiğini ileri sürüyordu ki çok yerinde bir buluştu.

Hulasa, o ismile cismile kendi malımızdır. İşte bunun içindir ki geçici bir heves olarak değil, asırlara intikal eden bir âdet halinde çocuklarımızın mevsimlik bir eğlencesidir.

Açıkgöz bir Frengin digger oyuncak ve oyunlarımızı da muhtemel çalmasına karşı bunların yazı ve resimlerle tesbit edilerek mecmuaya derci muvafık olur. Esasen bu folklore ve etnografyanın en başta gelen mevzularından biridir. Sayın dostum Ali Yetkin reisliği zamanında bu oyuncaklardan bir kısmını sırf bu maksatla satın aldırarak Halkevi müzesine koydurmuştu, Bu işin yukarıda arzeylediğim şekilde ikmalini yeni reisten bekliyoruz.

Yazan: EMRAK