Adamın birine sormuşlar:

-Adın ne?

Cevap vermiş:

-Cülha Mehmet.

-Kârın ne? demişler.

-İkisini bir söyledik ya demiş.

Aliâme Mahmut Bedreddin Aynî’nin mahlası Aynî-ki Antep'e mensup yani Antepli demektir. Olduğuna ve eserlerinin hemen hepsinde ismini (Mahmut Bedrettin il-Ayni-yil Ayintâbî) olarak yazdığına göre bu zatın Antepli olmasında şüphe etmek bize "Mal sahibi razı oluyor da miyenci (aracı) razı olmuyor." Antep atalar sözünü hatırlatmaktadır. Aynî kendisini Antepli sayıyor da ben saymıyormuşum, ne çıkar? "Mekke şeyhinden iyi mi bilirsin?" hikâyesi buna derler.

Aynî'yi Antepli saymak istemeyenlerin iddiası şu:

"Tarih Semire" dergisinin üçüncü cildinde Aynî’nin hâl tercümesini okurken, babasının Ankaralı olduğunu; sonra Halep’e, oradanda Antep'e geldiğini ve Aynî’nin Antep'te doğduğunu görürüz. Şimdi babası başka bir memleketli olan bir adam nasıl olur da doğduğu memleketli sayılabilir? İşte dava bu. Buna mantıkta kıyas-ı-bâtıl derler.

Bir insanın herhangi bir memleketli sayılabilmesi için ölçü nedir? Evvela bunu bilmemiz lâzım. Bir adamın, meselâ Antepli sayılması için "hiç olmazsa yedi ecdadının Antepli olması gerektir" diye bir kaide yoktur. Keza "Babası başka memleketli olan birisisi nerede doğarsa doğsun, babasının doğduğu memleketli sayılır" diye bir formül de yoktur. O hâlde Antep'te doğmuş, Antep'te büyümüş, Antep'te tahsilini yapmış olan "İkdul- cuman fi Tarihi Ehlizzeman" sahibi Aliâme Aynî, köküne kadar Anteplidir ve bu toprağın halis muhlis evladıdır.

Eğer babamızın, dedemizin doğduğu memleketli sayılmamız icap etse, bugün meselâ bir takımımızın Antepli veya İstanbullu yahut İzmirli falan olmamanız icap ederdi. Kim bilir benim ecdadımda nereden gelip Antep'e yerleşmiştir? Elimde bir aile şecerem yok ki bunu bileyim. Beni bu yazıyı yazdırmaya sevkeden saik:

Bir gün bir mecliste konuşur­ken içimizden bilgin bir zatı “Aynî Antepli değildir." demesi oldu. Bunu işitince içim burkuldu ve Antep'i kaybetmiş gibi içimde sızı duydum. Hemen tetkike koyuldum. Seminerdeki Adile Abidin'in tezini okuyunca içim açıldı ve ferahlandım.

Binaenaleyh Aynî'yi bizim elimizden alacak hiçbir kuvvet, hiçbir müeyyide yoktur. Aksini iddia edenlerle her zaman tartışmaya hazırım. Sütunlarımız açıktır; buyursunlar.