Mülakat yapmak istediğimiz Dr. Emin Kılıçkale, filozof olduğunu ileri sürerek her mülakat yapanlardan evvela mülakatnamenin neşrini istemektedir. Biz de bu isteğe uyarak, kendisi tarafından yazılı olarak verilen bu mülakatnameyi aşağıya alıyoruz.
Name Sıra No: 63

12.06.1962

Mülâkatnâme-i Emin Kılıç

Bay Doktor Emin Kılıçkale’den Mülakat İsteyen
Bir Yurttaşın Önce Aşağıdaki Şartları Kabulü Gerekir: |

1- Emin Kılıç̧, her şeyden önce hiçbir (felsefe ekolü) ile ilgisi olmayan tamamen orijinal bir filozof olduğundan kendisi ile yapılacak herhangi bir mülakat tabidir ki felsefesinin çerçevesi içinde olacaktır.

2- Mülakata girişecek zata, felsefesinin anahtarlarından bazılarını önceden not ettirir.

3- Mülakat çok dikkatle tespit edilmeli. Zira neşrinden önce tarafından kontrolü şarttır. Bu hususta söz verilecektir. Söz yerine getirilmezse, mülakat yapan muhabir, Emin Kılıç tarafından "söze önem vermeyen" bir yurttaş olarak tavsif edilir.

4- Emin Kılıç̧’ın sözleri harfi harfine tespit edilerek basıldıktan sonra öbür tarafı kolaydır. Yani mülakatı yapan muhabir, mülakatı gazetesinde istediği şekilde inceleyebilir; lehinde veya aleyhinde fikirler yürütebilir, tefsirlere girişebilir... ilâhi. Fakat bütün bunlara Emin Kılıç tarafından karşılık verilmez.

NOT:

(1)- Mülakatın hududu yoktur. İstenilen konu üzerinde mülakata girişilebilir.

(2)- Gerek bu satırlar gerekse mülakattan önce not ettirilecek anahtarlardan bazıları mülakata ait yazılarla aynen yayınlanacaktır.

Ayrıca filozofumuz: 66 yaşında olduğunu; Doğu ve Batı felsefelerinin hepsini incelediğini fakat hiç birini beğenmediğini söylemektedir. Bundan başka 17 yaşındayken kendi felsefesini kurduğunu ve bugün tam 48 yıllık kurulmuş bir felsefesi olduğunu sözlerine ilave etti. Ve: "Benim asıl gayem insanlığı hayvanlıktan insanlığa ulaştırmaktır." dedi. Bundan sonra kendisine sorduğumuz ilk soru şöyledir:

Soru: Bütün canlılarda musiki ilgisini gösterir. Bunun sebebi nedir?

Cevap: Biliyorsunuz ki, ben bir feylesofumdur. Yine biliyorsunuz ki, bir felsefe dalına da mensup değilim. Felsefem kendi öz malimdir. 48 yaşındadır. Demek oluyor ki 17 yaşındayken felsefemi kurmuş, ona sarılmış, onu yaşıyorumdur. Buna göre tabiidir ki, düşüncelerim, yazılarım, ahlakım, hallerim, İlah... felsefemin çerçevesi içinde olacaktır. Bu peşinen bilinmeli.

Şimdi siz öteden beri alıştığınıza göre, sorduğunuz sualin cevabını bekliyorsunuz, değil mi? Halbuki bakınız ben nereden başlayacağım. Musikinin tarifinden:

Felsefem icabı musiki bir sanat değil, bir ilimdir. Geniş bir ilimdir. Bu genişliğin, yüzündendir ki ona bir değil, birçok tariflerle yanaşmaya çalışacağım. Bu mülakatımızda size üç tarif takdim edeceğim. Esasında bunlara tarif değil de "İlmi Hediyeler"dense yeridir.

(Devamı var)