Cesur olduğu kadar sabırlı ve soğukkanlı idi. En çetin ve tehlikeli harplerinde ön siperlerde askerinin yanında bulunmuştur. Fakat boş yere, vakitsiz yere ne kendi hayatını, ne de bir tek neferinin hayatını tehlikeye koymuştur. Bir akşam bir arkadaşı kendisine:

— Hatay işi ile niçin bu kadar sıkılıyorsunuz. Yarın bir tümen yollasanız Hatay’ı alırsınız. Hitler Renani’ye asker yolladı da ne oldu? Fransa Suriye’nin bir sancağı için mi Türkiye ile döğüşecek?

— Evet, doğrudur. Yarın bir Tümen yollasam Hatay’ı alırım, Fransa’da Hatay için bize harp açmaz. Ya bu defa açarsa? Sonra dikkatle arkadaşlarına bakarak:

— Ben bir sancak için altmış üç vilâyeti tehlikeye sokmam, dedi. Böyle olduğu için Mustafa Kemal kurtardığı vatanına yeni topraklar katarak ölmüştür. Hitler ise, sergüzeştlerinden cüretlenerek, kumar oynamakta devam etmiş ve kül yığınları haline gelen vatanının bir harabesinde düşmana esir düşmemek için kendini öldürmek zorunda kalmıştır.

Bir Amerikalı gazeteci bir gün:

— İşlerinizde nasıl muvaffak olursunuz? diye sormuştu. Atatürk şu cevabı verdi:

— Ben bir işte nasıl muvaffak olacağımı düşünmem. O işi başarmaklığıma neler engel olabilir, bunları düşünürüm. Engeller ortadan kalktıktan sonra iş kendiliğinden olur.

Vakti ve fırsatı gelinceye kadar yapacaklarını bir sır olarak vicdanında saklardı. Fakat karar verip harekete geçtikten sonra, ölüm karşısına çıksa, onu gülerek karşılardı.

— Tehlike insandan kaçar derdi. Henüz açılamıyan bir demiryolu hattı üzerinde yolculuk ediyordu. Bir yokuşta birden tren geri gitmeğe başladı. Ön vagondan iki kişi telâşla kompartmana girerek Atatürk’e hemen trenden atlamasını söylediler. Hiç kımıldamadan;

— Niçin? diye sordu.

Sonra gerilemenin sebebini öğrenmelerini ve lüzumlu tedbirlerin alınmasını emretti. Bu sırada trenin geri gidişi hızlanmakta idi. Fakat emir verdiklerinden biri, ki müfettişti, dönüp gittikten bir müddet sonra tren yavaşladı. Mesele şu imiş:

— Bu yola ilk defa çıkan makinistler, bir tünele yaklaştıklarını unutarak ocağa kömür atmışlar. Tünelin içinde de zehirli dumandan bayılmışlar. Atatürk’ün soğukkanlılığı herkesin vazifesini yapabilmesini sağlamıştı.

Falih Rıfkı ATAY