Bir kere kaşık çalan öğretmen çorbasına,
Ömürlük ağını doldurur torbasına.
Çorbamızın tadı da, tuzu da başka başka,
Önden bir kere tadan düşer ayrılmaz aşka.
Cansıza can veririz, şekilsizlere şekil,
İkilik yoktur bizde, bilmeyiz asil vekil.
Nesiller yetiştirip yaşatarak milleti,
Bizim çorba kaldırır yer yüzünden zilleti;
Taktıkça insanlığa medeniyet kanadı,
Erir hep çorbamızda tabiatın inadı.
Çorbamıza borçludur her şeyini kâinat,
En şiddetli bir aşkın mahsulüdür bu sanat.
Vücudu ayrılanın gönlü ayrılmaz bizden,
Çünkü bir kaşık çorba tükenmez içimizden.
Tanrı da tattım diye bu çorbadan bir kere,
Eksiltmiyor aşkından ömründe bir tek zerre.
Çorbamızın tadından mestti Atatürk, Sinan,
Bu çorbadan almıştı onlar ideal, inan.
Çorbamızı tadanın hasta, ihtiyar, genci,
Azrail’e can vermez sarmadan bir öğrenci,
Bir öğrenci görmeden kapanmaz onun gözü,
Çocuktur... Öğretmenin son nefeste sonsözü.