Gaziantep’imizin 24’ncü kurtuluş yıl dönümü münasebetiyle, Antep harp tarihiyle ilgili bir efsaneyi okurlarımıza Sunmayı uygun bulduk. Bu efsanenin mensur şeklini bu dergimizin ikinci sayısından başlayarak birkaç nüshada yayınlamıştık. Fakat dil ve folklor bakımından çok değerli olan manzum met nini de yayınlamak için münasip zernan ve fırsat beklemekte idim, işte beklediğim o zaman bu gün gelmiş demektir. 244 beytten ve Arap harflerde 12 sayfadan ibaret bulunan bu vesika hak kında bu dergimizin birinci sayısında değerli kardeşim Cemil Cahit Güzel’in güzel bir yazısı vardır. Lütfen okuyunuz!

Manzumenin kapağı üzerinde şu yazılart okuyoruz:

Bu yazı Lohan koyünde bulunmuştur. Fakat kimin yazdığı ve söylediği meçhuldur. Halk lisanından tedarik edilmiştir.

Bu yazıyı ben, Kayacık ilk okulu öğretmeni Mustafa Güzelhan’dan aldım, oda: Eski Gaziantep ilk tedrisat müfettişi Ali Rıza Yalgından alındığını söyledi.

Manzumenin baş kapağı üzerinde de şu yazı vardır:

“Antebin Hazreti Ömer tarafından fethi menzumesi.

Lohan köyünde bulunmuştur.”

