İnsanlıkla doğan ve ancak insanlıkla ölebilecek olan aşk zaman zaman gönüller kadar tahtlarada hükmetmiş bir hükümdardır. Onun önünde en mağrur başlar eğilir. En vahşi gözlerden en içli en ılık yaşlar boşanır. Onunla hiçler bir varlık, varlıklar bir alem olur. O ruhların gıdası insanlığın yol göstericisidir.

Aşk güzel olan her şeydir. Hakiki aşkı fısıldayan her mısra her nağme herşey güzeldir, hoştur. Hakiki bir aşkın kuru efsanesini dinler duygulanırız, okur sebebini bilmeden içlenir göz yaşları dökeriz.

Zamanımızda aşkı, insanları yükselten lüzumlu bir his olarak kabul edenler olduğu gibi, insanlık için bir felâket ve bir âfet ve bütün fenalıkların menbai olan bir hastalık kabul edenlerde vardır.

Güya yeryüzüne ilk kan aşk yüzünden dökülmüştür. Kabil daha çok güzel olan kendi kız kardeşi Hâbilin karısını sevdiğinden kıskanarak alabilmek için Habili öldürmüştür. Bu gibi felâketler de o günden devam edip gelmektedir.

Bu gibi hükümlerin pek doğru ve kuvvetli olduğunu zannetmiyorum. Çok zamanlar bilhassa bu günkü maddî dünyamızda aşkın sihirli vasfına bürünerek aşk adı altında önümüze çıkan komedyalar aşk değil, aşktan başka her şeydir.

Zira aşk ilahi bir nur gibidir. Fırtınalar, boralar onu söndüremez. Zifirî karanlıklar ona perde geremez. Aşk manevi alemde doğar büyür ve ilelebet yaşar.

Hazreti Yusuf’u yedi yıl zindanda yaşatan karşılığını göremeyen bir aşkımıdır? Hayır Yusufu zindana düşüren Firavunun karısı Zeliha’nın karşılıksız kalan aşkı değil bir sel gibi kabaran şehvetin neticesinde karşılıksız kalan cinsi ihtirastır.

Roma imparatorundan VASPASÎEN, Julius Sabinus'u ölüme mahkûm ettiğinde onu çılgınca seven karısı Eponine affedildiği halde ona kocasıyla beraber yere gömülerek ölmeyi tercih ettiren ölmez aşkıydı.

Filozof Abelard seviştiği talebesi Haloise’e ile başka şehire kaçarak evlendikten sonra tenesül aletini kaybederek bir manastıra çekilmiş Haloise’ ya genç yaşında dünyanın bütün güzellik ve zevklerini bıraktırıp kocasının yanında ömrünün sonuna kadar cehennemi bir hayat sürdürten ilahi aşkıydı.

Aşk bilinen, duyulan, hissedilen fakat ifade edilemeyen bir ilahi kuvvettir.