Cephemizin en ileri hattında bulunan Çınarlı camii ve Negogosyan mektebi harbin başlangıcından beri dahili cephenin merkezi sıkletini teşkil ediyordu. Her an eksik olmayan şiddetli bomba ve makineli tüfek ateşlerinin fazlalığı hasebiyle Türklerce bu cepheye Arıburnu cephesi de deniliyordu. Düşman cephesine doğru bir çıkıntı, teşkil eden bu noktayı raptetmek üzere 5 Teşrinievvelde bîr teşebbüste bulundu. Bu taarruz için müntahap ve Garp cephesinde bu gibi harekâta iştirak etmiş bir bölük bir hafata evvelinden itibaren arazi üzerinde talimler yaptı. İyice hazırlandı. 5 Teşrinievvel öğleden sonra 15,5’luk toplarla düşman topçuları tarafından mektep ve camı bombardıman edildi. Mektep harap oldu. Camide rahneler açıldı. Bunun akabinde hücuma memur kıta 7,5’luk bir bataryanın endahtı ve civardaki Ermeni evlerinin pencerelerinden atılan bombaların ve cenahları sureti mahsusada himaye edebilecek veçhile yerleştirilmiş olan makineli tüfeklerin himaye ateşi altında Lâtin kilisesinden taarruza geçti. Bir kısım düşman askerleri açılan beleşlerden mektebin avlisma girmeğe muvaffak oldular ise de topçu ateşi altında mahfuz mahallere sığınarak hücumu bekleyen ve adetleri ona yetişmeyen Türk kahramanlarının şiddetli tüfek ve bomba ateşiyle karşılaştı, iki maktul bıraktıktan ve 10 yaralı verdirdikten sonra güçlükle geldikleri yere çekildiler. Bu taarruza mektebin karşısındaki KelbagaSi zade Mehmet efendinin evinde bulunan Ermenilerde iştirak ettiler. Ve mektep ile bu ev arasında; evin kapısından caddeye attıkları taşlarla bir barikat yapmak teşebbüsünde bulundular ise de Çınarlı camisinin o zamana kadar düşmandan gizlenmiş olan bir mazgalından ateş eden bir Levis makineli tüfeği karşısında barıkadı yarı bırakacak çekilmeğe mecbur oldular.

Birinci Çınarlı taarruzu, bu suretle hakkaniyete uğrayınca düşmanın küçük kumanda elemanları arasında taarruzun da hazırlanmadığı ve kıta kumandanının beceriksizlik yaptığı yolunda bir dedi kodu çıktı. Ve bunun üzerine bu taarruzun bir kere de muarızlar tarafından yapılması kararlaştırıldı. Düşman 14 Teşrinievvelde iyi bir topçu hazırlığından sonra tamamen harap olmuş olan mektep ve camia ikinci bir taarruz daha yaptı yine mektebe girdi ise de topçu ateşi kesilince muharebe mevzilerine koşan kahramanlar tarafında ehemmiyetli zayiatla tardedildi.

Taarruzlarındaki bu muvaffakıyetsizlik düşman üzerinde çok fena tesir bırakmıştı. Bu adenıi muvaffakiyetin tesirihi anlamak için Anderya’nin şu hükmünü birlikte okuyalım:

[1]

İşte bu suretle ikinci teşebbüs dahi, mümkün olan bütün dikkatlerle ihzar ve müntahap bir kıta tarafından icra edilmiş olmasına ademi muvaffakiyete uğradı.

Düşmanlarımız pek kuvvetli bir surette tahkimat yapmışlardı. Bunlar hatta 15,5’luk Mermilerimize karşı bile emin mahalli mahfuzaya malik ölüp bortıbardtman esnasında oralara iltica etmekte vehücümün geldiğini hisseder etmez kehdi muharebe mevzilerine sıçramakta Ve bu surette bizi karşılamağa hazır bir hale gelmekte idiler; Şu da malûm idi, ki Türkün feri müdafaada daima temeyyüz etmiş cesur bir askerdir. Netice olarak bir defa daha şu husus istihraç edildi, ki şehre karşı umumî bir taarruzun muvaffakiyeti ihtimali tamamı ile nazarî ve hayalî bir şeydi.

Çinarlı taarruzuna ait Kaymakam Abadinin yazdığı şu satırları da aynen alıyoruz.

Bu muharebe, Türkleşin müdafaadaki azım ve metaneti ile çevikliğini bununla beraber sokak muharebati ile evlerin müdafaa haline vazındaki kabiliyetlerini bir defa daha ibraz eyledi.

31 Teşrinievvele kadar şehrin şiddetle bombardımanından; ve mütekabil piyade ve Bomba muharebesinden başsa bir hadise olmadı.

31 Teşrinievvelde üç Tank tarafından himaye' edilen bir Fransız taburu Beylerbeyi üzerinden geçen Telgraf ve Telefon hattını tahrip için Çitçinin tarafından şarka doğru hareket etti. Ve bu hattı tahrif eyledi ise de şehir dahilinden yapılan şiddet, iki ateş: karşısında bu tepelerde tutunamayarak karargâhına avdet eyledi.