Yazan: Şakir Sabri YENER

Hâza Ceng-i Feth-i Ayintap

Ümidi dermayandır nur İlâhi

Cemii Padişahlar Padişahı

Resûli hem Muhammet Mustafadır

Cemii kâinattan ıstıfadır

Fenâdan çün Bakaa mülküne göçtü

Ecel cıamın diriga ah kim içti

Hilâfet tahtına çün geçti Sıddîk

Cihanı cümle pürnur etti tahkik

Sürer ahkâmı şer’I Mustafayı

Verir âlemlere zevk-ü-safayı

Biraz müddet karar edince ey yar

Ecel caamin içirdi dehr-i gaddar

Ömer Hazretleri çün geçti sadre

Münevver gül cemali döndü bedre

Serâser adlile hem doldu âlem

Bulııptur râhatı hem cümle âlem

Erişti heybeti âdâye bâri

Kaçar iblis kılardı ah-ü-zârı

Her iklim malikinden' aldı bacı

Salardı Kasr ı Kîsraye harâcı

Eşitti Şah ilinde bir hisârı

Halep kurbunda hoş bir murgzârı

Size takrir edem gûş eylen ânı

Edeyim feth dihânı-hem zebanı

Derîn hendekleri muhkem burcubârı

Yapılmış bölme taştandır hisarı

Adı Anter o şehrin hub havâlı

Eşi yok yelleri vardır safâlı

Cihanda hİç bulunmaz bir misali

Kimsenin methine yoktur mecali

Acayib zebzedir hem bâg-u bostan

Her etrafı bezemiş gül gülüstan

Çiçekler dürlü dürlü çok yemişi

Hiç eksik olmiyor yaz ile kışı

Elezdir lezzeti dahı şekerden

Akar âb-i revanı çeşmelerden

Soğuktur kar ile buzdan suları

Her dereden akıyor bir pınarı

Üzüm incir ile amrud-u ayva

İçi dışı doluptur cümle meyva

Kırmızı güller etrafı almış

Sümbül a-reyban ile hem boyanmış

Görenlerin salınub hep gezerler

Görenlerin heman gönlün ezerler

Sanki bir ay paresidir her biri

Misali bulunur cennette Huri

Bahar geldikte cuş eyler suları

Meleşiyor koyunla kuzuları

Nice elvan çiçekleri açılur

Hakkın nimetleri yere saçılur

Mor beaevşeleri kokuyor

Her dereden bir suları akıyor

Al kırmızı çiçekleri saçılmış

Sanki dağlarına bir halı açılmış

Şakaayık dürlü nakışla bezenmiş

Dürlü envai çiçekleri düzenmiş

Ağaçlarda bülbüller eder efgan

Kumrular öter ederler dasitan

Kış oldukta yağar yağmurla kaarı

Bahar oldukta cûş eyler suları

Kurbunda bir koy vardır adı Nurvan

Safasına cümle nas olur hayran

Bir pınarı eder tahtinde ceryan

Akar gider gece gündüz firavan

Şimalinde akar bîr nehri vardır

Sacur der ismine çok suyu vardır

İçenlerin bulunmaz derd ü- gami

Savunduğundan döker gözlerden nemi

Ne kadar söylesem methi sezadır

Orda sakin olan ferah fezadır

Neler halkeylemiş gör Girdigari

Akar her dereden bir pınarı

Nice meth edeyim Benzer Cinane

Misali gelmemiştir bu cihane

Ne denlu methin etsem takat bulunmaz

Hakkın kudretlidir ol bilinmez

Ve lakin bir kızıdır padişahı

Güzellikte misali bedr mahı

Görenler bakmağa hiç doyamaz idi

Veli can muhabbetle kanmaz idi

Cihanda misli yok bir dilber idi

Cihan halkı hep âna müşteridi

Birsin hiç kabul eylemez idi

Bulunmaz dünyaya girmem der idi

Çogudu leşkeri davarı malı

