Antep, Türkün kalesi, göğsü imanlı şehir,
Tanklara karşı koydu, taşıyla sopasıyla;
Kan döktü, kan akıttı, tıpkı timsali nehir;
Tam onbir ay boğuştu Fransız haspasıyla.
Gökler karardı tozdan, yerler sulandı kanla;
Semavat doldu taştı, her şehit düşen canla;
Yürekler kalktı indi, bir kutsî heyecanla
Onbir ay acı yedi, acı içti savaştı.
O ezeli tekerrür, yine tecelli etti.
Fransız ordusunun, burda takatı bitti;
Antep, onun önünde koskocaman bir setti.
Yiğit otağı Antep, şehit yatağı Antep.
Yaptığın bu yiğitlik, anlatılamaz dille;
O frenk devletine, attın okkalı sille!
Dedin Türkün düşmanı buradan gitsin ille!
Yiğit otağı Antep, şehit yatağı Antep.
Türkoğlu, bil Antebi, hatırla o savaşı;
Kâmil canını verdi, onbeş değilken yaşı:
Yücedağ olmak ister, Şahin beyin yoldaşı;
Candan aziz yurt için, bu Gazi Antep için!
Abidin YÜCEDAĞ