Tren tren bizim il’e gidesin,

Saydığım yerlere selâm edesin.

Haydarpaşa sırtını sığar gönderir,

Fevzipaşa karşılar da elverir.

Çılgın çılgın düdüğünü öttürür,

Narlı’dan saparsın, duman tüttürür.

Rampalara sararken yolculuğun,

Salmanlı’da çıkar, biraz soluğun

Karacaburç düzlerinde az koştur,

Oraların köylüleri pek hoştur.

Cibekirin hizasında düdük çal,

Selâm için bir dakika orda kal.

Telhüyüğün kekliği çok dağlarda,

Al giyinmiş kızlar, şimdi bağlarda.

Tükenir görünce Şöhme’yi yasın,

Saygı için biraz, durup kalkasın.

Etrafında hep sevdiğim dağlar var,

Dumanlı başında, nice, çağlar var.

Seyreder yüksekten seni Araptar,

Yürekten ona da ayrı selâmlar.

Ceğde’yi görmeği sakın unutma.

Ona uğramadan Güce’yi tutma.

Sam’a düşmez yolun, döner geçersin,

Ona da uzaktan ” Merhaba” dersin.

Kim yaptı yolunu hep büke, büke?

Getirdi bak seni güzel Dülük’e.

Bir adımda vardın Beylerbeyi’ne,

Bir düdük çal kal da, köyler beyine.

Tren tren, noldu sana koşarsın,

Şimdi tepeleri hızla aşarsın?

Anladım göründü uzakta Antep,

Gazi şehrimize saygı, selâm hep...

30.8.1968

Celâl Göğüş