O şehr içre doluydu cümle varı

Velakin put’a eylerdi penahı

Put’a secde kılardı sal-ü-mahı

Anmadı hiç ömründe Girdigârı

Yer ü-gok halikı perverdigârı

Adı Aynî idi hem yüzleri m ah

O kalede kendüsü olmuştu şah

Meğer bir gün oturmuş beyler ile

Kurdular meşreveyi bîrbirile

Dedi beyler siz bilürmisiz anı

Ömer kapladı duttu bu cihanı

Yürüyüp her yana kıbyor garet

Yıkup yakup ediser çok hasaret

Dinine kim girer ise kor ani

Dînine gîrmiyen kalmaz cayidani

Bir gün olur bize de ol geliser

Ol Aliyi üstümüze salısar

Nedir çare buna bir tedbir kılın

Kamunuz sözleri hep bir edin

Kızın bir a m misi oğln var idi

Anın ismi dahî hem Anter idi

Bahâdır pehlivan idi dilâver

O iklimde yok idi ana benzer

İşidicek bu sözü durdu nâgâh

Dedi gönder sen beni ey Padişah

Varub devletine bir iş kılayım

Sağ selâmet donüb yine geleyim

Ali’nin isterim başın- kesem hem

Getürüp burc-u-bâruya asam hem

îşidicek Sultan anı oldu şad

Getürûn Anter’e bir iyi at

Silâhın kuşanup atına bindi

Veda edüp yalınız yola girdi

Ali’yi kasdedüp gider idi ol

Hezaran hiyle fıkreder idi ol

Gece gündüz kırk gün gitti yoluna

Ve söz çoktur erişti Mekke iline

Dedi kıldı ol laîn mekir kıladır beman

Şikâre gitmiş idi Şâhi Merdan

Beli seyreder idi köb-u sahrâ

Buluştular Anter ile yalınız tenha

Selam verdi Ali’ye heybet ile

Yakın geldi erişti sürat ile

Selamın aldı Hayder dedi gelişin

Neredensin ya yiğit bunda işin

Dedi Anter diyarından gelişim

Ki gayet vardır bunda bir işim

Dedi Şah kim ne ola söyle ey yar

Bizi dahi kılın bundan haberdar

Dedi işim Ali’nin başın kesem

Götürüben burcu bârye asam

Eşidicek anı cûş eyledi şah

Ansızın bir nâ’re urdu Padişah

Dedi kim ben ol Ali’yim ol âgah

Tez îymana gel ey melnn -u – gümrak

Gör ki,şimdi keserim ben başını

Gözlerinden akıdırim yaşını

Ali adın işitti çünki melûn

Çeküp kıhnç Aliye vardu azgun

Heman depret eyüp şah anı çaldı

Urdukta yarısından iki böldü

Düşüp canı cehenneme gitti anın

Salavat ver safaler bula canın

Kesüp başın anın aidi eline

Durup andan kıldı Ömer yanına

Kodu meydane başı şah-ı eihan

Ömer ant görücek kaldı hayran

Dedi kim bu'nedir ey cânı âlem

Beyan et bize ey Sultanı âlem

Ali dedi benim ey şehriyarım

Feda olsun yolunda her ne varım

O Anter şahı Ayni bunu salmış

Bize kasdeyleyu ben bunda gelmiş

Gezer iken duş oldum nagihanı

İki biçtim yere döküldü kanı

Ömer Hazretleri çün anı bildi

Hemen derya gibi ol cuşe geldi

Kakıd ı canına od düştü yandı

Mübarek gözleri kana boyandı

Bilâl’e emr kıldı kim salâ kıl

Derılüp mescide gelsün kamu bil

Bilâl ol dem çıkup kıldı nidayı

Eşidüp cümle geldiler salâyı

Çıkup minbere hamdetti Hudaye

Salavat verdi Muhammet Mustafaye

Nasihat eyleyüp hutbe okudu

Tamam edüp macerayı söyledi

Varup herkes getürsünler yarâgın

