Dedemden dinledim: (Evimiz Şıh’ın dağının eteğinde idi. Antep harbinde şehirde kıtlık vardı. Cünud dağının eteğindeki tarlamıza bir arkadaşla gitmek zorunda kaldım. Tarlada patlıcan kopararak çuvallarımıza doldurduk, evimize dönüyorduk. Şıh’ın dağının yanına ve bir hendeğin kenarına gelmiştik. Şıh’ın dağındaki düşman bizi görmüş olacak ki ateşe başladı. Hemen bir kayanın arkasına gizlendik. Ateş kesildi. Biraz bekliyen arkadaşım bana:

- Ben kaçıyorum düşman bizi unuttu galiba dedi. Ben ise biraz daha bekliyelim dedimse de dinletemedim. Arkadaşım, patlıcan dolu çuvalı önce hendeğe yuvardı ve sonrada kendisi hendeğe atladı. Bu sırada havada tüyler ürpertici bir ses işitildi, kulakları sağır edecek derecede bir patlama oldu. Düşman sabırsız arkadaşımı görmüş ve topla ateş etmişti. Aradan saatler geçti ve ben gizlendiğim yerden çıkmadım. Akşam olunca hendeğe indim. Zavallı şehit arkadaşımın parçalanmış vücudunu ve dağılmış çuvalı göz yaşları içinde seyrettim, içimden bir nefret doğdu. Atılmak, boğmak, intikam almak hisleriyle dolu olarak eve doğru koştum. Artık ölümden korkmuyordum. Yaşımın küçük olmasına rağmen, çetelere katıldım.)

Ali KULAKSIZ

Gaziantep Lisesi

NOT: Bu yazı Gaziantep Kültür Derneğinin 1959 yılında yaptığı (Gaziantep Harbine iştirak eden bir tanıdığınızın hatırasını yazınız) konulu yarışmada onuncu gelmiştir.