Asırlardan beri Araplara karşı Türk âdet ve ananelerini harsını koruyan Gaziantep halkı bu kadar gayretine rağmen maalesef bazı Arap anane ve adetleri bilhassa hududa yakın köylerimizdeki insanların ruhlarına sinmiştir. Gaziantep ilinin hududa yakın köylerinde ufak bir gezi ve tetkikatta bulunacak olursanız yazmak istediğim hakikatlara rastlarsınız. Meselâ Suriyede mercimekle yapılan pilav çeşitleri var. Araplar malhuta, mücedere filan diyorlar. Hududa yakın köylerimizde halâ bu isim kullanılmaktadır. Köylerin isimleri ise Arapça kelimelerden meydana gelmiştir. Telhalit (Halittepesi) Telhabeş (Habeştepesi) Telbaşar (Başartepesi) Beşiriye, Kefercebel, İzetiye gibi... Köylerimize yerleşmiş çok tuhaf bu adetlerin kurbanı olan binlerce kadın ve erkek cehaletleri yüzünden vücutlarının muhtelif yerlerinde çok garip bazı siyah işaretleri halâ taşımaktadırlar. Bir çoklarınız bu işaretlere belki merak saikası ile şaşacak olursanız hemen söyliyeyim: Dövme yani döğünlerdir. Bu döğünlere bir çok kadın ve erkeklerin muhtelif yerlerinde rastlarsınız. Bu şekiller ve işaretler bilhassa erkeklerin şakak, alın, burun tepesinde el üstlerinde, bileklerinde aslan kılıç, eski yazıyla isimler ve dini ibareler, kadınların ise çene ayak bilekleri, dudak çene altları gibi yerlerinde sık sık nazarı dikkatinizi çeker. Halbuki bu adetin Anayurdu Arabistandır. Halâ bu usul Araplarda ilkel hayat yaşıyan ve bilhassa köylerde yaşıyanlarda rastlarsınız. Belki birçoklarınız bu döğünleri kimler ve nasıl yapıyor diyecek olursanız mesele gayet basittir. Köylerde gezen ve sık sık yer değiştiren çingene kadınları para ve yiyecek karşılığı yapmaktadır. Çingene kadınları döğün yaptıracak kız ve erkeği yere yatırdıktan sonra birkaç dikiş iğnesini yan yana getirerek başlıyor. Döğün yapılacak yere ocaklıklardan is toplıyarak koyuyor. Sonra da hazırladığı iğne ile isin üzerine vurmağa ve mevcut isi kana karıştırmağa çalışıyor. İskan yardımıyla kasa yerleşiyor, birkaç gün sonra iğnelerle meydana gelen yara rahatlaşınca döğün insan cesedi çürüyünceye kadar insan vucüdunda kalıyor. Bazı kadınların hızma tabir ettikleri süs eşyasını ise burunlarının yan tarafına delerek koymalarıdır. Döğün âdeti çok şükür bugün köylerimizde yetişen gençlerde nadir rastlanmaktadır. İnşallah ileride hiç rastlıyamayız. Medenî insanlar çocuklarına ve yakınlarına dövme yaptırmamaktadırlar. Suriye’ye işgal sırasında bazı Fransız moda severleri Arapların döğme (döğün) adetlerini tekâmül ettirerek sosyete kadınlarının dudaklarına is yerine kırmızı boya ile daimi ruj vazifesi görür düşüncesiyle dövmektedirler. Barlarda çalışan Fransız kadınlarından bir kısmı ise vücûtlarının muhtelif yerlerine muhtelif boyalarla erkeklerin calibi dikkatlarını üzerlerine çekmek, cinsi arzularını kamçılamak için tevesül ettiklerini Paristen gelen bir tanıdıktan dinledim.