Uzak yola seferdeyiz uş yarın

Biliniz kâfir çengine gideriz

O Auter kalesine azmederiz

Kılalım biz dua yolunda gazayı

Bulalım bu gun Haktan rızâyı

Eşidüp cümlesi anda dururlar

Varup herkes yarağını görürler

Tez sabahtan atlanup geldiler

Çıkup sahra yüzünü hem duttular

Ömer geldi silahım giyinmiş

Yüzü nuru gök ile boyanmış

Ve Haydar Zülfikaarını giyinmiş

Amâıne sarmup Düldül'e binmiş

Getürdüler Resul’un sancağını

Ömer’in üstüne açtılar anı

Heman emretti askerler yürüdü

Dağı taşı asker ile bürüdü

Revan olup o dem yola giderler

O Anter kalesine azmederler

Revan olup o dem yola giderler

O Antep kalesine azmederler

Sulat edüp ve hem tekbir ederler

Kamusu anların hep bir ederler

Gehi konup gehi durmaz giderler

Nice menzil merahiller geçerler

Geçerler nice nice sahrayı

Olup saf saf yürürler deşt-ü-sahrayı

Otuz gündür gece gündüz gittiler

Ol Anter kalesine hayret ettiler

Beyâ dağı derler bir ulu dağ var

Her etrafında bahçelerile bağ var

Dülük derler anın tahtînde bir köy

Çemendir akar abi boy

Konup asker o şehri onda gördüler

Kurup haymeleri oturdular

Yakın olmuş idi olanda akşam

Yatup her biri kıldı anda ârâm

Bu yana geldik imdi ey yar

Kâfir askeri oldu haberdar

Ömer’den bunları bildi emamet

Kopar başına kâfirin kıyamet

Heman kaynaştı kâfir koptu kavga

Derilüp şahlarına geldiler cem’a

Eşit anda o kâfirler nederler

Gece oldukta ğelüp şephûn ederler

Gaafilîn yatur İken eriştiler

Kılınç çeküp heman giriştiler

Ederler anda çok ulu kavga

Uyanup kalktı asker anda cem’a

Ata binüp kılınç çekti temamet

Kâfirin başına san koptu kıyamat

Temaşa kıl o dem Allah ekber

Karıştı birbirine iki leşker

Gıdalar ejderha gibi dolaştı

Erenler aî kızıl kana bulaştı

Dutuben kâfirun dağ ile taşı

Bahadır pehlivanlar açtı başı

Erenler kükreyüp cenge derildi

Yüreksizlerin anda ödü yarıldı

Kılınçlar urdular ol dem çekâçâk

Kızıl kana boyandı ol bayaz hâk

Karanlu bir gece duttu cihanı

Gorunm ez oldu cü le halk cihanı

Erenler garkolup alkan içinde

Döküldü kelleler meydan içinde

Kesildi başlar eller hem ayaklar

HeJâk oldu atlılar hem yayakiar

O çengin heybetinden doldu felekler

Tahayyürde kaldı cümle melekler

Begayet arttı anda cenk kavga

Niceler bîcan oldu ol gün şeyda

Heman dem oynadı dağıldı leşker

Karıştı bölük bölük cümle seraser

Dönüben yazılrda cengederler

Cihanı birbirine tenk ederler

Öyle cenk oldu gece hemangâh

Yakın olmuştu meğer anda sabah

Saqah olduğun kâfirler ol dem bildiler

Kaçup ol dem heman şehre girdiler

Müslümanlar pes dönüp geldiler

Ömer katına cem oldular

Alur apdest kılarlar hem namazı

Ederler Mâlik-üI-mülke niyazı

Heman ol dem durup teftiş ederler

Beş pehlivan ölmüş görürler

Şehit olmuş dahi nice müslüman

Yatardı anda hepsi ehli iman

Dahi nice bin kâfir kırılmış.

