Mustafa Güllü arkadaşımın 31 Mart 1950’de yapılan fıstık gecesi dolayısiyle duyduğu hisleri ve fikirlerini okudum. İdare heyetinin musadesiyle cevabı ben vereceğim. Zira o geceyi tertipleyenler arasında bulunmam ve gecenin bütün işleriyle şahsen uğraşmış olmam dolayısiyle arkadaşımı daha çok tatmin ederim zannediyorum. Her şeyden öncede fikirlerine hürmet ettiğimi de bildirmek isterim.

O sene idare heyetimiz seçildiği zaman bütün arkadaşlar ne yapabileceğimizi düşündük. Nihayet eskiden beri yapıla gelen fakat son gecede husule gelen bazı nahoş hadiseler dolayısiyle ara verilen FISTIK GECESİNİ tekrar yapmaya karar verdik. Bunun için hemşehrilerimizden Demir Dai, Şakir Karabay, Tahir Öztemir, Mahmut Güleç, Osman Güzel, Haşan Karakaşı Borsa Kıraathanesinde bir toplantıya çağırdık. Bazı ağabeylerimiz evvelki gecedeki hadiselerden bahsederek hemşehrilerimizin gece için büyük bir antibati beslediklerini muvaffak olamıyacağımızı ve enaz 5 sene ara vermek icap ettiğini iddia ettiler. Biz yapılmasında İsrar ettik ve ağabeylerimizi ikna ederek yapmaya karar verdik.

Muvaffak olmak için ilk olarak hemşehriler arasındaki fena intibayı kaldırmayı düşünerek Gaziantep’in kurtuluş gününü eski Eminönü halkevinde kutlamaya karar verdik. Davetiyeler parasızdı. Gece okadar şen ve mahalli olduki, geceye gelenler İstanbulda olduklarını unutmuşlar, memleketin bütün özelliklerini bizzat yaşamışlardı. Biz 500 davetiye bastırmıştık. Fakat orada 1.000’den çok fazla hemşehrimiz; çoğunun ayakta olmasına rağmen, halayları, piyesleri, zevkle seyretmişler, koro ve Türkülere yerlerinde iştirak etmişlerdi.

Bu gecemiz bukadar muvvaffak olduktan sonra fıstık gecesi için hiç korkumuz kalmamıştı. Hemen hazırlıklara başladık. Milli Türk talebe birliği lokalinde haftada iki gün halay ve koro çalışmalarımız devam ediyor, ayrıca bütün talebe arkadaşlar hisselerine düşen her işi zevkle yapıyorlardı. Mustafa beyin dediği gibi Gaziantep belediyesinden, fıstık kooperatifinden yardımlar gördük. Bütün ikramiyelerini hemşehrilerimizden ve büyük müesseselerden temin ettiğimiz eşyalarla piyango tertip ettik. Tahmin ettiğimizden çok fazla bilet sattık. 31 Mart akşamı hemşehrilerimiz ve bizleri seven birçok davetliler akın akın geldiler. Tokatlayanın bütün salonları hınca hınç dolmuştu. Saat 21’de gece başladı. Evet bu gecenin özelliği danslı olmasıydı. Zaten başka türlü olmazdı. Tokatlayanda piyes yapılamazdı. Ortaya gelenler danslı olduğunu biliyorlar ona göre geliyorlardı. Keza belki 5-10 masa hariç bütün masalar pistte yer bulabilmek için cazın başlamasını heyecanla bekliyorlardı. Yine arkadaşım hatırlarki Sabite Tur dahi caz kadar rağbet görmemişti

Bu arada idare heyetinin kararlaştırdığı proğram dahilinde mahalli türkü, koro, halay, mahalli adetler ve monoloğlara da yer verilmişti. Proğrama göre halay ve mahalli oyunlar 2.30’dan sonraya bırakılarak diğerleri cazlar arasında sık sık tekrar edilmişti. Saat 2.30’a geldiği zaman davetlilerin % 90-95 i salonda hazır bulunuyordu. Halay ve mahalli gösteriler başladı. Hemşehrilerimiz bunlara bütün ruhlarıyla hatta bizzat bedenen iştirak ettiler.

Saat 4.30 olduğu zaman bütün davetliler gecenin çok çabuk geçtiğini söyliyecek ve memnuniyetlerini alenen bildirerek salonu terkediyorlardı.

Bu arada gecemiz bu güne kadar yapılan gecelerin en yüksek kârını temin etmiş oluyordu.

Geçmiş yıllar olmasına rağmen gece dolayısiyle bizleri yalnız bırakmayarak maddi ve manevî yardımlarını esirgemiyen Dr. Doç. Osman Barlas, yukarıda isimlerini zikrettiğim ve zikretmek imkânını bulamadığım birçok ağabeylerime yardımını esirgemiyen belediye ve fıstık kooperatifine de teşekkürü bir borç bilirim.

Mustafa Güllü arkadaşıma saygıyla.

20 Nisan 1958

Dr. Şakir YEŞİLYURT