Altı yıl önce Ebedi Şef Atatürk Türk tarihinde şimdiye kadar hiç görülmemiş bir ruh sarsıntısı ile, Türk milletini matem içinde bırakıp gitmişti. Onun fani vücudu arkasında yer, gök ağlamış yaslı tabutunu kucaklayan Türk bayrağı ağlamış. Onun fotoğrafını bağrına basan çocuklar ağlamış, ırmaklar göz yaşı dökerek çağlamıştı. Bu dökülen yaşlar onun eserlerine bağlılığımızın yemini değil miydi.. O gitti.. Fakat altı nurlu okunun çizdiği yol milletimize ülküyü gösteren bir sembol oldu. Ruhumuzu ısıtan, yurtta görülmemiş bir güneş açan, bir bahar fışkırtan, toprağa hayat saçan bir güneş oldu. Bu güneş yüz yılların acı olayları ile yıpranmış olan bir rejimi çökerterek yerine Cumhuriyet rejimini koydu.

Aziz Atamızın kurduğu temeli daha ziyade kökleştiren Milli şefimiz sevgili reisi Cumhurumuz İnönü bu rejimin kaynaklarını çoğaltmak milletin rejime karşı bağlılığını kuvvetlendirmekte rejimin feyizlerini gerçekleştirmektedir ve gittikçe bütün değeriyle inkişaf eden yükseliş yollarında ülküye yaklaştıran aydın alanlar açmaktadır.

Senelerden beri dünyayı kasıp kavurmakta olan harp afeti karşısında Alınmış ve alınmakta olan tedbirler sayesindedir ki Cumhuriyet güneşi bugün bütün manasıyla damarlarımızı ısıtıyor. Bugün, altında altı bin şehidin kanı tüten, üstünde altı bin şehidin şanı dalgalanan gazi yurdumuzdaki şehitler abidesi Atamızın aziz ruhunun manevi huzurunda en büyük samimiyet ve minnet hisleriyle eğiliyor gibi oluyor. Bugün, Sakarya Dumlupınar, Çanakkale İnönü’den başlayarak, yurdumuzun her tarafında Mübarek topraklarımız uğrunda can veren şehit ruhları o büyük ruhu takdis ediyorlar.

Ey bütün milletin kalbine gömülen Atamız! Cumhuriyeti kendisine emanet ettiğin gençlik bugünü başka günler gibi değil hatıraların önünde derin tazimle eğilmemiz gereken bir gün olarak kabul ediyor. Bütün Millet, candan sevdiğin, ve bütün Milletin canından aziz bildiği Milli şef İNÖNÜ etrafında senin öğütlerini ve görüşlerini gerçekleştirmek için toplanmış bulunuyoruz. İşte senin istediğin de bu birlik ve topluluktu. Biz de buna inanıyoruz ve bağlanıyoruz. Ve size şu kırık dökük mısralarla minnet duygularımızı yükseltiyoruz:

Çınlamakla kalmıyor yalnız büstünde sesi.

Dalgalanıyor bütün başlar üstünde sesi.

Hayır, hayır, ölmedi yaşayacak ATATÜRK

Kaldır başını, göğü kaplamış bak ATATÜRK.

Bir ufuktan bir ufka uzanarak bakan o,

O hayat kaynağımız, damarlardaki kan O.

Uzatmış kollarını, boşluklarda yatıyor.

Halâ kalbi vuruyor, halâ nabzı atıyor..

Küre dönüp durdukça o böyle duracaktır,

Her dakika sesini bize duyuracaktır.

Sabri GÜZEL