Ömür defterleri anda dürülmüş

Heman ol dem 5 pehlivanı alurlar

Götürüp bir depeye defnederler

Onları defnederler ol arada

Kalanı defnolur yerli yerinde

İlahi bu şehitler nurun artır

Cennet içre hurilere yetiştir

Biraz dinlendiler ol leşker anda

Çağırdılar (Amr Ümeyye)’yi anda

Dedi kim ya (Amr) bize beyan et

Ki hiç gördün mü bu yeri ayân et

(Amr) eder ya Ömer bu yere gelmişe

(Hamza) ile ben bu şehri görmüşem

Ne kadar cehd kıldıksa ber müdam

Giremedik bu kaleye vessaiâm

Harazayı ol demde anda duttular

İçeri girüp kapıyı berkittiler

Heman dem biraz durdum düşündüm

Dağdan bir lagara kazdım çalıştım

Kazarken am ol dem suya çıktım

Tesadüf etmedim ben boşa çıktım

Çü birden sa’y edüp işledim

Yine evvelki gibi hen boşa düştüm

Bu ğez kale tarafından işledim ey yar

Bu gez gördüm yer altında bir mağar

Bakup göreüm Hamza eylerdi harbi

Yakardı her gece örse darbı

Ahır âciz olup kâfir haracı

Alup boynuna vurdular pacı

O demde Padişah Anter idi

Bu ateş gibi yavuz bir er idi

Çikup ordan yine gezdik cihanı

Budur gördüğüm verdim nişanı

Dedi kim ya Amr dur anla nicegil

Revan ol şehr içine tezce vargil

Dinlesin onlar amana gelsünler

Veya hur kanların boynuna alsınlar

Eğer iymana gelmezlerse onlar

Veya hut emrimi dutmazlarsa bunlar

Seraser ederim hâk ile yeksân

Ebed kurtaramaz hiç kimse bir can

Ömer benîm dedi gözün açsınlar

Elimden kurtarırsa canı kaçsınlar

Sem’an tâ’a deyüp Amr anda gitti

O demde şehrin içine yetti

Yürüyüp süratle şehre girdi ol

Ki ol şah karşısına vardı durdu ol

Görücek şah anı dedikim ey pir

Ne dersin bana şen haber ver

Amr dedi ana kim anla ey şah

Ömerden gelmişem sen olgıI agâh

Dedi var et iymana gelsün

Veya hut cizyeyi boynuna alsun

Eğer yok der ise cümle kırarım

Bu dünyadan defterini dürerim

İşidicek bu sözü şah Anter

Vücuduna lerze düştü anda bedter

Begayet havf edüp anda oradan

Ümidi katolup canı terlinden

Heroandera cümle beyleri ne ki var

Çağırdı katına eyledi ihtar

Dedi beyler nedir-bu derde çare

Eğer derseniz edelüm müdare

Bizi kahreyliyen bu ejderhayı

Eğer ki defnederse bu yılanı

Meğerki anda bir ejderha varmış

Yiğirmi deveyi bir günde yirmiş

Dedi şah bu işin encamı nedir

Ne kim yazdıysa bozulmaz bu takdir

Bu söz üzere salar bir kaç adam

Ömer hazretine varırlar ol dem

Başı kubbe teni bir dağa, benzer

Üzerinden kuşlar edemez güzar

Temamen ejderhayı nakleylediler

Hem dahı ahd-ü Peyman eylediler

Ömer çün dinledi bunlar sözünü

Heman dem döndürür şaha yüzünü

Dedi kim ya Ali yetişmek gerektir

Evvela Ejderhaya gitmek gerektir

Dedi ey şuh kandadır gideyim

Meylanın emrile iki pare edeyim

Beraber gidüp uzaktan gösterdiler

Anlar kavfedüp gerude durdular

Şah nazar ğıldı görür bir deve benzer

Vadiyi zaptetmiş suzana benzer

Gözü meşaller gibi yanıyor

Her ağzından yere odlar iniyor

Taaccüp eyleyip şah oldu hayran

Dedi yardım dilerim senden ya Deyyan

Görücek şahı deprendi heman

Çeküp Zülfikarı ol şîri Yezdan

Çekû ben urdu ana Zülfikarı

Bir kılma olmadı bir ziyanı

Ne hikmettir deyu ben fikre vardı

Bu gez heybet ile bir na’re urdu

Yine bi kilim kesmedi asla

Esertkılmâdı bir zerrece ana

Kalktı heybetle çaldı taşa

Hıyar gibi iki böldü baştanbaşa

Dedi Yarap ne hikmet pek hızlı desti

Kesmedi ejderhayı taş kesti

Biraz fikredüben ol dona kaldı

Tefekkür bahrine bir hayli daldı

Erişti bir nidadır nagihanî

Nedendir kesmedi bildin mi ant

Erişti bir nidadır nagihanî

Nedendir kesmedi bildin mi ant

Helak ettim dedin anı ol agah

Demedin öldürürüm înşaallah

Anın içün-kesme dedik biz anı

Keserdi böyle deseydin bil anı

Eşîdüp ol nidayı aklı gitti

ki ağladı gözü yaşın akıttı

