Bilginin “Millî bir zenginlik kaynağı” olduğu görüşü; hergün biraz daha kuvvet kazanmaktadır. Diğer taraftan, kütüphane plânlaması (Plannig Library Servicas) kavramı; kütüphane ve dokümantasyon hizmetlerini sağlam temellere oturtmak için gerekli çeşitli inceleme ve araştırmalar anlamına gelen Eğitim Plânlaması ile ekonomik ve sosyal gelişme plânlamasının bir veçhesi olarak ele alınmağa başlanmıştır. Bu inkişaf, eğitim ve kültür kuramlarının hergün biraz daha artan ve daha etkili olan hizmetlerde bulunmasını icabettiriyor.

Bilimsel araştırmaların hızla geliştiği ve son derece önem kazandığı çağımızda; özel, araştırma, millî, halk her tip kütüphanenin, millet hayatında önemli bir rol oynaması gerektiğinin açık bir gerçek olduğu bugün anlaşılmış bulunmaktadır. Temelinde ilim bulunmayan sosyal ve ekonomik kalkınma düşünülemez. Gerçekte de ilim kurallarını ve ilmi zihniyeti tesis etmeden kalkınmış, endüstrileşerek bugünkü anlamda modern toplum haline gelmiş bir memleket bilinmemektedir. Bilâkis sarih, ilim kurumları ve onların kalbi olan kütüphanelerden evvel endüstri kurma gayretlerinin daima boşa çıktığını göstermiştir.

Kaldı ki ilim yalnız ekonomik kalkınmayı sağlamakla kalmıyor; manen ayakta durabilme, bağımsız ve hür kalabilme imkânlarını da veriyor. Bugün, bütün modern toplumların ilme ve en önemli bilim ve kültür müessesesi olan kütüphanelere dört elle sarılmaları, bu yolda türlü fedakârlıklara girişmeleri, hep bu nedenlerledir. Geleceğe güvenle bakabilen ve bakabilecek olan milletler kütüphane meselesini gerektiği şekilde halletmiş olanlardır. Bugün hiçbir madenî millet, geleceğinin güvenliğini sahip olduğu veya olacağı fabrikalarda, barajlarda v.b. gibi sanayi kuruluşlarında göremiyor. Çünkü bugün medeniyeti, ilmin en önemli temsilleri olan kütüphaneler ayakta tutuyor. Bu hususta en küçük bir tereddüde yer yoktur. Kütüphanelerin çağdaş ekonomide de vasıta olarak oynadığı rolü göz önüne alacak olursak, devletin bu alanda, birinci plânda görev alması ne kadar tabii ise, mesleki teşekküllerin de iş âlemini, bilgi ve haberle teçhiz edebilmek için insiyatif olması o kadar zaruridir. Kalkınma yönünde büyük gayretler sarfeden az gelişmiş memleketler, kütüphanelerin bu konudaki rolüne büyük ölçüde inanmaktadırlar. Bunun yanında meslek teşekkülleri tarafından kurulacak ihtisas kütüphaneleri de bilgi toplamak, rekabeti yakından takip edebilmek ve bütün dünyadaki yeniliklere ayak uydurabilmek bakımından ayrı ve büyük bir değer taşır.

Bugün bizde de kütüphaneler, geniş anlamda yeniden ve yeniliklerle ele alınacak bir döneme gelmiştir. Bu dönem, bir arzular ve hamleler devri olarak nitelendirilebilir. Böyle bir devirde hizmetlerin belirtilmesi lüzumlu bir iştir. Ancak bu alanda, geri kalmış taraflarımızı da teşhir etmenin yararları da inkâr edilemez. Bu teşvik ve teşhir görevi kütüphanecilik mesleğinin mensuplarına münhasır kalmamıştır. Bu bir sevinç vesilesidir. Çünkü her yazı, övgü veya tenkit yollu da yazılmış olsa, yararlar sağlamıştır. Yararlı olmadığını düşünmek mümkün değildir.

Bu bakımdan her mesleğimizi, bugün gönül ferahlığı içinde belirtiyoruz. Aynı idareye bağlı olan veya olmayan herhangi bir kütüphanenin geriliğini ve aksaklığını, aynı görev duygusuyla teşhir etmek, biz kütüphanecilere düşer. Kusurlarımızı biz biliriz, biz bize söylemezsek kim söyler? Kütüphanelerimiz inkılap geçirmektedir. Burada görev alan herkes, yalnız yaptığı işten değil, herşeyden sorumludur. Bu kanaat yerleştikten sonradır ki başlanan işler, köklü ve sürekli olabilir.

İşte, en verimli öğretimin yetişkinlik çağında vukubulduğunu hesaba katarak, vatandaşların en iyi bir şekilde yetişmeleri için bütün kaynakları onların istifadesine sunmak demokratik hayatımızın da tabii bir neticesidir. Çocuklarımız ve gençlerimizin, Türk toplumu içinde iyi biz vatandaş olarak ve onların ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yetişmelerini gaye sayan Millî Eğitimimiz, yetişkinler eğitimine de geniş yer verilmesi lüzumunu duymuştur. Çünkü her derecedeki okul çocukların belli bir zaman içinde belli bilgileri verir. Bunlara küçükken okuma zevk ve alışkanlığını da verirsek, sigara, içki ve bütün suistimalleri tahdit etmiş, karakter ve irademizi sağlamlaştırmış oluruz. Küçükken okuma zevkini almış olan bir kimse boş vakitlerini kütüphanelerde, seyahatlerini elinde kitapla geçirirken, bir kısım kimseler de boğucu bir sinemada veya sigara dumanının gözleri oğuşturduğu kahve köşelerinde vakit öldürmekte veya bir dans havasının verdiği suni oynaklığı aramağa çıkmaktadırlar. Bu durum karşısında bilhassa gençler okulda; cemiyetle münasebetlerinin mahiyetinin ne olacağını öğrenmeyi, dışarıda gördüğü uzar saçlılar, favoriler, kot pantolonlular yanında unutuyor, gençlerin karakterli ahlâklı olarak yetişmeleri onların bilgili olarak yetişmeleri, onların bilgili olarak yetişmeleri kadar önemlidir. Ahlâklı ve karakterli kimselerin bilgilerinden memleket yararlanır. Vatanseverlik ahlâkın başında gelir. Vatansever olarak yetiştirmek de terbiye sistemimizin temelidir.

Bu sistem sayesindedir ki, yetişenler eğitimi yoiu ile vatandaşa çeşitli imkânlar verilmektedir. Her cemiyette vatandaşların merak sararak meşgul olabileceği birtakım meseleler vardır. Bunların başında modern pedegojik sistemlerle çalışan halk kütüphaneleri gelir. Yetişkin çağında öğrenme ihtiyacı, bazı zaruretler karşısında kendini daha çok hissettirir. Kaldı ki, insanın hayat boyu öğrenmeye ihtiyacı vardır. Onun için Halk Kütüphanesi, çeşitli resmi ve hususi teşekküllerle da iş birliği yaparak yetişkinlerin eğitimini her yerde vatandaşların hizmetinde bulunan devamlı bir müessese haline getirmeye çalışacaktır. Bizim amaçımız ve gayemiz okuyan, kültürlü bir nesil yetiştirmektir.