9 Teşrinisanide cenup cephesi ikinci Kolordu unvanını aldı. Ve 12 Teşrinisanide Kenan Bey kumandasındaki beşinci fırka karargâhı bazı taburları ile Nizip’e geldi.

Ve yine12 Teşrinisanide her gün bombardımanla harap* edilip yeniden yapılan şehir dahilindeki tahkimatın bir eldent idaresi için bir Tahkimat kumandanlığı ılidas edilerek Kuman­danlığına, Yıldırım taburu kup ardanı iken Ağustosa kümandayY Bitindi3 *Mülâzım Muharrem, beye devrederek Tabur yaverliği vazifesini yapan,» Mülâzım Kâmil bey tayin olundu. Köylü amele, şehirli yapıcı, taşçı ve marangozlardan mürekkep beş yüz mevcutlu inşaat müfrezesi bu kumandanlık emrine verildi.[2]

16 Teşrinisanide İkinci kolordu kıtatı tarafından 12 inci düşman erzak koluna Haral, İkiz kuyu arasında bir taarruz ya­pılması kararlaştırıldı. 9 uncu fırka İkiz kuyu şimal sırtlarını tutarak 16 Teşrinisanide Akçakoyunludan gelecek erzak kafile­sini önleyecek, beşinci fırka da Karaburun sırtlarını tutarak bu esnada düşmanın gerisinden taarruz edecekti.

Üç tabur Piyade, bölük Süvari bir yarım Sahra ve yarım Dağ bataryasından ibaret düşman kolu daha Akçakoyunlu’ya giderken o civarda oturan bir Arap’tan avdette taarruza uğrayacağını öğrenmişti. Vaziyetten derhal Antep’i haberdar etti.

Düşman Erzak kolu Kumandanı 16 Teşrinisanide Akçakoyunlu’dan hareket ederken bir nısıf batarya ve bir Süvari takımı ile takviye ettiği bir tabur kuvvetini sağ cenaha çıkararak Karaburun tepelerini zapta memur etti. Bu tabur Karaburun tepelerine taarruz ederek beşinci fırkayı tespite muvaffak olduğu gibi Antep’ten gelen ve dokuzuncu fırkanın gerisine düşen diğer bir tabur da bu fırkayı çekilmeye mecbur ettiğinden taarruzdan düşmana bir kısım zayiat verdirmekten başka bir muvaffakiyet istihsal olunamadı. [3]

17-18 Teşrini sani gecesi Yıldırım birinci bölük kuman dam birinci mülâzım M. Fevzi Bey kumandasında teşkil edilen bir müfreze Cünut tepesine taarruz etti. Birinci bölük muntazam sıçrayışlarla düşmanı birinci müdafaa hattından atmağa ve hayli zayiat verdirmeğe muvaffak oldu ise de hariçten yapılması takarrür eden taarruz icra edilmediğinden sabaha kadar harbe devam ettikten sonra şehre avdet eyledi.


[1] Fransızlara nazaran Suriye Kilikya muharebatı (sayfa-86,87)

[2] Şehrin tahkmatı o kadar muntazam ve dayanıklı olarak yapıldı ki sukuttan sonra istihkâmları gezen Fransız Zabitleri bu tahkimatın planlarını hangi Erkânı harp Zabitinin yaptığını sormuşlardı. Halbuki bunları yapan Erkânıharpler değil, Ântebin öz evlâtları idi.

[3] Bir taburun beşinci fırkaya tesbit, diğer bir taburun da dokuzuncu fırkayı çekilmeğe mecbur ettiğine göre o zaman fırka dediğimiz bu birliklerin ne kudret ve kuvvette bulunduğu kendiliğinden anlaşılıyor. Alaylarımızın mevcudu hakkında, birfikir verebilmek için bugünlerde iki Alay kumandanı arasında geçen şu tuhaf vak’ayı zikredelim:

Yirmi yedinci Alay kumandanı Celâl bey bir harbi müteakip alayının mevcudu 26 nefere inmesi üzerine 25 inci Alay, kumandanı Mahmut beye yazdığı bir tezkirede mumaileyhten bir. nefer isteyor ve “alayımın mevcudu yirmi altıdır Alayınızdan bir nefer veriniz de mevcudumuz hiç olmazsa alayın numarasına yetişsin’’ diyor.

Alay mevcutları daimî surette kadro halinde kalıyordu. Civar kasaba ve köyler halkı ile mevcutları kabaran alaylar, askerî bir hareket neticesinde dağılıyor ye tekr,ar kadro haline iniyordu.

Bu sözde alaylarla mevzie giren toplarım ise düşman mevzilerine bir kaç mermi attıktan sonra bir baskına uğramamak için hemen çekilip Güçğe ve ? Karabıyıklıya kadar gitmek zaruretinde kalıyorlardı.