(GAZEL)

Yârı-ı vefakârım Şakir Sabri Yener’e

Büyük bir bolluk içre Gaziantepte galâ gördüm;

Bu insafsızlığı esnafına pek nârevâ gördüm.

Açıkgözler sarılmış ihtikâra her çeşit işle;

Elinde bir silâh endazesi çok eşkiyâ gördüm;

Mürüvvet beklenir Gazilerin hulk-u cemilinden;

Bu unvan-ı celili bir met-âı kembehâ gördüm.

Fakir halkı perişanlık içinde zâr-ü giryandır;

Aziz yurdu hulâsa teşnelikte kerbelâ gördüm.

Büyükler hazret-i Osmana benzerler sıyanette;

Kimi gördümse başta, akrabaya mübtelâ gördüm.

Diler ki kendi alsın, kendi satsın kendi bay olsun;

Fakire, yoksula binsiz, hayırsız ağniya gördüm.

Geçimsizlik yüzünden şehri ihmal eylemiş gençler;

Münevver zümrede câh-ü celâle iptilâ gördüm.

Vefasızlık siyaset olduguyçun bir meziyetmiş;

Siyasi dostları hap iş başında bîvefa gördûm.

Yaşar birçokları mebusluğun balyayi hâmile;

Hele görmüş, geçirmişlerde pek çok itina gördüm.

Muayyen ücretin zincir-i lutfünde esir olmuş;

Küçük memurların bahtla kömürden de karâ gördüm.

Sanayi inkişaf etmektedir bergün hararetle;

Zeki patronlarında, aklâ sığmaz bir dehâ gördüm.

24-10-941 Beşgöz

Zeki Savcı

HASBIHAL

Üstadım- Şakir Sabri Yener’e hürmetlerimle

Bir, hayli, namertler bermurat , oldu;

Ortada perişan ben kaldım hocam!

Mideler kabardı keseler doldu;

Eloğlu oynadı ben çaldım hocam.

Şehirden ayrılıp yaslandım dağa,

Yüzümün suyunu döktüm toprağa;

Sıtkımı bağladım bahçeye, bağa,

Zannetme küçüldüm alçaldım hocam

Her türlü refahtan oldumsa cüda,

İzzet-i nefsime canım da feda.

Vefasız dostlara dedim elveda!

Feragât ülküne, ün saldım hocam!

Diyorlar Hasan’ın böreği yağma!

Kimseler edemez Halli muamma;

İşin iç yüzünü bilirim ama

Açamam derdlerden dersaldım hocam!

Unlandım, basamam ince perdeye;

Düştükçe bayıma tay değe değe.

Aklımı beğenip Zeki’yim de'ye

Gaflet deryasına çok daldım hocam!

Zeki SAVCI

SİTEM

Kardeşim Şakir Sabri Yener’e

Mesih’a yalvarsam gökten inerdi…

Sen yerin yüzünde bazlandın hocam!

Taze gelin olsa ata binerdi…

Ben aman dedikçe hızlandın hocam!

Aylardır tükettin sabrım, kararım;

Yanında yok imiş hiç itibarım;

Dert ile elemle geçti baharım…

Arkandan koştukça hızlandın hocam!

Bir zaman bahanen mektepti, dersti;

Bir zaman imtihan soluğun kesti;

Yağlı ziyafetler hoştu, enfesti,

Yine de halinden hızlandın hocam!

Kuzular beslendi, üzümler oldu;

Köfte leğençesi yağ ile doldu…

Miden mi bozuldu sana ne oldu?

Bu alış verişte kazlandın hocam!

Haklısın çetindir binek palası;

İki lira vermek yürek yarası,

Onu da vereyim say diş kirası;

Paran çoğaldıkça uzlandın hocam!

16-7-940 Beşgöz köyü

Zeki Savcı

----------------------------------------------------------------

Şehirden ayrılıp yaslandım dağa,

Yüzümün suyunu döktüm toprağa;

Sıtkımı bağladım bahçeye, bağa;

Zannetme küçüldüm, alçaldım hocam!

Her türlü refahtan oldumsa cüda,

İzzet-i nefsime canım da feda,

Vefasız dostlara dedim elvada!

Feragat ülküne ün saldım hocam!

Diyorlar Hasanın böreği yağma!

Kimseler edemez Halli muamma;

İçin iç yüzünü bilirim amma

Açamam, derdlerden dersaldım hocam!

Uslandım, basamam ince perdeye;

Düştükçe başıma taş değe değe,

Aklımı beğenip Zeki’yim deye

Gaflet deryasına çok daldım hocam!

Zeki Savcı