Şu maraşın içinde Mehmet Ağa dillendi;

Aktı kanı döşeğinde sellendi;

Çuhadar vuruldu Maraş sallandı;

Ağlaşır vavrular Bey Babam diyo.

Maraşın üstü yanı şol ahırdağı;

Enginide görünür bahçesi bağı;

Şehit düşmüş derler Çuhadar beyi;

Ağlaşır yavrular Bey Babam diyo.

İlk akşamda Çuhadarı bastılar;

Öldürmeden kollarını kestiler;

Güllü Hanımı bileğinden astılar;

Ağlaşır yavrular vay anam diyo.

Çuhadarın atın çekin pazara;

Seyredelim alnındaki yazara;

Hanımile keydular bir mezara;

Ağlaşır yavrular vay anam diyo.

Odasında çifte lüküs yanıyo;

Avlısında beş yüz atlı dönüyo;

Otomobil geldi Vali iniyo;

Ağlaşır yavrular Bey Babam diyo.

Gül dikili avlusunun köşesi;

Altındadır nargilenin maşası;

Yasa gelmiş Ankaranın Paşası;

Ağlaşır yavrular Bey Babam diyo.

Not: Bu türküyü Gaziantep-Narlı şosası üzerinde Küçük Araptar köyünde iki gözü kör Hafız Hüseyin Genç TÜRK adında bir âşıktan 30 mayıs 1943 tarihinde bu köyü tahmine çıktığımda dinledim:

Maraşda Çuhadar zadeler diye belli bir aile var. Bu ailenin ileri gelenlerinden Hacı Mehmet Ağa’yı; zannımca 1941 tarihlerinde, Maraştaki bağ evinde, bir gece hanımıyla beraber feci bir surette öldürdüler. Bunun üzerine Antebe İstiklsl mahkemesi geldi bu ve buna benzer işlerle yapan camilerden 15 kadarını ipe çekti. Onun üzerine Antep Süt limanı oldu. İşte bu türkü bu hadise üstüne söylenmiştir. Hafız hüseyin Genç Türk, bu türküyü ney ile yanık yanık çalar ve söyler, İnsan bu nağmeler karşısında adeta kendinden geçiyor.

Çünki Hafız Hüseyinin pek te hazin bir tavrı var. Çünkü o, kendi köyüne bir saat mesafede bulunan Telhüyük adlı köyde, kendisi gibi iki gözden mahrum bir kıza âşıktır. Yaz demez, kış demez her sabah erken nayını alır gider, Telheyük önündeki yüksek bir tepeye oturur, yanık yanık çalar; maşukası da yakınındakî kaşı bir hüyüke çıkar dinler. O da buna âşık. Yazık ki her ikisi de hiç olmazsa ağlamak suretile olsun yüreklerini serinletmezler. Çünkü “Kör gözden yaş olmaz. Fakı evinden evinden aş olmaz.” derler. Bu iki âşık maşuk nişanlıdırlar. Ne yazık ki paraları da yok ki evlensinler. Bir zengin olsaydım bunların pazarlığını görür, bütün masraflarını yapar, derhal evlendirirdim.

Toplayan: Şakir S. YENER