kılup oldu istiğfarı zarı zarı

Düşüp elden bıraktı Zülfikarı

Biraz şöyle bihuş yattı kaldı

Birazdan aklı başına derildi

Yine ona erişti nagihanî

Ki destur geldi öldürdü yılanı

Yerinden sıçrayıp dururdu ol şab

Çekü ben Zülfikarı dedi Allah

Heman ol anda Zülfikarı çaldı

Ol ejderhayı ol dem iki böldü

Ziyade susadı ol şahi merdan

İşit kim onda neyledi ol can

Heman dem dedi bir çeşme su aktı

Ayağı altmda çeşme çıktı

İçüp abdest alup kıldı namazı

Cenabı Halika kıldı niyazı

Ol ilin kevmı pes ana dediler

(Ali pınarı) ad ana kodular

Sağ selim geldi müzminler yanına

Rahat üzre oturdular hem yine

kamu ettiklerin tnkrir eyldei

Ne kini vâki olmnş ise söyledi

Eşidüp cümle şad oldu minimum

kılurlar şaha pek aferin

Varup Ayni’ye derler çünkü anı

Ali Öldürdü ol müthiş yılanı

Durup onda Ömer katına geldi

Görüp onu Ömer hem şadi oldu

Görüşüp Alî ile oldu şadan

Gönülde kalmadı bir gûna güman

Dediler uyduk Ömer hazretine

Çü taabi olnuk ol dinimühine

Anı eşidicek ol yüzü bedr tap

Bu şehrin ismi olsun şimdi Ayıntap

Dönüp şehrine ol demde Aynî

Rücû etti sözünden döndü gavri

Bu gez Ömer duyup bu sözü asker

Bu şehri eyleyin yağma seraser

Heman ol dem yürünüp kıldı garet

Ederler anda dürlü hasaret

kamu malın parasın aldılar

Ömer katına alup geldiler

Salup bir adam anda dedi varın

Ne söylerler benim hakkımda görün

Varup anlar nihanî gûş ederler

ki her biri olancılığın böyle derler

Anı Allah havele kıldı biz nedelim

Zulüm oldu biz nereye gidelim

Varup Ömer katına söylediler

Ki bunlar şöyle söyler hem dediler

Yine tekrar olara saldı leşker

Urup garet ederler seraser

Varup ol kavmı dinlerler nihanî

Yine evvelki gibi söylerler anı

Gelüp derler Emir-ül -mü’m inine

Buların sözleri evvelki yine

Üçüncü defa yine saldı leşker

Varup anı yıkın yakın seraıer

Yine asker hücum ettiler anda

Bir kırup yakup düşerler anda

Gidüp anda kulak urdu anlara

kulak urdu ne dedise bunlara

Allaha olduk muti kıldık kabul

Tabiiyyetten olmaz doğru bir yol

Dediler tabiiz biz ana uyduk

Ne hut eylerse biz Allaha uyduk

Ömer men etti cengi gitti azı

Dolar yaşlar ile hem iki gözü

Dedi ağlayu ağlayu ki varın

Ne kim aldıaız ise geri verin

Bular çok Allah işini

Buların ola hak daim muini

Elini kaldırup hem göğe duttu

Yüzün urdu hazrete hem zarılık etti

Dedi Ya Rabbenâ sen kıl inayet

Bu kavme daima vergil adalet

Bunlara sen fazlınla rahmet eyle

Dahi sen nimetinle bunları topla

Bağışla suçların sen ya İlahi

Bulardan’razı ol daim-ül baki

Belalardan hemişe sakla Yarap

Adulerden müdami bekle ya Hak

Ayırma sen Muhammet Mustafadan

Irak etme buları ol safadan

Buna eğri bakanlar olmasunlar

Ebed ağlayu gitsün gülmesünler

Dehı kim kötü sanır oda yansun

Hezaran dürlü aürlü derde düşsün

Anın kavmmı kim incide ey Hak

Anı kahreyleyüp sen odlara yak

Dahi bu şehri sen şen eyle daim

Olunca ruzi mahşer ola kaim

Eziyyet eyliyenle-ı yana nare

Ve azalan ola pare pare

Hayır saay edenin bunda elin al

Anı sen lütfün ile Cennete sal

Pes andan sonra göçtüler bu şehre

Gelüp karıştılar ol yarenlere

Kamu halk karşılayıp kıldı izzet

Ederler can-ü-dilden ana hizmet

Gelüp Aynı o gün baş koydu heman

Şehadet eyleyüp getürdü aman

Cümleten ne kim var ise yeksan

kamu bir gezden oldular müslnman

Ömer hazretlerini topladılar

Nice günler ziyafet eylediler

Bölük bölük etraflardan gelürler

Muhammet dinini hep ögrenürler

Ulu bir cami etti anda bina

Ömeriye deyu ad verdi ana

Çünkü fetholdu Aynitabın işi

Durup Acem mülküne çekti başı

Acem iklimini etti seraser

On iki bey diküp anda dilaver

Bu söz bunde erişti intihaya

Salavat ver Muhamet Mustafaya

Yazan: Şakir Sabri YENER