Atatürk, bedenî varlığı ile normal bir insan fakat manevî yönleriyle zihinlerde inkılâp yapacak bir FİKİR’dir. "Atatürk” kelimesi bundan böyle, tutsakların beyinlerinde filizlenen ”hürriyet”in, açların midelerini ısıtacak bir lokma sıcak ekmek”in; zayıfların, ezilenlerin önünde gidecek ”kuvvet”in, cehaleti silecek ”bilgi”nin, zifiri karanlıklarda doğacak ”aydınlık”ın anlamlarını içine alan bir yapıcı KAVRAMDIR.

Bu görüşümüz, bu yönlü izahımız Atatürk’ün bizden çıkmasından yani Türk olmasından değildir. Gerçekleri isbat etmek için sübjektif düşünmek, manasız ve faydasızdır. Kaldı ki Atatürk’ün cihan şumül bir varlık olduğunu bizden çok bizden olmıyanlar teslim ediyorlar.

Cezayir dağlarında, Fasın, Tunus’un kızğın çöllerinde, Kongo vadisindeki yamyamların medeni dünyaya karşı insanlıklarını savunuşlarında, Hindistan’da Endonezya’da ve dünyanın muhtaç her bölgesinde hangi Türk gittide Atatürk’ten bahsetti?.

Hayır hayır Atatürk Türklerin yetişdirdiği fakat dünyanın sahip çıktığı bir idealdir. Üzerinde daha fazla konuşmak, insan zihninin yanılmasını icap ettirir.